İsmail Hakkı Akkiraz

İsmail Hakkı Akkiraz

Bakan Soylu’dan “Soylu!” bir direniş!

Bakan Soylu’dan “Soylu!” bir direniş!

Bismillahirrahmanirrahim;

Hamdımız âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Cenab-ı Allah’adır. Salâtımız ve selamımız ise Peygamberimiz, âli ve sahabeleri içindir.

31 Mart 2019 tarihinde Türkiye’de yerel yönetimler seçimi yapılacak değil mi? Biz Saadet Partililer, seçime gittiğimize inandık. YSK tarafından ilan edilen seçim takvimine göre hazırlıklarımızı yaptık ve 1389 seçim çevresinin tamamında seçimlere girdik. Her parti gibi Saadet Partisi de adaylarını, TC vatandaşı, seçme ve seçilme yeterliliğine sahip kişiler arasından belirlemiş ve seçmenin önüne güçlü bir alternatif olarak koymuştur. Seçime giren bütün partilerin adaylarının yeterlilik denetimini YSK yapmaktadır. Durum bu iken, sanki biz, seçim yapmıyoruz da, savaşa gidiyoruz manzarası ile karşı karşıyayız.

Özellikle AK Parti lideri Erdoğan, MHP lideri Bahçeli, seçim çalışmalarını “bir savaş” mantığı içinde sürdürüyorlar. Kurdukları Cumhur İttifakı’nı “dost kuvvetler”, CHP ile İyi Parti’nin kurduğu Millet İttifakı’nı ve de Saadet Partisi’ni “düşman kuvvetler” olarak ilan ediyorlar. Muhalefet partilerini “ezan, bayrak, vatan, millet düşmanı” olmakla suçluyorlar. Bunu da bilerek ve inanarak yapıyorlar. Ülkede seçim yokmuş, sanki savaş varmış gibi davranıyorlar. Cumhur İttifakı’nın ateşli şövalyesi İçişleri Balkanı Soylu ise bu savaşta üstlendiği büyük görevi, “soylu!” bir şekilde yerine getiriyor! Üsküdar’da yaptığı son konuşma, seçimin, affedersiniz savaşın gidişatını değiştirecek önemli bir atış olmuştur! “Soylu!” bu atışı ile düşman kuvvetlerin kimyasını bozmuş, en önemli stratejik hedef “Saadet cephesine” karşı yaptığı “isabetli atış!” ise, onları bir daha sokağa çıkamaz hale getirmiştir! Soylu, bu atışıyla, “başkomutanın” her türlü takdirine bir kez daha mazhar olacağı muhakkaktır.

SOYLU ATIŞ!

İçişleri Bakanı Soylu; Üsküdar meydanında, ülkeyi nasıl “yaşanılabilir bir ülke! …” haline getirdiklerini anlattıktan sonra, şöyle demiş: “…Seçimlerden hemen sonra eğer hükümetimiz zafiyete uğrarsa bilesiniz ki, Doğu ve Güneydoğu’da valileri, kaymakamları sokağa çıkarmazlar. Altı yaşındaki çocukların eline taşı verirler, itibarlarını altüst ederler. Orada belediyelerden yine dağa adam göndermeye, para göndermeye başlarlar. Yine bunlar şımarırlar, yine büyük şehirlerimiz huzursuzluk içinde olur. Peki, bu İstanbul’a, bu Ankara’ya, bu İzmir’e, bu Türkiye’nin büyükşehirlerine, şehir hayatına reva mı? Tekrar kaseti hep beraber başa mı saracağız? Bunu çok net söyleyeyim, bu sözleşmeyi yapan biz değiliz, bu sözleşmeyi yapan millet değil, bu sözleşmeyi yapan gaziler ve şehitler değil, bu sözleşmeyi yapan 13, 14 yaşında, Doğu ve Güney Doğu’da anasının kucağında iken, alınıp dağa götürülüp birileri tarafından tecavüz edilen çocuklar da değildir. Bu sözleşmeyi yapan açıktır.

