Başkan Pekdaş'tan çarpıcı açıklamalar

EGE’NİN SESİ/ MUKADDES AYTEMİZ- Katıldığı bir programda 2019 seçimlerinde aday olduğunu açıklayan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, ‘Evet düşünüyorum. Söz verdiklerimiz açısından, başlamış projelerimiz açısından ve sürecin sağlıklı sonuçlanması açısından bir dönem daha adayım” dedi.

CHP’li Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, İzmir ve ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulunurken, 2019 seçimlerinde tekrar aday olduğunu açıkladı. Pekdaş, “Öyle yoğun bir Türkiye gündemiyle emhal olmuş bir süreç geçirdik ki, demin anlattım; 4 yılda 4 büyük seçim geçirdik. Türkiye gündemi çok yoğundu ve o gündem ister istemen bütün evlerin ilk gündem maddesiydi. Bizlerinde çalışmalarındaki tempoyu etkiledi, kesintiye uğrattı. Bu nedenle söz verdiklerimiz açısından, başlamış projelerimiz açısından ve sürecin sağlıklı sonuçlanması açısından bir dönem daha adayım” ifadelerini kullandı.

“OTOPARKSIZ BİR ALSANCAK STADI İZMİR’E HAKARETTİR”

Başkan Pekdaş, Alsancak Stadı’na ilişkin son durumu, “Alsancak Stadı, önce ihale edildi 55 milyon liraya. Ve bu fiyata ne yapabiliriz diye proje çizmişler. Oysa bir stat projesinde olması gerekenler var. Eğer siz oraya 12-13 bin kişilik koltuk koyuyorsanız, her 30 kişi için bir aracın olacağı otopark ayarlamak zorundasınız. 400-500 civarında aracın bulunacağı bir otopark olması gerekirken, sadece 21 araçlık bir otopark vardı. Takımların araçları, takımların ekipmanlarının araçları, ambulanslar, itfaiye aracının dahi sığacağı bir alan bile değil. Yönetmeliğe, plana aykırı bir proje getirildi. Biz şöyle dedik; bu proje şu haliyle değerlendirilemiyor. Ruhsat verilebilmesi için, değerlendirmeye almamız için öncelikle yönetmelikteki kıstasları aramamız gerekiyor. Aynı durumda olan Göztepe Stadı için de uğraştık ve oraya ruhsat verdik. Çünkü uygun koşulları taşıyordu. Göztepe Stadı’nda yerin altında otopark var. 700’küsürlük de araç alabiliyor.

Suyun içinden tüp geçitler yapan bir ülkeyiz artık, ama maalesef Alsancak Stadı’nın altına otopark yapamayız. Bu inanalım mı? Teknoloji olarak bunu yapıyorsanız, Alsancak Stadı’na otopark yapılamaz demek abestir. Eğer yapılamıyorsa Çevre ve Şehirçilik Bakanlığı bize bunu ‘yapılamaz’ olarak bildirsin. Ben yine de değerlendiririm. Otoparkı olmayan, yönetmeliğe aykırı bir projeyi imzalayamam. İmzalandığı an hemen soruşturma başlar. Kanuna aykırı bir proje imzaladınız diye soruşturma konusu olur. Kanun diyor ki; eğer stat yapıyorsanız, stadın içine bu otoparkı ayırmak zorundasınız. Stadı idare edenler, stadı yapmak zorunda olanlar bunun çözümünü de bulacaklar, ona uygun bütçede hazırlayacaklar. Bu otoparklar kent için, trafiği düzenlemek açısından, kent içi otopark sorununa çözüm bulmak açısından, aynı zamanda kulübe gelir getirmek için yapılıyor.

Alsancak’a mutlaka stat yapılmalı. Alsancak Stadı İzmir’in değeridir, olmak zorundadır. Hemen apar topar yıkılması da anlamlı değildir. Gerçek niyet stadın yapılması mı, değil mi? Onu da bilmiyorum. Alsancak Stadı, yönetmeliklere uygun yapılmalıdır. Statta otopark olmalıdır. Diğer statların hak ettiği muameleyi Alsancak Stadı da hak etmektedir. Otoparksız bir Alsancak Stadı İzmir’e hakarettir. Oraya otoparklı bir stat yapılmalıdır. İzmir bunu hak ediyor" sözleriyle ifade etti.

