AYASOFYA’YA YAZIK OLMASIN!

Ayasofya’nın duvarlarının, kapılarının ve içeride yer alan diğer unsurların parçalanarak bazı ziyaretçiler tarafından götürüldüğüne dair iddialar var.

Hatıra niyetine… 

Korkunç bir iddia! Umarım doğru değildir ama ne yazık ki görüntüler aksini söylüyor.

Ayasofya’nın tarihi milattan sonra 360 yılına kadar uzanıyor.

O zamandan bu yana medeniyetler değişiyor, yapı defalarca el değiştiriyor.

Savaşlar ve isyanlar sonrası yakılıp yıkılıyor sonra yeniden inşa ediliyor.

Günümüzdeki yapısına beş yıllık bir inşa sürecinin arından 537 yılında ulaşılıyor.

1453 yılında İstanbul’un fethedilmesiyle cami olarak düzenleniyor.

Sonrası malum…

1934 yılında önce müze oluyor, 1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine giriyor.

2020 yılında ise yeniden cami olarak, bu kez ibadet için kapıları halka açılıyor.

Düşünün…

Sayısız medeniyet, sayısız kültür, farklı pek çok inanca ev sahipliği yapıyor.

Bırakın parçalamayı, insan dokunmaya hatta neredeyse bakmaya kıyamaz.

Ama birileri kıyıyor!

Tarihi, kültürü, toplumsal hafızayı parçalamak pahasına!

Kutsal olana zarar vermek pahasına!

Üstelik bir başkasının manevi duygularını hiçe sayarak, bir başkasının ‘o anı’ yaşama hakkını elinden alarak!

Gerçekten anlamakta zorlanıyorum… Nasıl bir zihniyetin ürünü olabilir bu insanlar?

Mesela Ayasofya’dan bir parçayı alıp evine götürdüklerinde zengin olacaklarını mı düşünüyorlar?

Ya da acaba yanlarında o parçayı taşıyarak korunacaklarını veya dertlerine derman bulacaklarını mı zannediyor bu insanlar?

Çaldıkları parçaları yastıklarının altına mı koyuyorlar, ya da cüzdanlarında mı taşıyorlar?

Sonra yakın çevrelerine gururla çıkarıp gösteriyorlar mı mesela?

Ülkede bencilliğin geldiği son noktadır bu…

Tarihe, kültüre ve halka ait olana zarar vermeninse mutlaka bir cezası olmalıdır!

Olmalıdır da… Kim verecek?

Ayasofya’da yer alan ‘İmparator Kapısı’nın tahrip olmuş görüntüsü sosyal medyada dolaşıyor.

Evrensel.net sitesinde yer alan habere göre, Ayasofya’nın ‘sorumlu müdürü’ tahribata ilişkin kamera kayıtlarının olmadığını ifade ediyor.

Yanı sıra ‘olayın büyütülmemesi gerektiğini ve kapının kendileri tarafından tamir edileceğini’ de ekliyor.

Merak ediyorum acaba nasıl tamir edecekler?

Zira aynı haberde Doğu Roma kaynaklarına atıfta bulunuluyor ve kapının, Nuh’un Gemisi’nin tahtalarından yapıldığı söyleniyor.

Acaba müdür kapıyı yama yaparak mı tamir etmeyi planlıyor?

Zamanında Antalya’da bulunan Aspendos Antik Tiyatrosu da restore edilmişti hatırlayın!

Orijinali koyu ve açık renk gri olan oturakların arasına, beyaz mutfak mermerinden bozma taşlar döşenmişti. 

İnsanın Ayasofya’nın da başına aynı felaket gelmesin diye dua edesi geliyor!

Geldiğimiz noktadaysa kesin olan bir şey var…    

Kültür varlıklarının onların ‘gerçek kıymetini’ idrak etmiş olanlar tarafından korunması gerekiyor.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar