Bilmeyenler için olayı kısaca anlatalım:

İzmir’de ilkokul dördüncü sınıfa giden bir öğrencinin başörtülü bir şekilde okula gelmesinden rahatsız olan bir öğretmen ve bir müdür yardımcısı, çocuğu okula almayıp güvenlik kulübesinde bekletmişler. Çocuğun annesine de, “Diğer öğrencilere kötü örnek oluyor başını kapatmakla.” demişler.

Soruyu yekten soralım:

Başörtülü olduğu gerekçesiyle çocuğu okula almayıp da güvenlik kulübesinde bekleten müdür yardımcısına ne olur biliyor musunuz?

Hakkında uyduruktan bir soruşturma açılır. Görevden alınır ki alınmış da zaten.

Soruşturma neticesinde başka bir okula gönderilir veya daha etkin bir görev verilir.

Başörtüsü düşmanı sendikalar, sivil toplum örgütleri ve siyasiler uyduruk da olsa açılan bu soruşturma için, her platformda o müdür yardımcısına destek olurlar.

Müdür yardımcısı kahraman olur böylelikle.

Hatta isterse o müdür yardımcısı, başörtüsü düşmanı sivil toplum örgütleri ona güçlü bir makam verirler ya da başörtüsü düşmanı bir partide siyaset yapma imkânı bulur.

Başörtüsüne ‘koşulsuz’ destek veren siyasetçi ve bürokratlar da, olayın büyütülmesinden rahatsız olurlar.
En fazla da kendilerinin acziyetinin ortaya çıkması onları rahatsız eder.

Belki iç ses olarak, ‘’Keşke başka şehirde olsaydı bu olay.’’ diyen bile olur.

Olay yukarıya yansır da, yukarısı çok ciddi bir tepki gösterirse bu siyasetçi ve bürokratlar arslan kesilirler hemen.

Önüne gelen mikrofona demeç verirler, yerel basını davet edip onlara konuşurlar, olayın ulusal basına yansıması için de gayret gösterirler.

Başını kapatan çocuğun psikolojisi, başörtüsü düşmanı müdür yardımcısının ayrımcılığı, faşist tutumu falan hepsi göz ardı edilir.

Bu işlerin kaymağı yenecekse de bunlar yer, çile çekilecekse çilesini çekmemek için ortalıkta görünmeyen de bunlar olurlar.

Bu olay tam böyle olmayabilir ama genelde bu tür olaylar böyle neticelenmiştir.

Bir de olaya tersten bakalım...

O müdür yardımcısı uygunsuz bir kıyafetle okula gelmek isteyen bir öğrenciyi ya da bir öğretmeni, bırakın kapıda bekletmeyi, sadece uyarmış olsaydı neler olurdu?

Uygunsuz kıyafet destekçisi ve başörtüsü düşmanı kim varsa şuan okulun önünde karargâh kurmuş o müdür yardımcısına dünyayı dar etmekle uğraşıyor olurlardı.

Bunlar masa başında yazılmış hayal ürünü senaryolar değildir.

Yaklaşık son yirmi yıldır bu tür olaylar hepimizin gözleri önünde yaşandı, kimi mağdurun gözleri yaşardı yalnızlıktan, kimi zalim zulmüne devam etti kendi cenahından gördüğü desteğe bakaraktan...

Haklı olanın sesini kısan yok, haklı olan kendi sesini kendisi kısıyor.

Herkes zevahiri kurtarma derdinde.

Geldiğimiz yer açısından ne kadar düşündürücü bu hâl...