18 Mart 2019

Ayşe Teyze’nin ekonomi sözlüğü: “Pi Em Ay”, “Si Di Es” ve diğer terimler…

"Enflasyon, büyüme, işsizlik gibi önemli verilerin geride kalmış olmasından yararlanarak bugün gündemden uzaklaşalım ve son dönemin popüler ekonomi kavramlarına göz atalım"

Enflasyon, büyüme, işsizlik gibi önemli verilerin geride kalmış olmasından yararlanarak bugün gündemden uzaklaşalım ve son dönemin popüler ekonomi kavramlarına göz atalım. Bu yazı, “Türkiye'nin CDS'leri sert yükseldi”, “Carry trade zararı kuru yükseltti” gibi başlıkları anlayabilenler değil anlayamayanlar, yani Ayşe Teyze ve Ali Rıza Bey için....

A

Açık pozisyon: Piyasa ağzıyla, “Short’a düşmek.” Döviz, altın, menkul kıymet gibi finansal araçlardaki varlık ve yükümlülüklerin birbirini karşılamaması durumu; alacak ve verecek arasındaki fark. Bir şirketin 100 milyon dolar borcu ama 10 milyon dolar dövizi varsa döviz açık pozisyonu taşıyordur.

B

Baz Puan: Faiz ölçü birimi. 100 baz puan yüzde 1’e karşılık gelir. “Merkez Bankası faizi 625 baz puan artırdı” başlığının Türkçe meali: Merkez Bankası faizi yüzde 6.25 artırdı.

BOJ: Japon Merkez Bankası. (Bank of Japan.)

C

Carry Trade: Faiz farklarından kazanmak için paranın ülkeden ülkeye taşınması. Türkçesi, taşıma ticareti. Batı ülkelerinden ya da Japonya’dan düşük faizle borçlanıp Türkiye gibi ülkelerde yüksek faize yatırım yaparak, taş atıp kolu yormadan para kazanma işlemi.

“Türkiye'de carry trade Rusya ve G. Afrika'ya göre avantajlı” diyenlerin aslında demek istediği, Türkiye’de faizin Rusya ve G. Afrika'dan yüksek olduğu ve yabancı yatırımcıya ballı kazanç fırsatı sunduğudur...

CDS ("Ci Di Es"): “Eyvah Türkiye’nin CDS’leri 400 puanın üzerine çıktı!” Krizin sıcak günlerinde bu cümleyi sık sık duyduk (Böyle giderse daha çok duyacağız.) CDS’in Türkçesi, “Kredi temerrüt takası.” Kredi temerrüt takasları, bir ülkenin veya şirket tahvilinin iflas riskinden korunmak için geliştirilmiş finansal enstrümanlardır. Haliyle iflas riski yükselen bir ülkenin (veya şirketin) CDS primi de yükselir. Tıpkı yaşlı veya hastalıklı bir insanın sağlık sigorta priminin yükselmesi gibi. Kriz sırasında Türkiye’nin iflas edeceği korkusu büyüdüğü için CDS’leri de yükselmişti. (Şimdi biraz düştü ama birçok ülkeye göre hâlâ çok yüksek.)

Ç

Çekirdek Enflasyon: Mevsimsel gelişmelerden (mesela sert kıştan) etkilenen ürünler (gıda, benzin vs) düşülerek hesaplanan enflasyon oranı.

Çeyrek: Üçer aylık dönemler.

Birinci Çeyrek: İlk üç ay. Ocak, Şubat, Mart.

İkinci Çeyrek: İkinci 3 ay. Nisan, Mayıs, Haziran.

Üçüncü ve Dördüncü Çeyrek: Doğru tahmin ettiniz...

E

ECB: Avrupa Birliği Merkez Bankası. (European Central Bank.) “Avrupa piyasaları ECB faiz kararı beklenirken düştü” başlığıyla söylenmek istenen, Avrupa Merkez Bankası’nın faizi artırıp artırmayacağı konusundaki belirsizliğin Avrupa borsalarında düşüşe yol açtığıdır.

