Balık baştan kokuyor

NİLGÜN TAZE-ÖZEL HABER

İzmir balıkçıları denizde karşılaştıkları en büyük sıkıntının yasak takımların çalışmasına izin verilmesi olduğunu açıklayarak yetkililerden acilen kalıcı önlemler almalarını istedi. 500 kg’ın üstünde kurşunlar ve 80-100 metre uzunluğundaki ağlarla deniz dibini tarayarak yavru balık ve yumurtalar da dahil olmak üzere tüm deniz canlılarını taradığını ileri sürdükleri şebeke ve trollerin deniz hayatını bitirdiğini açıklayan balıkçılar yetkililerden göz göre göre yapılan bu katliamları durdurması için çağrıda bulundu.

Kaçak olarak çalışan şebeke ve trollerin yenilen ve yenilmeyen tüm deniz canlılarını ayrım yapmadan tarayarak yaşamlarına son verdiğini ileri süren İzmirli balıkçılar,  “Sadece İzmir körfezi içinde bizim gördüğümüz 20’ye yakın şebeke var. Bizler küçük tekneleri olan ve tüm yasal kurallara uyarak avcılık yapan balıkçılarız. Tam olarak yaptıkları deniz katliamı olan trol ve şebekeler gözlerimizin önünde avlanıyorlar. Resim ve video çekerek yetkililere bu katliamın delillerini sunmamıza rağmen maalesef yetkililer bu katliama göz yumuyor. Nedenini sorduğumuzda ise bu yasak takımları yasal işleme tabi tutabilmek için ihbar eden kişinin adı soyadı ve tekne isminin verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Yasak takımları kullanan insanlar gözünü kırpmadan insan öldürebilecek, birçok kez ceza evine girip çıkmış, çoğu madde bağımlısı ve hapishane hayatını rahat ettiği bir yer olarak algılayan insanlar. Bu nedenle yetkililere isim ve soyisimlerimizi can güvenliğimizin tehlikeye girmemesi için veremiyoruz” dedi. 

ŞEBEKE VE TROL KATLİAMI

Yasak takımlar olarak adlandırılan şebeke ve trollerin denizden uzaklaştırılmasının deniz türlerinin güvenliği ve varlıklarının devamlılığı için kaçınılmaz olduğunu iddia eden İzmirli balıkçılar şu açıklamaları yaptı: “Denizlerimizde denetimler yok denecek kadar az. Çoğu ihbarımız yetersiz eleman bulunduğu yada adımızı soyadımızı vermememiz nedeniyle işlemsiz kalıyor. Şebeke ve trollerin katlettiği deniz canlıların yalnızca 10 kasası yenilebilirken 100 kasası gereksiz yere öldürülmüş oluyor. Buna balık yumurtalarını da dahil ederseniz denizlerimize verilen zararı net bir şekilde görebilirsiniz. Yasak takımları rahat rahat limana girip çıkabiliyor ve kendilerini şikayet edenlerin kayıklarını gece gizlice batırabiliyorlar. Bizlerde bunu ispatlayamadığımız için çaresiz kalıyoruz. Devletimizin denizlerimizde kaçak avcılık yapan trol ve şebekeleri durdurma gücünün olmadığına biz balıkçılar olarak inanmakta güçlük çekiyoruz. Devletimiz isterse değil bir gün bir saat içinde kaçak avlanmanın kökünü kazıyabilir. ”

DENİZ KURUTULUYOR

 Ege sularının tamamen bitmiş durumda olduğunu ve artık balık bulmakta zorluk çektiklerini açıklayan balıkçılar, “Eğer böyle gidecek olursa çok yakın bir gelecekte balık bulmak imkansız hale gelecek. 1980’li yıllarda bir ağ attığımızda 25-30 kg balık çıkardı. Şimdi ise balıkçılar sabaha kadar beklemesine rağmen 10-15 tane sübye çıkarabiliyor.  Kalamar, tavuk balığı gibi sayısız tür yok oldu. Sadece körfezin içinde 15 tane yasak takım çalışıyor ve barındıkları yer ise sahil evlerinde bulunan 2 numaralı alan. Trollerin 3 mil tarama alanı var çalıştığı gün 15-20 bin TL’sine para demezler. Verilen zararı düşünmek bile korkutuyor. Yasal çerçevelerde çalışan gariban balıkçılara sahil güvenlik ekipleri belgelerini sorabiliyorken gözlerinin önünde çalışan şebekelerin yanına yaklaşamıyorlar. Diğer bir handikap ise denizlerin tarım bakanlığına bağlı olması. Tarım ve deniz çok farklı alanlardır ve 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülkenin mutlaka ayrı bir Deniz Bakanlığı olmalıdır” şeklinde konuştu.