Ben hiç lafımı karnımda saklamadım, saklamayı da düşünmüyorum. Bu sözleşmeyi yapan, Saadet Partisi’nin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’dur, İyi Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’dir. Bu sözleşmeyi yapan FETÖ’dür, PKK’dır, HDP’nin sözde vekilleridir.” Bir katılımcının Saadet Partisi ile ilgili sözlerine tepki vermesi sonrasında Soylu: “24 Haziran’da bu milleti Saadet Partisi sattı, hadi oradan densiz, Karamollaoğlu sattı. Densiz, ne söylüyorsun? Utanmadan bir de, milletin içine çıkıyorsunuz. PKK’yı Meclis’e siz taşıdınız. Madem katlanamayacaksınız neden PKK’yla ortaklık yapıyorsunuz? Bugün Adıyaman’da belediye başkan adayı bir yanda PKK işareti yapmaktadır, bir taraftan da Saadet Partisi işareti yapmaktadır. Çok net ve açıktır. Erbakan Hoca, niye Milli Görüş’ten başka bir şey söylemedi. Milli dedi, milli. Millilikten ayrıldınız ve bu ülkeyi sattınız, hâlâ satmaya devam ediyorsunuz. Bir milletvekilliğine sattınız…” diyerek gladyatörler gibi kükredi ve bu hamlesi ile “azgın Saadet Partiliyi!” etkisiz hale getiriverdi!

BİLEMEMİŞİZ!

Ben “Soylu!” bakanın, bu konuşmasını dinleyince, ne kadar cahil olduğumu, ahmak ve aptal olduğumu hemen anlayıverdim! Çünkü ben, ülke geriye gitsin diye çalışanın, bu ülkenin başına PKK gibi bir belayı saranın, ülkeyi ve milleti satanın, milleti 456 milyar dolar borçlandıranın, 2019 yılı bütçesine 117 milyar lira faiz gideri koyup vatandaşın anasını ağlatanın, Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi olduğunu bilememişim! Ben ki, yaklaşık 30 yıldır Erbakan Hocamız ve Temel Karamollaoğlu, Oğuzhan Asiltürk, Recai Kutan, Şevket Kazan, Yasin Hatiboğlu, Mehmet Karaman, İbrahim Titiz, Cevat Ayhan, Birol Aydın, Yılmaz Bayat gibi Milli Görüş’ün üst kadrosu ile birlikte olmuşum ve bu “ihaneti!” görememişim! Gözümüzü ülkemizin bu “Soylu!” evladı açtı arkadaşlar! Ülkeyi 17 yıldır meğer Erdoğan değil de Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi yönetiyormuş, İçişleri Bakanı “Soylu!” değilmiş de, sanki İsmail Hakkı Akkiraz olarak benmişim!

FETÖ ile 10 yıl iktidarda iken Saadet Partisi birlikte olmuş, Oslo’da PKK ile görüşen, çözüm sürecini başlatıp, bölgeyi kan gölüne çeviren Saadet Partisi imiş meğer! HDP’ye seçim yardımı olarak bu yıl 92 milyon lirayı Saadet Partisi iktidarı aktarmış, HDP’liler de bu parayı terör örgütü PKK’ya vermişler, PKK da bu parayla silah ve mermi almış, bizim askerimizi bu kurşunla şehit etmiştir meğer. Sayın “Soylu!”, Saadet Partisi’nin PKK ile yaptığı, bu zamana kadar da sır gibi saklanan bu “hain sözleşmeyi!” deşifre ettiği için, kendisine hangi şey ile “karşılık” vereceğimizi bilemiyor ve aciz kalıyoruz. Bunun için biz Allah’tan bu “Soylu!” kuluna; yaptığı “büyük atışlar” sebebiyle, takdir edeceği en büyük karşılığı vermesini candan niyaz ediyoruz. Biliyoruz ki bizim vereceğimiz karşılık, Allah’ın bu  “Soylu!” kuluna takdir edeceği karşılık karşısında bir hiç olur. Bizim işimiz sövene, sövmek değildir. İşimiz inanmak, faydalı işler yapmak, hakkı tesviye etmek, başımıza gelen musibetlere de sabretmektir. Kovulmuş şeytanın ve adamlarının şerrinden Allah’a sığınmak, işimize besmele ile başlamak şiarımızdır. Hidayete tabi olanlara selam olsun…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Hakkı Akkiraz Arşivi