Tarihi 7 Ağustos 2020

Beyr

Hatırlıyorsunuz Çin'den füze sistemleri almaya kalktık. Bir anda Kobani olayları patladı. 52 vatandaşımız HDP çağrıları ile sokağa dökülenlerce hunharca katledildi. Çok değil kısa bir süre önce Irak'ta sokak olayları vardı.
Bine yakın insan öldü. Olaylardan bir ay önce Irak Başbakanı, Çin ile 500 milyar dolarlık ticaret hacmi konusunda anlaşma imzaladı. Ardından olaylar çıktı, o Başbakan istifa ettirildi. Ve derken bir baktık Beyrut'taki limanda muhafaza edilen 2750 ton amonyum nitrat büyük bir gürültüyle patlayıverdi. Sanki atom bombası atılmış gibi o görüntüleri izledik.
Patlama vakum gibi o limanı ve şehri yuttu neredeyse. Beyr "Helak olma" demekti. Beyrut'taki manzara korkunçtu, başkent "Beyr" görüntüsündeydi. Borç batağında olan Lübnan'daki hasar ilk belirlemelere göre 100'ü aşkın ölüyle, 4 bini aşan yaralıyla birlikte 5 milyar doları geçmişti. Dr. Talha Cafer Şeker de Lübnan'ın içinde bulunduğu durumla ilgili sosyal medya hesabından ilginç açıklamalar yaptı. Lübnan açlıktan kıvranıyordu. Neredeyse iki kişiden biri işsizdi. Hükümet IMF ile görüşüyor, para ve borçlanma peşinde koşuyordu.
Lübnan'ın Doğu Akdeniz'de İsrail ile sınır ihtilafı var. Fransa bu ülkede eskisi kadar sözünü geçiremiyor. Arap petrol parası Beyrut'a gitmiyor. Sebebi gayet açık. Çünkü İran'ın örgütleyip desteklediği Hizbullah bu ülkede özellikle Beyrut'ta çok güçlü. Ülkeye giren her para bir şekilde Hizbullah'ın cebine gidiyor. İşte bu ortamda Çin devreye giriyor. Pekin hükümeti pandemi süresince Batı'nın ezdiği Lübnan'a sağlık yardımı yağdırıyor.
Ve dahası Lübnan Başbakanı Hasan Diab çok kritik bir zamanda, Temmuz ayı başında Çin elçisi W.Kejian ile bir görüşme yapıyor. Aynı dönemde bölgede ciddi gelişmeler oluyor, Türkiye Ayasofya'yı açıyor, Lozan masaya yatıyor, Doğu Akdeniz'de sınırlar tartışmaya açılıyor.
Akdeniz'in bir parçası olan Lübnan "Mavi vatan" haritalarının çizildiği gerilimli bir dönemde Türkiye ile tıpkı Libya gibi deniz sınır anlaşmaları yapmayı masaya yatırıyor. Çin'in küresel Belt&Road yani İpek Yolu projesi ekseninde Doğu Akdeniz'deki Beyrut ve Trablus limanları için Lübnan Başbakan'ı ile görüşüyor.
İran yanlısı Hizbullah bu görüşme ile birlikte havalara uçuyor. Hizbullah "Çin Lübnan'a milyarlarca dolar getirecek. Ülke olarak aradığımız parayı Çin'den alacağız. Yatırım yağacak. Alt yapı çalışmaları başlayacak" diye müjde veriyor. Bu açıklamalardan kısa bir süre sonra Çin'in talip olduğu Beyrut'taki liman havaya uçuyor. Çok ilginçtir, 2015-2020 arasında Çin'in Tel Aviv Büyükelçisi olan Zhan Yongxin, Çin Komünist Partisi tarafından patlamadan dört gün önce Beyrut'a gönderildi. Yanında Çin Genelkurmay Başkanı General Li Zuocheng'in iki danışmanı vardı. Patlamada ağır hasar gören Four Seasons Hotel'de Lübnan askeri ve istihbarat yetkilileriyle 8 saati aşan toplantı yapan Zhan Yongxin ve beraberindeki heyet önemli bir anlaşmaya imza attı. Çin, Lübnan'ın denizde güçlü bir orduya sahip olması için donanmaya 3 gemi gönderme kararı aldı. Yeni teknoliji ile donatılan gemiler, Lübnan'ın Akdeniz'de çatışmanın eşiğine geldiği İsrail'e bayrak gostermesini sağlayacaktı.
Ancak daha bu anlaşmanın üzerinden birkaç gün geçmişti ki, patlama yaşandı.
Zhan Yongxin, İsrail ile Çin'in liman anlaşmaları yapmasını sağlayan ve Tel Aviv'de öldürülen Çin'li Büyükelçi Du Vei'den önceki İsrail büyükelçisiydi. Du Wei'nin de yakın arkadaşıydı. Şimdi hedefte Zhan Yongxin olacak. Beyrut'taki patlamaya sıradan bir kaza gibi bakmak dünyadaki muazzam kavgaya uzaylı kalmak gibi olur. O limandaki depolarda patlayıcı olduğunu bilmeyen yoktu.
Limandan çıkarılması için açılan mahkeme 6 yıldır sürüyordu. 2750 ton amonyum nitrat adeta istihbarat örgütlerine "Ben buradayım. Hadi gelin beni patlatın" diyordu. Çin'den gelen heyetler ve yapılan anlaşmalar pimi çekti. Pekin'i en büyük düşman görenler, Hizbullah'ı sürekli vuranların da işbirliği ile Beyrut'u acımasızca havaya uçurdu. Hem Çin hem de Doğu Akdeniz kavgası giderek büyüyor.
Bölgemizde Beyrut benzeri olaylara daha sık tanık olacağız. Enerji yataklarının zenginliği Doğu Akdeniz üzerinde uçan akbabaların iştahını kabartıyor. Ancak kim ne yaparsa yapsın son sözü söyleyecek olan Ankara... Çünkü Doğu Akdeniz'de en güçlü ülke biziz. Türkiye'yi dışlayarak yol almak isteyenlerin planları "Beyr" olmaya mahkumdur.