Ufuk Tarhan Beyin drenajı iyi mi kötü mü?
HABERİ PAYLAŞ

Beyin drenajı iyi mi kötü mü?

İTÜ’den birincilikle İşletme Mühendisi olarak mezun olan Hüseyin Umutcan Ay’ın konuşmasını sosyal medya sayfalarımda paylaşınca gelen pek çok yorumun “Aferin ama inşallah burada kalır da ülkesine fayda sağlar” ya da “Şimdi o da kaçar gider yurt dışına, burada durmaz bu kadar parlak çocuk” gibi yorumların çokluğunu görünce bu konuda yazmak, beyin göçünü sizlerle irdelemek istedim.

Drenaj, günlük ve yaygın kullanımda arazi ya da binalarda ve yollarda gereksiz hatta zararlı fazla suyun birikmesini engellemek üzere en hızlı şekilde suyu tahliye etme yöntemi. Dilimize yerleşmiş pek çok sözcük gibi Fransızcadan, ‘drain-boşaltmak’ kelimesinden türemiş. Drenaj sayesinde ilgili ortamlarda yapıların çok daha sağlıklı bir şekilde kullanılması sağlanıyor, fazla suyun yaratacağı tehlikeler önleniyor ya da ortadan kaldırılıyor.

Haberin Devamı

Bu yazıda ise ‘Brain Drain = Beyin Drenaj’ yani ‘Beyin Göçü = Brain Immigration’ manasında kullanılıyor. Bizler halk dilinde daha çok beyin göçü desek de akademik literatür ve sosyolojik ortamlar genelde bu tabiri, beyin drenajını kullanıyor. Bir ülkede biriken nitelikli beyin gücünün boşaltılıp başka ülkelere akıtılması ve geride kalan toplumun kurutulması gibi…

Beyin drenajı iyi mi kötü mü

GİTMESELER DAHA MI İYİ?

Gidenlerin yüksek olduğu belli kapasitelerini değerlendirebilecek ortam ve olanaklar yoksa, toplum suyu iyice kirlenmiş, içi tıkış tıkış fark yaratamayacağı belli beyinle dolmuş taşan bir akvaryuma dönmüşse hâlâ onları bu suda tutmak akılcı ve insani mi? Bence değil. O yüzden ben beyin göçüne “Kaçıp gittiler!” diye değil “İyi ki gelişmek için savaşıyorlar, çabalıyorlar ve gidiyorlar.

Biz geride kalanlar da onları engellemek yerine, geri gelme arzusu duyacakları koşulları yaratmak üzere çalışmalıyız” diye bakıyorum. Gitmek kolay mı? İnsanın kendi ülkesinin, ailesinin, ortamının, arkadaşlarının konforunu, ana dilini, vatanını bırakıp ‘göçmen’ diye damgalanacağı bir başka kültüre gitmesi, kendini kabul ettirmeye çalışması, geçinmesi, tek başınalık hissi ile mücadele etmesi kolay mı? Emin olun hiç değil…

Haberin Devamı

GÖÇÜN SEBEPLERİ NELER?

Ülkedeki olumsuz ekonomik, siyasi ve sosyolojik koşullar. Kendini gerçekleştirme olasılığının düşük olması. Fırsat eşitsizlikleri, adil olmayan uygulamalar, Ar-Ge’yi, inovasyonu, girişimciliği, bilimi, teknolojiyi, akademik çalışmaları teşvik eden alt ve üst yapıların, kaynakların yetersizliği. Kişisel ve ailevi nedenler.

BEYİN GÖÇÜNÜN OLUMLU TARAFLARI

Beyin göçünün yararlarını anlamak için aslında Çin, Hindistan ve Tayvan gibi ülkelerin özellikle son 30-40 yılda sergiledikleri performansa bakmak dahi yeterli. Bu ülkelerden başta Amerika olmak üzere dünyanın çeşitli noktalarına milyonlarca genç okumak ve çalışmak için adeta akın akın gitti ya da bizzat devlet tarafından yollandı.

Çeşitli zorluklarla mücadele ederek gelişmiş ülkelerde kendilerini kabul ettirip başarılara imza attıkça ülkelerine çok önemli know-how, teknoloji transferi ve sermaye akışı sağladılar. Gençlerin, ülkelerinin vizyonunun açılmasına, umutlanmasına, farklı şeyler de yapılabiliyormuş cesaretinin oluşmasına katkı verdiler. Kaldı ki günümüzün teknolojileri ile gidenler tam anlamıyla uzaklaşmıyor ki artık.

Haberin Devamı

Nerede olurlarsa olsunlar ülkelerindeki gençlerle, insanlarla buluşup onlara anında deneyim, bilgi aktarmayı sürdürebiliyorlar. Galiba olaya ülkeler için değil, tüm dünya için iyi insan olmak çabası diye bütüncül bakış açısı ile yaklaşırsak gönül rahatlığı ile “Güle güle gidin, biz buraları toparlarken siz de orada gelişip, hayırlısı ile güle güle geri gelin” diyebileceğiz…

Sıradaki haber yükleniyor...
holder