Körfez krizi öncesi ve sonrasında Katar’ın yanında yer alan Türkiye’ye karşı her türlü kirli yönteme başvuran Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), skandalları son bulmuyor. BAE kanallarından Dubai TV’de yer alan bir haberde, Türk askerinin Katar’daki varlığından duyulan rahatsızlık, karalama kampanyasına dönüştürüldü. Kanal skandal bir işe imza atarak, “Türk askerleri, Katar’da sokağa çıkma yasağı ilan etti” şeklinde yalan haber yayınladı. Öte yandan “Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor adlı düşünce kuruluşu da Somali’deki Türk askeri üssünü hedef alarak, BAE ile çıkar çatışması yaşanabileceğini yazdı. BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’nin bilgisayar korsanlarınca sızdırılan e-postalarında, Abu Dabi’nin milyonlarca dolar karşılığı ABD’deki düşünce kuruluşlarına kendi çıkarını savunan raporlar yazdırdığı ortaya çıkmıştı.
Dubai TV’de yer alan skandal haberde “Katarlı bazı muhalif kaynaklar, Türk askerlerinin Doha’daki bazı yolları kapattığı ve insanların geçişine izin vermediğini aktardı” ifadelerine yer verildi. Haber iki yönlü kara propagandayı hedefliyordu. Birincisi Katar’da bir “muhalif” grubun bulunduğu iddiasının, ikincisi ise “Türk askerini karalamaya yönelik bir yalanın" dolaşıma sokulmasıydı. 5 Haziran’da Katar’a karşı abluka kararı alan ülkeler arasından bulunan BAE, o günden bu yana Katar’a karşı çirkin bir politika sergilemeye başladı. Özellikle medya yoluyla karalama kampanyası yürüten BAE, Katar’a destek olduğu için Türkiye’yi de hedef almış durumda. BAE’nin Türk askerinden rahatsız olması, tesadüf değil; 15 Temmuz hain darbe girişiminin BAE bağlantıları olduğu daha önce ortaya çıkmıştı. Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn Haziran ayından bu yana diplomatik ilişkileri kestikleri Katar’a bir talep listesi iletmişti. Listede Türkiye’nin Katar’daki askeri varlığının sonlandırılması gibi talepler de bulunuyordu.
Stratfor, Türkiye’nin Somali’de kurduğu askeri üssü hedef alan bir rapor yayınladı. Raporda üssün faaliyete geçmesinin BAE ile yaşanan çıkar çatışmasını alevlendireceğine dikkat çekti. Türk şirketlerinin Somali’de özellikle ulaşım altyapısı projelerine ilgi gösterdiğine değinen Stratfor, Birleşik Arap Emirlikleri sermayesinin de benzer eğilimleri gösterdiğini anımsattıktan sonra “Somali hükümetinin dış yardıma ihtiyacı BAE için de ülkeyi mantıklı bir hedef haline getiriyor” ifadelerine yer vererek adeta Türkiye karşıtı bir tutum aldı. BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’nin bilgisayar korsanlarınca sızdırılan e-postalarında, Abu Dabi’nin milyonlarca dolar karşılığı ABD’deki düşünce kuruluşlarına kendi çıkarlarını savunan raporlar yazdırdığı ortaya çıkmıştı. Stratfor’un BAE’nin Somali’deki çıkarlarını savunan son raporun da para karşılığı kaleme alındığı değerlendiriliyor.
Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini ve Katar’a desteğini hazmedemeyen Abu Dabi yönetimi yalanlara başvurmaya devam ediyor.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde kurulmakta olan Barakah Nükleer Santrali’nin 2018 yılında kullanıma sokulması planlanıyor. Tartışmalı bir nükleer programa ev sahipliği yapan Barakah Nükleer Santrali BAE’yi nükleer program sahibi ilk Körfez ülkesi yapacak.Emirlik tarafından işletilen Nükleer Enerji Kurumu’na (ENEC) göre, 2020 yılına gelindiğinde, Birleşik Arap Emirlikleri Nükleer Enerji Programı, BAE elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 25’ini sağlayan dört nükleer reaktör ile tam kapasite çalışacak. BAE’nin nükleer programı uzun yıllar savaş ve siyasi krizlerle mücadele eden Körfez’de endişelere yol açıyor.
