19 Ocak 2019 00:00

Avrupa sermayesinin Brexit kaygısı

Avrupa’nın gündeminin en önemli maddesini bu hafta Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması yani 'Brexit' oldu.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Avrupa’nın gündeminin en önemli maddesini bu hafta Birleşik Krallık’ın (İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler) Avrupa Birliği’nden ayrılması yani kısaca “Brexit” oldu.

İngiltere Başbakanı Theresa May, AB ile Brexit üzerine yaptığı anlaşmayı parlamentodan geçiremedi. May, kaybettiği Brexit oylamasıyla 1924’den sonra parlamentoda yaşanan en büyük yenilgiyi aldı ama buna rağmen istifa etmeyi reddetti.

ERKEN SEÇİMİN ÖNÜ ŞİMDİLİK KESİLDİ

Aksine muhalefet partisine güven oylaması talep etmesi çağrıda bulundu. İşçi Partisi de teklifi kabul etti ve çarşamba günü hükümet 19 oy farkla güven oyunu kazandı. Böylece hükümet genel seçimin önünü şimdilik kesmiş oldu. Hükümetin yaşadığı çıkmazı, “ikinci referandum” yaparak çözülebileceği tartışmaları da durulmadı. The Guardian Yazarı Owen Jones, İşçi Partisinin ikinci bir referandum değil “daha iyi bir Brexit” için çalışması gerektiğini yazdı.

ALMANYA VE FRANSA ENDİŞELİ

İngiltere’de, AB ile yapılan Brexit anlaşmasının reddedilmesi Almanya’yı da endişelendirdi.  German Foreign Policy’den aldığımız yazıda, bu endişenin ekonomik nedenleri açıklanıyor. Fransa’nın ünlü gazetesi Le Monde ise Fransız küçük ve orta boy şirketlerin anlaşmasız bir Brexit’e hazırlıksız olduklarını savunuyor. Fransa hükümetinin böylesi bir duruma hazırlık için kararname hazırlayacağı belirtiliyor.


RİZİKO

German Foreign Policy

İngiltere'de Avam Kamarası’nda (Parlamento) Brexit sözleşmesinin reddedilmesi Alman sermayesinde alarm çanlarının çalmasına yol açtı. Alman Sanayiciler Birliği Başkanı, kuralları belirlenmemiş bir Brexit’in engellenmesinin zorunlu olduğunu, bu sağlanamazsa Almanya’da on binlerce işletme ve yüz binlerce işçinin tehlikeye atılmış olacağını söyledi. Münih Ifo Enstitüsü uzmanlarından biri ise, Avam Kamara’sının  Brüksel’in kurallarını belirlediği, İngiltere’yi bir ticari sömürge haline getiren Brexit Sözleşmesi’ni reddedeceğinin açık olduğunu, bunun bile bile AB tarafından İngiltere’yi tekrar halk oylamasına gitmeye zorlamak için yapıldığını söyledi. İngiltere’de Brexit’ten yana ya da karşı olanların büyük bir kısmı referandumun tekrarlanmasının demokrasiye yarar değil zarar getireceği düşüncesinde.

TİCARİ SÖMÜRGE STATÜSÜ

Brexit Sözleşmesi, bağımsız bir devlet için kabul edilmesi mümkün olmayan, onu ticari bir sömürge haline getiren kurallar içermekteydi. İngiltere’nin AB’den çıkışı sonrası, Gümrük Birliği ile İngiltere arasındaki ilişkilerde karar yetkisi AB’de olduğu gibi, Kuzey İrlanda ile ilgili herhangi bir sorunda da Brüksel’in İngiltere’yi görüşmeye mecbur etme gibi hakları bulunmaktaydı. Ifo Enstitüsü’nden Gabriel Felbermayr’ın tespitiyle AB, Brexit Sözleşmesi’yle İngiltere’yi ticari bir sömürge haline getirmek istemişti ve bu nedenle haklı olarak kabul edilmedi. AB Konsey Başkanı Donald Tusk yaptığı bir açıklamayla aslında Brüksel’in istediğinin tam da bu sonuç olduğunu ortaya koydu. Tusk, “Eğer sözleşmeye hayır diyorlarsa,  Brexit’ten vazgeçmeleri, AB içinde kalmaları gerçekçi çözüm olacaktır” diyerek Berlin ve Brüksel’in bu yöndeki arzusunu vurguladı.

SİNSİ BİR OYUN

Halbuki; Londra’nın pazarlıklarda hiçbir şansı olmadığını Avrupa’nın nötral devleti olan İsviçre’den bir gazeteci çoktan ortaya koymuştu. Haberde, İngiliz temsilcilerin, eşit göz hizasında bir Brexit sözleşmesi imzalanacağıyla ilgili umut yaymaları karşısında AB heyetindeki Alman temsilci Sabine Weyand’ın Brüksel’in koşullarını belirleyip İngiltere’ye de bildirdiği, bu nedenle İngiliz temsilcilerin açıklamalarının sadece halkı aldatmaya yönelik olduğunu söylediği belirtilmekteydi.  „AB, Brexit Sözleşmesi sayesinde büyük politik, ekonomik zarar görecek olan İngiltere’nin AB’den ayrılmaktan vazgeçeceğini tahmin etmekteydi ama yanıldı. Bazı Alman gözlemciler AB’nin bu taktiğini sinsi bir oyun olarak değerlendirdiler.

