4 as adamını kaybeden Feyenoord"un Beşiktaş karşısında mücadelesi ve taraftar baskısıyla üstünlük kurmaya çalışacağını kestirebiliyorduk. Bu açıdan özellikle maçın ilk dakikalarını atlatabilmek önemliydi ki tahmin edilenden erken oldu bu. Feyenoord"un mücadelesine Beşiktaşlı futbolcuların da aynı oranda hatta daha da fazla mücadele ederek karşılık vermesi, Mustafa Pektemek ile de gelen erken gol maçı bizim adımıza kolaylaştıran unsurlardı.

Bir takımın kadrosundaki bu kadar önemli eksiği amorti etmesi bir hayli zor ve bunu Feyenoord dün bariz yaşadı. Ne etkili bir şekilde oyun kurabildi, ne de hücumda organize olabildi. Beşiktaş adına dünün artıları rakibe pozisyon vermemesiydi. Rakibi dünkü Feyenoord olarak baz alıp konuşursak Beşiktaş için olumlu şeyler sıralayabiliriz ancak bir üst turu düşündüğümüzde işin rengi değişir. Ancak ben maç maç bakma taraftarıyım. Feyenoord deplasmanında Beşiktaş oynaması gerektiği gibi oynadı; özellikle oyunun kendi yarı alanında son derece etkiliydi. Maçın başındaki temposunu son anlardaki ufak kırılmalar hariç 90 dakikaya yaydı. O ufak kırılmaların neden olduğu penaltı golü, keyifleri biraz kaçırdı.

Beşiktaş"ın yeni sezon öncesi transfer düşündüğü stoper, orta sahanın sağı ve ofansif orta saha (10 numara) bölgelerinden ikisi S.O.S verdi dün. Ne Kerim Frei, Gökhan Töre"nin yerini doldurabildi; ne de Oğuzhan takımı sırtlayabildi. Kerim Frei"nin ikinci golde topu alışı ve şansının da yardımıyla topu ağlara gönderişi sadece günü kurtarmasına yetti.

Demba Ba pek fazla fikir vermese de; topla hızlı olduğu izlenimi uyandırdı bende. Onu böyle görünce de kendisini besleyecek kaliteli 10 numara ve kanat oyuncuları gereksinimi bir kez daha dikkat çekti.