Görevde bulunduğu dönemde verdiği kararlarla hükümetin tepkisi çeken eski Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, Fethullah Gülen’in talimatıyla kurdurulduğu ifadelerde de yer alan üniversitenin, kayıp olduğunu öne sürdüğü ve araştırılmazsa 400 milyon liranın üzerinin örtüleceğinden kuşkulu... O yüzden cumhuriyet savcılığına yaptığı suç duyurusunda, ifadesi alınırken sunduğu yeni belgeler olayı daha da farklı boyutlara taşıyor.
Gaye Vakfı’nın mütevelli heyeti başkanlığını AKP’ye yakınlığıyla bilinen iş adamı Fettah Tamince yürütüyor. Bu vakıf Uluslararası Antalya Üniversitesi’ni kurdu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Olağanüstü Hal (OHAL) Kanunu kapsamında çıkarılan ilk kararnameyle kapatıldı. Sonra ne olduğuna bakalım.

KAYIP PARALARIN PEŞİNDE...

Üniversitenin açık kalması Antalya’da tepkilere neden olunca kapatılan Gaye Vakfı tekrar açıldı ve mütevelli heyetinde önemli değişiklikler gerçekleştirildi. AKP Antalya Milletvekili Mustafa Köse mütevelli heyetinde kaldı. Köse, pazar günü yapılan AKP Olağanüstü Kongresi’nde AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeliğine yeniden seçildi. Mütevelli heyetine AKP Antalya Milletvekili Sena Nur Çelik de eklendi.
Çin’de verdiği ve sosyal medyada paylaştığı fotoğrafla adından söz ettiren Antalya Valisi Münir Karaloğlu ile Antalya’nın AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de mütevelli heyetine alındı. Önceki hafta ilk toplantısını yapan mütevelli heyetinde AKP ağırlığı dikkat çekti.
Uluslararası Antalya Üniversitesi’nin kuruluşu için Bank Asya’da toplanan yaklaşık 150 milyonluk bağış trafiği ortaya çıktı. Üniversitenin Antalya - Döşemealtı Belediyesi’ne yaptığı yapı kullanım izin başvurusunda bütün kampusun 21 milyon TL’ye mal olduğu bizzat üniversite yönetimi tarafından beyan edildi.
Fettah Tamince’nin savcılıkta verdiği ifadede, “Yapım maliyetlerinin yüzde 95’ini kendi öz kaynaklarımdan karşıladım” demesi ise dikkatleri Bank Asya hesabındaki 150 milyonluk bağış trafiğinin akıbetine çevirdi. Üniversite hesabına girdiği Emniyet’in raporunda yer alan bu paralar peki nerede, kimin kasasında?

ÖNEMLİ BİR İDDİA DAHA...

Kayıp para iddialarının bir başka ayağı da üniversiteye ait 5 yıldızlı bir otelde yattığını öne süren ve bunu savcılığa yaptığı suç duyurusunda belirten eski hakim Kaçmaz şu iddialarda bulundu:
“Uluslararası Antalya Üniversitesi’ne turizm fakültesi, sivil havacılık yüksek okulu ve uygulama otel yapılması için devlet tarafından tahsis edilen Manavgat’ın Gündoğdu beldesindeki denize sıfır kamu arazisine ise 5 yıldızlı otel yapıldı. Otelin yapım işi o dönem mütevelli heyetinde yer alan turizmci Ömer Gür’e yap-işlet-devret modeliyle verildi.
Kendi yönetimindeki üniversitenin otelini yapan Gür, tahsisin verildiği gün tahsis edilen araziyi ipotek göstererek özel bir bankadan 120 milyon dolar ve 30 milyon TL kredi çekti. Otel 102 milyona mal oldu. Aradaki para kayıp... 17-25 Aralık sürecinden sonra üniversite mütevellisinde yaşanan tasfiyeler esnasında heyetten çıkarılan Ömer Gür, yeni yapılanmayla tekrar mütevelli heyetine döndü.”

PEKİ O HİSSELERİ KİM ALDI?

Eski hakim Osman Kaçmaz’ın “400 milyon lirayı buharlaştırdılar” iddiasıyla yaptığı suç duyurusu kapsamında Antalya Savcılığı tarafından ifadesine başvuruldu. Kimseyi suçlamadan, kayıp milyonlarca liranın kimin ya da kimlerin kasasında olduğu ortaya çıkarılmalı, bunun hesabı sorulmalı. Osman Kaçmaz, hukukçu kimliğiyle iz sürüyor sürmesine ama nereye kadar uzanır o da bilemiyor.
Fettah Tamince, alınan ifadesinde 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonrası Fethullah Gülen ve grubuyla ilişkisini kestiğini belirtiyor ama belgeleri incelediğimizde bunun gerçek olmadığı anlaşılıyor.
28 Ocak 2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde, Zaman gazetesini yayımlayan Feza Gazetecilik Şirketi’nin 12 Ocak 2014 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında pay devirlerinin yapıldığı belirtiliyor. Daha önce payı bulunmayan Fettah Tamince’nin, şirketin yüzde 10 oranında pay aldığı anlaşılıyor.
3 Haziran 2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde, Fettah Tamince’nin, Feza Gazetecilik’te bulunan yüzde 10 hissesini Mehmet Akif Avşar’a devrettiği ve hiç hissesinin kalmadığı bilgisi yer alıyor.
Belgeleri inceleyince “17-25 Aralık’tan sonra bağımı kestim” diyenlerin bile gerçeği söylemedikleri ortaya çıkıyor. FETÖ bağlantılı olanlardan çok olmayanları işin içine katmak isteyenlerin çabalarıyla soruşturmalar sulandırılıyor. Birileri de gelişmeleri ellerini ovuşturarak izliyor.