21 Şubat 2020 07:43
Son Güncellenme Tarihi: 21 Şubat 2020 15:07

Ayşe Tuba Arslan davası | Kadınlar girmesin diye adliyenin kapısını kilitlediler

Ayşe Tuba Arslan cinayeti davası görülüyor. Kadınların davayı takip etmesine izin vermeyen savcının talimatıyla adliyenin kapıları kilitlendi. Mahkeme 17 Nisan 2020’ye ertelendi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Ceren KÖKOĞLU
Eskişehir

Boşandığı eşi tarafından şiddet gördüğü ve ölümle tehdit edildiği için 23 kez savcılığa suç duyurusunda bulunan fakat başvurularının tamamında geri çevrilen, "Ölünce mi sesimi duyacaksınız?" yazılı son dilekçesi çantasındayken öldürülen Ayşe Tuba Arslan'ın cinayet davası görüldü. Mahkeme 17 Nisan 2020’ye ertelendi ve o tarihe kadar sanığın tutukluğu kararı verildi.

Ayşe Tuba Arslan'ı öldüren Yalçın Özalpay’ın tutuklu yargılandığı dava öncesi kadınlar Eskişehir Adliyesi önünde eylem yaptı. "Ölmeden önce duymadığınız Ayşe Tuba’nın sesiyiz" diyen kadınlar davayı takip etmek için duruşma salonuna girmek istedi. Ancak adliyede önce kadınların önüne bariyer kondu, ardından savcının talimatıyla Eskişehir Adliyesinin kapıları kilitlendi. "Adaletin kapısı bize kapatılıyor" diyerek tepki gösteren kadınların ısrarı sonucu kapı yeniden açıldı.

Ekmek ve Gül'de yer alan habere göre, Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan duruşmaya, salonun kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle kadınların birçoğu giremedi.

KATİLDEN ÇELİŞKİLİ İFADELER

Ayşe Tuba Arslan'ı satırla öldüren Yalçın Özalpay olay günü tesadüfen karşılaştıklarını iddia etti. Cinnet bahanesini öne süren Özalpay, savunmasında şu ifadeleri kullandı:

"Eşim ben istemediğim halde temizlik işlerine giderdi. Başkalarıyla görüştüğünü öğrendim. Benden onu affetmemi istedi, sonrasında bana boşanma davası açtı. 15 kez uzaklaştırma aldım ve 2 kez cezayı ihlal ettiğim gerekçesiyle para cezasına çarptırıldım. Olay günü kendisiyle yolda karşılaştık. Bir anlık cinnet haliyle kendisine saldırdım."

İfadesinde çokça çelişki tespit edilen Özalpay, "İlk ifademi vermeden önce darba uğramıştım her şeyi çok sağlıklı hatırlayamayabilirim" dedi. İlk ifadesinde yanında demir, satır ve bıçak taşıdığını itiraf eden katil, mahkemede yanında sadece bıçak taşıdığını ileri sürdü.

ALDATILDIĞINI VE TEHDİT EDİLDİĞİNİ ÖNE SÜRDÜ

İfadesinde kendisinin Arslan'ın psikolojik şiddetine maruz kaldığını iddia eden Özalpay, müşteki avukatının "Madem bu kadar memnun olmadığınız bir kadınla evliydiniz kendisine boşanma davası açtınız mı?" sorusuna, boşanma davasını Ayşe Tuba’nın açtığı yanıtını verdi. Ayşe Tuba Arslan ve ailesinin tehditlerine maruz kaldığını öne süren sanık, avukatların "Bu tehditler karşısında savcılıktan koruma talep ettiniz mi?" sorusuna ise "Hayır, özellikle gitmedim. Ama Ayşe Tuba beni şikayet ettiği için ifade vermeye gittiğimde tehdit edildiğimi belirttim" diye konuştu.

