31 Mart ve 23 Haziran demokrasi zaferlerimizin mimarlarından İl Başkanımız Sayın Dr. Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen 9 yıl 8 ay hapis cezasına karşı cezanın kaldırılması ve beraat talebiyle yapılan istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince büyük İstanbul zaferinin yıldönümünde 23 Haziran’da reddedilmiştir.
Soruşturma ve davanın konusu, gelişimi, yargılama sırasında yapılan hukuksuzluklar, özenle seçilen sembolik tarihler ve zamanlamalar yargılamanın baştan sona siyasi talimatlarla yürütülen siyasi bir dava olduğunu açıkça göstermektedir.
İl başkanımız hakkındaki soruşturma; iktidarın sosyal medya trollerinin başlattığı linç kampanyası sonucu 2018 yılındaki il kongresinde İstanbul’u kazanacağız!sloganı ile yola çıktıktan bir gün sonra başlatılmıştır.
7 yıl önce atılmış ve bazıları ise tamamen fotomontaj olan tweetler bahane edilerek başlatılan soruşturma dosyasında 31 Mart İstanbul zaferine kadar 1 buçuk yıl boyunca hiçbir şey yapılmamıştır.
31 Mart seçimlerinin iktidar tarafından kaybedilmesinden sonra bu dosya hatırlanmış, alelacele Adalet Bakanlığı’nın izin vermesiyle davası açılmış ve 23 Haziran’da 800 bin oy farkla tekrar kazandığımız yenileme seçimlerinin haftasında da ilk duruşması yapılmıştır. Bugün de görüldüğü üzere İstanbul yenileme seçimlerinin tarihini özellikle seçerek bu hukuksuz karara karşı yapılan başvurunun reddedildiğini duyurmuştur.
İktidar, böylesine hukuksuz bir kararı 23 Haziran’da açıklatmak suretiyle artık“bu ülkede hukuk varmış gibi yargı bağımsızmış gibi” davranmaktan vazgeçtiğini, hukuk devleti sınırları içinde kalmak gibi bir kaygı hissetmediğini ilân etmiştir.
Bu hukuksuz kararı Büyük İstanbul Zaferimizin yıldönümü olan 23 Haziran’da açıklattıran iktidar Sayın Canan Kaftancıoğlu’nun nezdinde “her şey çok güzel olacak” diyen milyonlara gözdağı verdiğini, onları korkuttuğunu, sindirdiğinive yaşadıkları büyük hezimetin intikamını aldığını sanmaktadır.
Oysa bu karar; iktidarın 23 Haziran şokunu hâlâ atlatamadığını, İstanbul’u Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetmesini hâlâ içine sindiremediğini ve sandıktan umudunu kestiğini göstermektedir.
İktidarın 80 milyonluk bir ülkeyi yargı ve polis sopasıyla yönetme hevesi karşısında Cumhuriyet Halk Partisi,geçmişte ve bugün olduğu gibi her zaman başta il başkanımız olmak üzere tüm partililerimizin ve halkımızın yanında duracaktır.
Ülkemizin tüm gerçekliğine rağmen Ankara’da hakimler olduğuna ve siyasi talimatlarla verilen bu hukuksuz kararın Yargıtay tarafından bozulacağına inanarak il başkanımız Sayın Dr. Canan Kaftancıoğlu’nun sonuna kadar yanında olduğumuzu ilân ederiz.
Ayrıca bu kararın Barolar Birliği yasasıyla aynı zamanda alınması gelen tepkileri başka yöne çekme gayretidir.
Bu karar alındıktan sonra tüm medya kuruluşlarında Canan Kaftancıoğlu var kimse Barolarla ilgili haber ve program yapmıyor diye sözlerini bitirdi.
Soruşturma ve davanın konusu, gelişimi, yargılama sırasında yapılan hukuksuzluklar, özenle seçilen sembolik tarihler ve zamanlamalar yargılamanın baştan sona siyasi talimatlarla yürütülen siyasi bir dava olduğunu açıkça göstermektedir.
İl başkanımız hakkındaki soruşturma; iktidarın sosyal medya trollerinin başlattığı linç kampanyası sonucu 2018 yılındaki il kongresinde İstanbul’u kazanacağız!sloganı ile yola çıktıktan bir gün sonra başlatılmıştır.
7 yıl önce atılmış ve bazıları ise tamamen fotomontaj olan tweetler bahane edilerek başlatılan soruşturma dosyasında 31 Mart İstanbul zaferine kadar 1 buçuk yıl boyunca hiçbir şey yapılmamıştır.
31 Mart seçimlerinin iktidar tarafından kaybedilmesinden sonra bu dosya hatırlanmış, alelacele Adalet Bakanlığı’nın izin vermesiyle davası açılmış ve 23 Haziran’da 800 bin oy farkla tekrar kazandığımız yenileme seçimlerinin haftasında da ilk duruşması yapılmıştır. Bugün de görüldüğü üzere İstanbul yenileme seçimlerinin tarihini özellikle seçerek bu hukuksuz karara karşı yapılan başvurunun reddedildiğini duyurmuştur.
İktidar, böylesine hukuksuz bir kararı 23 Haziran’da açıklatmak suretiyle artık“bu ülkede hukuk varmış gibi yargı bağımsızmış gibi” davranmaktan vazgeçtiğini, hukuk devleti sınırları içinde kalmak gibi bir kaygı hissetmediğini ilân etmiştir.
Bu hukuksuz kararı Büyük İstanbul Zaferimizin yıldönümü olan 23 Haziran’da açıklattıran iktidar Sayın Canan Kaftancıoğlu’nun nezdinde “her şey çok güzel olacak” diyen milyonlara gözdağı verdiğini, onları korkuttuğunu, sindirdiğinive yaşadıkları büyük hezimetin intikamını aldığını sanmaktadır.
Oysa bu karar; iktidarın 23 Haziran şokunu hâlâ atlatamadığını, İstanbul’u Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetmesini hâlâ içine sindiremediğini ve sandıktan umudunu kestiğini göstermektedir.
İktidarın 80 milyonluk bir ülkeyi yargı ve polis sopasıyla yönetme hevesi karşısında Cumhuriyet Halk Partisi,geçmişte ve bugün olduğu gibi her zaman başta il başkanımız olmak üzere tüm partililerimizin ve halkımızın yanında duracaktır.
Ülkemizin tüm gerçekliğine rağmen Ankara’da hakimler olduğuna ve siyasi talimatlarla verilen bu hukuksuz kararın Yargıtay tarafından bozulacağına inanarak il başkanımız Sayın Dr. Canan Kaftancıoğlu’nun sonuna kadar yanında olduğumuzu ilân ederiz.
Ayrıca bu kararın Barolar Birliği yasasıyla aynı zamanda alınması gelen tepkileri başka yöne çekme gayretidir.
Bu karar alındıktan sonra tüm medya kuruluşlarında Canan Kaftancıoğlu var kimse Barolarla ilgili haber ve program yapmıyor diye sözlerini bitirdi.