TAŞERON YASASI KHK İLE DEĞİL MECLİSTEN ÇIKMALIYDI

KHK ile açıklanan taşeron yasasına ilişkin konuşan Pekdaş, “Çıkış şekli yanlış. KHK ile çıkmaz, mecliste tartışılır. Yasa nasıl yapılır? Hükümet bir teklif hazırlar siyasi partilere ilgili kurumlara gönderir. Belediyelere kadro ve bütçe vermediler. Bir göz boyama yaptılar. Genelgelerle KHK’yı açıklamak durumunda kaldılar. Bütün partiler taşerona kadro verilmelidir, taşeron sistemi ortadan kalksın diyordu. Buna muhalif olan yoktu. Meclise neden getirmediniz? Beştepeler’den bir gece gönderilip resmi gazetede yargılanmaz. Belediye şirketleri de bir taşerondur aslında. Hizmet alım ihalelerine girer, kaybeder, kazanır. Alırsa ihaleyi alan taşeron şirket olarak çalışır. Ben göreve geldiğimde Konak Belediyesi’nin MERBEL ihaleyi kaybetmişti. Başka bir taşeron geliyordu. Biz sıkıntıları bulduk, itirazları öne sürdük, yeniden ihale yaptık, hukuki sıkıntıları giderdik. Belediye şirketinin hiçbir ayrıcalığı yok. Bu şirketlerin statüsü belirlenmedi. Yine diğer şirketler gibi yüzde 18 KDV ödüyorlar. Bizim bu vergi yükünden kurtulmamız lazım. Biz kamu gücüysek çalışanlarımız da devlete çalışırsa bundan kurtulmamız lazım. Yüzde 18 KDV alçaksınız belediyeye kadro vereceksiniz. Biz sadece nüfusumuza göre pay almayacağız. Sonra kaynak da gösterilmedi. Devlet memurluğuna giriş şartlarını arıyoruz. Kamu bütün vatandaşlara kapılarını açmak zorundadır.  Çalışanları sokağa atacak bir düzenlemeyi de yapıyor. Biz bunların çözümlerini tartışmak zorundayız. Bunların formülleri mecliste konuşulsaydı yasanın içine monte edilirdi. Bunların hepsi yasa işi” yorumu yaptı.

“TMSF EL KOYDU, TMSF İHALEYLE SATTI”

Basmane Çukuru sorununa dair de açıklama yapan Sema Pekdaş, “Geçmişi çok uzun bir süreç. 80’li yılların öncesinden beri orada o emsal, o inşaat yoğunluğu var. Ve orası bir özel mülkiyet. TMSF el koydu, TMSF ihaleyle sattı. İhaleyle sattığı mülk 80 minyon dolar, 300 milyon liranın üzerinde. O arsanın satış bedeli, benim bir yıllık bütçem. Bir yıllık bütçemle ben, kamulaştırmalar yaptım, 2 binden fazla insana bir yıl maaş verdim, SGK primlerini ödedim, vergilerimi ödedim. Dolasıyla orası ile ilgili konuşurken, eğer bir çözüm bulunmayacaksa, sadece belediyelerin çözüm bulması istenemez. Hükümetin dahil olduğu bir çözüm yaratılmalı. TMSF, orada para aldı sattığı adamdan. TMSF’nin de içinde olduğu, satın alan insanın da mağdur edilmeyeceği bir çözüm sunuyorlarsa tamam. Çözümü sadece belediyelerden beklemek de doğru değil. Zaten bizim belediyemizde de bir süreci olmadı, ruhsat için de başvuru olmadı, verilmiş de bir ruhsat yoktu Folkart için” dedi.

“O BİNAYI ORAYA YAPACAĞIM!”

Yeni belediye binasına ilişkin de konuşan Başkan Pekdaş, “Yeni belediye binasını oraya yapmakta kararlıyım. Orası İzmir’in tam ortası… Şehir merkezlerinden benzin istasyonları kaldırılıyor zaten. Tahliye davasını da kazandık. Bu arada yarışma yaptık. Hizmet binası projesi yarışmayla belirlendi. Yargıtaydan tahliye kararını bozma geldi. Yeniden itiraz ettik. Sonuçta orada bir tahliye var. Bir kamu hizmet binasının orada olması gerekiyor” dedi.

Pekdaş, açıklamalarına; “Biz Konak’ta büyük bir aileyiz. Çok farklı renkleri içimizde barındırıyoruz. Ve biz bütün renklerle barışığız. Bütün renklerimiz bizim için değerli, önemli. Hepsini ayrı ayrı seviyoruz. Türkiye’nin de böyle olmasını istiyoruz. Aydınlık, pırıl pırıl, renkli bir Türkiye mümkün. 2018 bunun yolunu açsın” sözleriyle son verdi.