26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bağımlılık tedavisi

Defne Tamar Gürol

Defne Tamar Gürol

Eski Yazar

A+ A-

Bağımlılık tedavi edilebilir bir beyin hastalığıdır. Hangi ruhsal, çevresel veya toplumsal nedenlerle başlanmış olursa olsun, bağımlılık geliştiği zaman artık bir beyin hastalığı ile karşı karşıyayızdır.
Tedavide ilk adım bağımlı kişinin kullandığı alkol veya maddenin yaşamına olumsuz etkilerini fark etmesi ve bırakmaya karar vermesidir. Bazen anne-babalar, eşler, çocuklar bağımlı olan yakınlarını zorla tedaviye getirirler. Bağımlı olan kişi bırakmayı arzu etmezse, bütün dünya bir araya gelse bırakmasını sağlayamaz. Böyle bir durumda önce bağımlının alkol/madde kullanımı ile ilişkili yaşadığı sorunları fark etmesini sağlamak gerekmektedir.
İkinci adım bağımlının kullandığı maddeyi bırakabileceğine inanmasıdır. Bir insan ancak bir şeyi yapabileceğine inanırsa onu başarır. Bu inancı geliştirmesini sağlamak için güvendiği ve ona inanan bir tedavi ekibi, bırakmış diğer bağımlılar ve destekleyici bir çevreye gereksinim duyar.

Bu iki adım üstünde bağımlı ve aileyle çalıştıktan sonra, kişi eyleme geçmeye hazır olduğunda önce arındırma tedavisi yapılması gerekir. Alkol/madde vücuttan çekilirken çeşitli yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaktadır. Yoksunluk belirtileri kullanılan maddenin cinsine göre farklılık gösterir. Bazı maddelerin vücuttan çekilmesi sırasında görülen belirtiler çok rahatsızlık verici olabilir. Arındırma döneminde bu rahatsızlık verici belirtilerin giderilmesinde ilaç tedavisinden yararlanılır. Örneğin alkol bağımlılığında çekilme belirtileri bazen yaşamı tehdit eden tablolara yol açabilir. Alkol bağımlılığında arındırma dönemi mutlaka doktor kontrolünde olmalı, uygun ilaç düzenlemesi yapılmalıdır.

Arındırma tedavisinde amaç, yoksunluk belirtilerinin mümkün olduğunca azalmasını sağlayarak, hastayı ayıklığın inşa edileceği bir sonraki adıma hazırlamaktır.
Arındırma vakaların büyük bir bölümünde ayaktan tedavi ile yapılabilir. Hastaneye yatarak tedavi ağır bir yoksunluk tablosu olduğunda, ayaktan tedavi ile arındırma sağlanamadığında ve hastaya ilişkin özel durumlar olduğunda önerilir.

Birçok hasta ve yakını tedavinin arındırma dönemi ile sınırlı olduğunu zanneder. Oysa arındırma tedavinin başlangıcıdır. Tedaviyi maraton gibi düşünürsek, arındırma stadyumdaki ısınma turudur. Isınma turu atılmadan maraton koşusuna başlanamaz. Maraton mukavemet koşusudur. Arındırma tamamlandıktan sonra hastayı ayık yaşamı inşa edeceği zorlu bir süreç beklemektedir.

Bağımlılık nükslerle giden bir hastalıktır. Tedavide amaç alkol/maddeyi bırakmakla sınırlı değildir. Amaç tekrar başlamanın önlenmesidir. Kullanıma tekrar başlamamak için kişi hayatında, alışkanlıklarında, kendinde önemli değişiklikler yapmak zorundadır. “Bıraktım” demekle alkol/madde bırakılamaz. Bu değişiklikler yapılmadığı zaman tekrar kullanmaya başlamak kaçınılmaz olacaktır.
Öncelikle değiştirilmesi gereken aşermeyi tetikleyen alkol/madde ile doğrudan karşılaşmayı önleme, birlikte alkol/madde kullandıkları arkadaş çevresinden uzaklaşma ve alkol/madde kullanma alışkanlığında oldukları mekanlara gitmemedir. Ayıklığı sürdürme satranç oynamak gibidir. Hamleleri düşünerek yapmak, her hamlenin sonuçlarını iyi hesaplamak gerekmektedir. Riskli ve korunaklı kişiler, mekanlar ve durumlar tespit edilmelidir. Riskli olanları bertaraf edip, korunaklı olanları güçlendirmek gerekir.

EN AZ İKİ YILLIK BİR MARATON

Riskli durumlar bazı duyguların yaşanmasını da içerir. Üzüntü, hayal kırıklığı, öfke gibi olumsuz duygular tekrar kullanmaya başlamada önemli bir risk oluşturmaktadır. Olumsuz duygular gibi sevinç, coşku gibi duygular da “kutlama” arzusunu doğurabilir. Bağımlılar için duyguları ile başa çıkmak zordur, hissetmekten korku duymaktadırlar. Yaşamın içinde üzüntü, sevinç, hayal kırıklığı, mutluluk gibi duygular olmak zorundadır. Doğum, ölüm, birleşmeler, ayrılıklar yaşamın ayrılmaz parçalarıdır. Tedavi sürecinde duygularını ayırt etmeyi, hissetmekten kaçmamayı, onlarla alkol/madde kullanmadan başa çıkmayı öğrenmeleri hedeflenmelidir.
En ideal tedavi koşullarında dahi tökezlemeler yaşanabilir. Önemli olan tekrar ayağa kalkmaları ve yollarına devam etmeleridir. Tedavide gereken durumlarda ilaç tedavisi uygulanır. Ancak bağımlılık tedavisinde kullanılan ilaçlar; psikoterapi, psikoeğitsel çalışmalar, ailenin tedavi sürecine katılımı, Adsız Alkolikler/ Adsız Narkotikler gibi kendine yardım grupları ile desteklenmezse tek başına yeterli olmayacaktır. Tedavi uzun solukludur. Ayık yaşamın inşası en az iki yıl sürecek bir tedavi maratonu sonucunda olmaktadır. Uzun ve meşakkatli bir yol olsa dahi, tedavinin mümkün olduğu akıldan çıkmamalıdır. Tüm zorluklarına karşın ayık kalmak, aktif bağımlı yaşamı sürdürmekten daha kolaydır.