BATAKLIĞIN İÇİNDEYİZ !

Bu satırları yazmaya başladığım saatten itibaren 3 şehit haberi peş peşe düştü haber sitelerine.

Öncelikle İstanbul Gazi Mahallesinde teröristlerle girdiği çatışmada göğsüne isabet eden kurşunlarla şehit olan Gümüşhaneli hemşerim Muhammet Fatih Sivriden mi başlasam yoksa Batman ilimizde yola mayın döşeyen teröristlerin 2 Mehmetçiğimizi şehit etmelerini mi yazsam bilmiyorum.

Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet milletimize başsağlığı diliyorum.Geride bıraktıkları yetim yavrularımıza ve gözü yaşlı ailelerine sabır diliyorum.

İnanın yazı yazmanın en zor anlarını yaşıyorum bilgisayarın karşısında.Cümleleri kurmakta güçlük çekiyorum.

Yıllardır hep aynı manzarayla karşı karşıyayız. Terörü bitirdik r diye verilen tavizlere mi yanalım yoksa ülkemizin içinde bulunduğu üst düzey güvenlik zaafiyetine mi bilemiyorum.

Atalarımızın bir sözü vardır "Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur" diye. Bugün ülkemiz bu kaderi yaşıyor dostlarım.

Daha birkaç ay evvel eşiyle birlikte semt pazarında alış veriş yaparken sokak ortasında ensesinden vurularak şehit edilen Astsubay Nejdet Aydoğdu'yu hatırladınız.

Geçtiğimiz günlerde Ceylanpınar da evlerinde uyurken şehit edilen iki güvenlik görevlimizin acısı hala yüreğimizde.

Suruç ilçesinde bir alışveriş merkezi önünde ki patlamayla 32 evladımızı daha kaybetmenin derin üzüntüsünü hep birlikte yaşıyoruz.

Temennimiz bu üzücü hadiselerin yaşanmaması ancak insanın aklına bu ülkenin istihbaratı ne iş yapar diye haklı bir soru geliyor.

Bu nasıl bir güvenlik zaafiyetidir ki, terör örgütleri bu eylemleri yapabilmektedir. Hal böyle olunca bir anda kendimizi orta doğu bataklığının içinde bulu verdik. Ülkemde huzur kalmadı.

Haber kaynaklarından öğrendiğimiz kadarıyla bu eylemleri üstlenen iki terör örgütünden bahsediliyor. Bunlar PKK ve İŞİD.

Şu İŞİD meselesine bir iki cümle girelim.

Yahudi asıllı bir kişinin kurduğu ve ABD'nin desteklediği IŞİD terör örgütünün İslam'la hiç bir alakası olmadığı ortadadır. IŞİD'in Suriye'nin Türkiye hattında çok yeri ele geçirdiği ve bu yerleri bir süre sonra Barzani'ye teslim ettiği düşünüldüğünde, sınır ötemizde önce bir Kürt devleti, nihayetinde ise Büyük İsrail komşumuz olacaktır.

IŞİD, adım adım içimize girdi, birkaç yıldır kevgire dönen Suriye sınırından illerimize, dağ köylerine kadar yerleştiği gelen haberler arasında.Artık içeriden ve sınır ötesinden bize yöneliyor. Eylem yapabiliyor.
Gelişmelerin arka planı incelendiğinde görülecektir ki dört saç ayağından bahsedilerek kurulacak Arz-ı Mev'ud hayalinde Irak, İran, Suriye ve Türkiye'den toprak alınması hedeflenmiştir.

Maalesef bu hedef için, ülkemizin de içinde bulunduğu bu coğrafya adım adım bu kıvama getirilmekye çalışılmaktadır.

Ülkemiz, gizlenmeyen Büyük İsrail planında maalesef ortadoğu bataklığına çekilerek bu planın uygulayıcıları tarafından kendisine aktif rol verilmek istenmektedir.

Çözüm sürecine bağlı olarak aylar önce Barzani'nin askerlerinin topraklarımızdan otobüslerle geçirilerek Suriye'nin  güneyine geçtiğini unutmayalım.

Dün bir haber sitesinden okuduğum ve islam dünyasını kan gölüne çeviren ABD'nin bölgedeki taşeronlarından biri Peşmerge lideri Yahudi asıllı Mesut Barzani’yle Erbil'de görüşen ABD Savunma Bakanı Carter ne dese beğenirsiniz. "ABD ile Kürdistan arasında büyük bir ortaklık var ve bundan gurur duyuyoruz”

Buna benzer açıklamalar sosyal paylaşım sitelerinde de mevcut.

Türkiye’nin ne hale getirildiği gözümüzün önündedir. Bu millet, aklını başına almaz, kendi millî kazanımlarına, değerlerine, kimliğine, bağımsız ve hür, devlet ve vatanına sahip çıkmazsa, asıl hezimetin ne olduğunu korkarım ki yaşayarak görecektir.

Örnek mi uzağa gitmeye gerek yok. Irak'ta, Suriye'de yaşananlar ortada.

Daha ne diyelim...Allah sonumuzu hayreylesin.
YORUM EKLE