ARSLAN'IN BABASI: ÖLÜMLE TEHDİT EDİYORDU

Ayşe Tuba Arslan'ın babası ifadesinde, boşanmadan önce ailenin ekonomik sorunlar yaşadığını, faturalarını ve çocuklarının okul taksitlerini ödeyemediklerini bu nedenle aileye ve torunlarına maddi yardımlarda bulunduğundan ve Ayşe Tuba’nın ekonomik zorluk çektikleri için çalışmak istediğini belirttiğinde eşinden şiddet gördüğünden bahsetti. Ayrıca, "Ayrıldıktan sonra sanık kızımı sürekli tehdit ettiği için onu işine ben götürüp getiriyordum. Benim yanımda kızımı tüfekle öldürmekle tehdit etti. Hepimizi tehdit ediyordu, sürekli taksiyle beni ve kızımı takip ediyordu. Cinayetten bir gün önce sanık kendi güzergahı olmayan bir yerde kızımın karşına çıkmış ve tekrar kızımı tehdit etmiş o akşam kızım bana anlattı." dedi.

"AİLE BAKANLIĞININ DA CİNAYETTE SORUMLULUĞU VAR"

Müşteki avukatları, baroların ve kadın örgütlerinin müdahillik taleplerinin kabul edilmesini talep ederken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının cinayette ihmali olduğunu savunarak müdahilliğinin kabul edilmemesini isteyerek şunları söyledi:

"Tüm baroların ve diğer kurumların davada bulunma taleplerinin kabul edilmesini istiyoruz fakat Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu davanın takibini yapmasının adil bir karar olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü koruma altındaki bir kadının cinayetinden o cinayeti işleyen kadar, karara rağmen Ayşe Tuba’nın hayatını koruyamayan bu ve diğer kurumlar da sorumludur. Bu nedenle kuruma karşı da tam yargı davası açacağız. Bu sebeple davanın takibini yapmaları uygun değildir. Savunmasıyla Ayşe Tuba cinayetinin, kişinin kendini kontrol edememesinin ya da ‘namus’ meselesinin dışında devletin sorumlu kurumumun ihmalkarlığının da çok büyük bir rolü olduğunu, bu kurumların üzerinde İstanbul Sözleşmesi'nin yükünü hissederek, kadının hayatını korumaya yönelik yaptırımlar uygulamadığını vurgulamıştır."

"TÜRKİYE DEVLETİ AYŞE TUBA'YI KORUMAK ADINA HİÇBİR SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEDİ"

Sanık avukatının Ayşe Tuba’nın telefon kayıtlarını istemesi üzerine müşteki avukatlar, İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlatarak, “kişilerin cinsel geçmişlerinin araştırılması yasaklanmıştır. Bu nedenle taleplerin reddedilmesini istiyoruz” dedi.

Müşteki avukatları, sanığın düzenli bir hayata sahip olmadığını ve düzenli bir işi olmadığı gerekçesiyle defalarca kez yaşadıkları evlerine icra geldiğini belirtti.

Sanık Yalçın Özalpay’ın savunmasında belirttiğinin aksine ilk kavgalarının Ayşe Tuba Arslan’ın eşini aldatması değil, tartışmanın esas sebebinin ekonomik sıkıntılar olduğu ve maktulün annesinin, maktule almış olduğu dairenin maktul tarafından satılarak parasını sanığa vermesini istemesiyle başladığı belirtildi.

Müşteki avukatlarınca ‘Sanığın düzenli taciz ve ısrarlı takibi sonucunda canavarca hislerle planlayarak bir cinayet işlediği ve bu nedenle hiçbir indirime gidilmeden sanığın en ağır cezayı almasını istiyoruz. Zira olay anına baktığımızda görüyoruz ki; Yalçın Özalpay, Ayşe Tuba’nın sadece ölmesini değil, can çekişerek ölmesini istemiştir’ şeklinde savunma yapıldı.

Müşteki avukatlar, İstanbul Sözleşmesi’nin devletlere yüklediği sorumluluklar olmasına rağmen Türkiye Devletinin Ayşe Tuba’yı korumak adına hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini belirterek, İstanbul Sözleşmesi ve 6284’e bağlı kalarak ceza verilmesi gerektiğini belirtti

Duruşma devam ediyor. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İzmir'de Şair Tuğrul Keskin ve Yazar Hamit Erdem okurları ile buluşuyor

SONRAKİ HABER

Ceren Damar davasında sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...