Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti, 2013 yılından bu yana yeryüzünün farklı coğrafyalarındaki mağdur, mazlum, muhtaç ve mülteci kardeşlerimize bağışçıların kurbanlarını ulaştırdı. Dernek başkanı Adil KACIR kurban ve iyilik çalışmaları hakkında şu açılamada bulundu: Cemiyet olarak; faaliyetlerimizde ilk günden beri kardeşlerimizin sadece karnını değil, kafasını da doyurmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu misyonla birlikte Kurban Bayramı bizim için hep yeni bir fırsat oldu. Kurban vesilesiyle ulaştığımız her bölgenin ihtiyaçlarını yerinde gördük.

O coğrafyanın halkının derdini bizzat kendisinden dinledik.
Yapımına karar verdiğimiz, başladığımız ve bitirdiğimiz her projenin arkasında bir kurban organizasyonu oldu. Bu nedenledir ki bizim için Kurban bayramı sadece kurban eti demek değildi. Bölgelerin ihtiyaçlarını analiz etmede ve  kalıcı projeler hayata geçirme de bir fırsattı kurban. 

Bu yıl da, dernek gönüllülerimizden ve Yönetim kurulu üyelerinden oluşan ekiplerimiz dünyanın birçok bölgesine kurbanda sefere çıktı
. Kurban Faaliyetlerimiz; Anadolu'dan Afrika'ya, Balkanlara, Ortadoğu’ya ve Orta Asya'ya Daha önce görmediğimiz, bilmediğimiz kardeşlerimize ulaşarak Kurbanla birlikte Anadolu'nun selamını, sevgisini, değerlerindeki motifleri farklı coğrafyalara taşıyarak tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirdik.  
Bağışçılarımızın emanetlerini 2016 yılı Kurban Bayramı'nda Etiyopya, Azerbaycan, Sudan ve Lübnan’a ulaştırdık, binlerce mağdur kardeşimizin bayram sevinci olduk.

Bir kez daha anladık ki Kurban çok yönlü bir ibadet.
Bir kez daha anladık ki Kurban sosyal bir dayanışma... Bir kez daha anladık ki Kurban bir kaynaşma mekanizması... Ve Kurban Aileden Ümmete Kardeşliğimizi güçlendirmeye sebep oldu.
Kurban mevsimi arefesinde, halkımıza 15 Temmuz’u yaşatan küresel İhanet çetesi, Türkiye’nin şefkat elinin ülke dışına çıkmasına mani olmak istemişti. Ülkemizi hedeflerinden çevirmek, İslam dünyasıyla iletişimin kesmek,  sınırlarına hapsetmek ve boğmak istemişlerdi; lakin bunu başaramadılar. Göğsümüzde taşıdığımız al bayrak kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşmamıza zemin hazırlarken; ülke olarak varlığımız, yaşadığımız son hadiselere rağmen (artarak) mazluma umud, zalimlere kaygı ve korku yaşatmaya devam ediyor.