Hepimiz bayramları bayram tadında kutlamak isteriz. Bayram coşkusunu, bayram sevincini tadında yaşamak güzeldir. Ama hepimiz bu güzel isteğimizi her zaman gerçekleştiremeyebiliriz. İşte bütün mesele bayramda, bayramın tadına varmak ,o güzel coşkuyu yaşamaktır. Ama bu her zaman herkes için geçerli olmamaktadır. Artık bu da bir gerçek oldu. Bayramların sevinçli yanı kadar, hüzünlü yanı da vardır. Bayramların hüzünlü yanında şehit anneleri vardır .İşte o yanı hep can acıtıyor. Çünkü her şehit annesi bayramda evladını koklamak ve kucaklamak ister. Ne şehit annesinin ne de evladını başka bir nedenle kaybetmiş başka bir annenin bayramda böyle bir şansı hiç yoktur. Bayram gerçeği şehit annesinin en hüzünlü yanıdır...
' Bayram gelmiş neyime' diyen şehit annesidir. Çünkü bayramda evladını koklayamayan, kucaklayamayan, saçının teline dokunamayan anne şehit annesidir.Söz konusu şehit evlat olunca bayramda şehit annesinin gözleri hep kapıdadır.Çalan bir kapı zili onu hep umutlandırır. Acaba bu bayram gelir mi? Sorusu şehit annesinde hep vardır . Ama kimseyle paylaşmaz, muhatabı sadece kendisidir. Samsunlu şehit Astsubay İlhan Hamlı'nın 81 yaşındaki annesi Bedriye Hamlı da son 25 yıldır bu soruyu sadece kendisine sormaya devam ediyor. Mavi gözlü paşam acaba bu bayram gelir mi? diyor.Biliyor ki bundan böyle hiç gelmeyecek ama o bıkmadan usanmadan o soruyu her bayram soruyor. Ömrü oldukça da bunu yapacak, bunu görüyorum.O anne kalbi ,o anne duygusallığı başka bir şeye benzemiyor.Vatan için ,bayrak için ,millet için toprağa düşen her şehit kınalı kuzu o annenin kalbinde büyük bir sızı,derin bir izdir. Yaşamayan hiç kimsenin anlayamayacağı kadar tarifsiz büyük bir acı yakasına yapışmış olsa da mağdur ama mağrur ve dik duruşuyla o bir onur abidesidir .Onun bayramı şehitlikte şehit evladıyla hüzünlü buluşmasıdır.Düşünün öyle bir buluşma ki buz gibi bir mezar taşına anne sıcaklığı ile sarılıyor o annemiz diğer şehit anneleri gibi…Bu duyguyu nasıl gözlemleyebilir nasıl anlayabilir nasıl hissedebiliriz? Bu duygu gerçekten farklı bir duygu.81 yaşındaki bir annenin şehit evladını kucaklar gibi onun mezar taşını kucaklaması, koklaması hangi duyu organı ile hissedilebilir, hangi kelimelerle anlatılabilir. Bu duygunun gerçek manada karşılığı yaşamayan kimse için yoktur. Ama empati yapabiliriz. Her bayram ellerini öpmek için gelen çocukları bu bayramda gelmeyince her şehit annesinin yaptığı gibi 81 yaşındaki şehit annemiz Bedriye annenin ve diğer şehit annelerinin şehitlikte çocuklarıyla buluşması, bayramın en acı karesi olsa bile en manalı en güzel buluşmasıdır. İçinden hasret ve hüzün geçen bu buluşma, bu bayramda kapılarını çalmayan şehit çocuklarına annelerinin koşarak gelmesinin müjdesidir. Şehitliği oğlunun evi kabul eden Bedriye anne ,şehitliğe gelince ben oğlumun evine geldim diyor.Ben isterdim ki oğlum benim evime gelsin kapımı çalsın, elimi öpsün ama o vatan nöbetinde o gelemez ki.Onun boynu bükük kalmasın diye sadece bayramlarda değil, her zaman ona geliyorum. Diyen bir şehit annesidir Samsunlu Bedriye anne…
O şehit annemizin,Bedriye annenin duygusu tüm şehit annelerinin duygusudur. Bu duygu Edirne'de,Kars'ta,İstanbul'da,Ankara'da,Ordu'da ,Samsun'da Türkiye'nin her yerinde şehit annelerinin yaşadığı gerçek manada ortak bir duygudur. Bir bayramı daha evlatlarının mezar taşını kucaklayarak geçirmek zorunda kalan tüm şehitlerimizin annelerine selam olsun. Şehitlerimizin annelerine çok minnettarız. Allah onlara o tarifsiz acıya dayanma gücü versin ,ömürlerini bereketli ve uzun yapsın.