F

FED: Amerikan Merkez Bankası’nın İngilizce adı Federal Reserve’in kısaltması.

FOMC: ABD Merkez Bankası’nın faiz kararlarını alan Açık Piyasa İşlemleri Komitesi. (The Federal Open Market Commitee). Yılda 8 kez toplanarak ekonomik gidişata yönelik değerlendirmeler yapar ve faizi belirler.

H

Hedge: Finansal piyasalarda riskten korunma işlemi. Yüksek meblağda döviz borcunuz varsa “Dolar 7 liraya çıkarsa ben ne yaparım?” diye kara kara düşünmek yerine, belirli bir komisyon karşılığında borcunuzu sabit bir seviyeye bağlayabilirsiniz. İşte buna Hedge deniyor.

Peki döviz borcu olan Türk şirketleri, başta KOBİ’ler olmak üzere neden Hedge yapmıyor? Çünkü Hedge pahalı bir işlem.

M

Manşet Enflasyon: Bildiğimiz tüketici fiyat endeksi, yani 40 yıllık TÜFE.

P

PMI (“Pi Em Ay”): Şirketlerin satın alma yöneticileri, eski adıyla tedarik müdürleriyle yapılan ve iyimserlik-kötümserlik seviyelerini, yani işlerin canlanıp canlanmadığını takip etmeye yarayan aylık anketin İngilizce kısaltması. (Purchasing Manager Index.) Türkiye’de İstanbul Sanayi Odası ve MÜSİAD tarafından yapılıyor. krizden çıkıp çıkmadığımızı anlamak için 2019 boyunca bir gözümüz hep PMI’da olacak.

S

Short’lama: Düşerken kazanmak. Bir hisseyi, para birimini vb. değerinin düşeceği beklentisiyle satmak. Sonra değer düşünce, ucuzdan alıp yerine koymak ve aradaki farktan para kazanmak.

Spread: Finansal piyasalarda bir ürünün alış ve satış fiyatı arasındaki fark. Dolar/TL’nin satış ve alış fiyatı arasındaki fark en basit spread’dir. Ama sadece döviz piyasasında değil borsa, tahvil vs. için de kullanılır. Türkçesi, makas.

Swap: Türkçesi, değiş, tokuş, takas. Faiz veya dövizde yaşanabilecek değişimlerden korunmak için, iki şirketin veya kişinin faiz veya döviz yükümlülüklerini belirli bir süre için birbiriyle değiştirmesi işlemi. Tıpkı Hedge gibi gelecekte ortaya çıkabilecek risklerden korunmayı sağlar.

U

Uzun pozisyon: Bir hissenin, tahvilin, para biriminin vb. değerinin uzun vadede artacağı beklentisiyle satın alınıp kulağın üzerine yatılması. Misal, yaşadığımız krizin geçici olduğunu, Türkiye ekonomisinin yeniden büyümeye geçeceği, doların yeniden 5 TL’nin altına ineceğine inanıyorsanız, dövizinizi bozup Türk Lirasına yatırım yaparak uzun pozisyon alabilirsiniz. (İyimserliğinize hayran olmamak elde değil.)

V

VIX Endeksi (Korku Endeksi): Türkçesi, Volatilite Endeksi. Borsa yatırımcılarının 1 aylık süreye ilişkin oynaklık beklentisini yansıtır. VIX Endeksi yükseliyorsa piyasada endişe, çok yükseliyorsa panik var demektir. O nedenle “Korku Endeksi” olarak da adlandırılır.

Z

ZEW Endeksi: Almanya’da her ay yaklaşık 300 ekonomistle yapılan ve ekonominin gidişatına ilişkin iyimserlik/karamsarlık seviyelerini ölçen anketten yola çıkılarak hazırlanan endeks. Alman ekonomisinin 6 aylık geleceğini görmek için kullanılır. Almanya AB’nin motoru olduğundan, Avrupa’nın nereye gittiğini gösterir.

(Yeni kavramlar çıktıkça güncellenecek.)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?