DEMOKRASİYE ZARAR VERECEK

Brexit Sözleşmesi’nin Avam Kamarası’nda reddi için oynanan rizikolu oyunun Donald Tusk’ın dediği gibi İngiltere’nin AB’de kalmasına yol açıp açmayacağı henüz bilinmiyor. Şimdiki durum referandumun tekrar edilebileceği izlenimini uyandırıyor. Ama en keskin Brexit karşıtları bile ikinci bir referandumun, devleti elinde tutan elitler izin vermedikçe sonucu değiştirmeyeceği düşüncesinde. Ayrıca Avrupa’yı saran Sarı Yelekliler ayaklanmasının referandum nedeniyle İngiltere’ye sıçrayabileceği endişesi içinde olan egemenlerin referandumdan yana tavır almayacağına da kesin gözüyle bakılıyor. Referandumun yapılmasından yana olanlar bile, sonucun AB’de kalma olarak çıkacağından şüpheliler. Bilindiği gibi 2016 yılında yapılan referandum öncesi de anket firmaları çoğunluğun Brexit’e karşı olduğunu açıklamıştı.

MİLYARLIK KAYIP

Alman sermayesi açısından oynanan rizikolu oyun alarm sinyallerine yol açtı. Birleşik Krallık, Almanya açısından ABD’nin ardından ikinci direkt yatırım alanı durumunda. Almanya’nın İngiltere’deki yatırım hacmi 120 milyar avro. Aynı zamanda Alman sermayesinin en fazla ciro yaptığı beşinci yer de İngiltere. Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği Başkanı Erich Schweitzer, Brexit görüşmelerine bağlı olarak Almanya’nın İngiltere’ye ihraç hacminin beşte bir azaldığını belirtiyor. Schweitzer, WTO (Dünya Ticaret Örgütü) kurallarına göre gerçekleşecek bir Brexit’in Almanya’ya yılda 2 milyar avroluk zarar getireceğini, aynı zamanda Almanya’da 750 bin işçinin işyerinin tehlikeye gireceğini belirtti. Alman Ekonomi Enstitüsü, yıllık zararın 10 milyar avronun üzerinde olacağı görüşündeyken, uzmanlar WTO kurallarına uygun Brexit’in Almanya-İngiltere arasındaki ticareti çökerteceğini, her yıl en az 40 milyar avro zarar edileceğini tahmin ediyorlar.

ALMAN SERMAYESİNİN ÖNCELİKLERİ

Alman Sanayiciler Birliği Başkanı Joachim Lang da Brexit Sözleşmesi’nin reddinin dramatik olduğunu, İngiltere’nin AB’den kuralları belirlenmemiş şekilde ayrılışının Almanya-İngiltere dış ticaretini 175 milyar avroluk riske sokacağını belirtiyor. İngiltere ekonomisinde durgunluğa yol açacak gelişmenin Alman ekonomisini etkilememesinin imkansız olduğunu söyleyen Lang, belirginsizliğin ülkede on binlerce işletme ve yüz binlerce işçi açısından tehlike yarattığını ifade etti. Deutsche Bank Şefi Christian Sewing de kuralsız bir Brexit’in AB ülkelerinin tümünün ekonomilerini olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu.

Sermayenin alarm sinyallerinin  bir nedeni de ekonomik kalkınmanın 2017’de yüzde 2.2 iken 2018’de yüzde 1.5’e gerilemiş olması. Almanya’nın dış ticarette en fazla ciro yaptığı ABD ile ilişkileri limoni. İkinci sırada yer alan Fransa, Sarı Yelekliler eylemlerinin açıkça ortaya koyduğu gibi istikrarsız bir ekonomiye sahip. Üçüncü ülke Çin, ABD’nin ticari savaş hedefi olduğu için Almanya’nın yatırımının ve ticaretinin gerilediği bir ülke. Eğer düzenlenmemiş Brexit nedeniyle İngiltere ile ticari ilişkilerde de gerileme olursa Almanya’nın işi zorlaşabilir.

Çeviren: Semra Çelik


BREXIT: FRANSIZ ŞİRKETLERİN KAYGILANDIRICI HAZIRSIZLIKLARI

Elise BARTHET
Barthet / Le Monde

Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkışı üzerinde Londra ile Brüksel arasında yürütülen sözleşmenin Britanya meclisinde reddedilmesinden telaşlanan patron temsilcileri çarşamba günü alarmı çaldılar: Fransız şirketler, gelecek aylarda ne olursa olsun, artık sert bir Brexit’i hesaba katmalılar. Bu şirketlerden 30 bine yakını Manş Denizi ötesine ihraç ediyor ve 3 bin tanesi de oraya yerleşmiş durumda.

Zaman artık yetkililerin devreye girme zamanı. (Fransız) Başbakan Edouard Philippe, perşembe günü Başbakanlıkta yapılan bir toplantıdan sonra “anlaşmasız bir Brexit” planını devreye soktuklarını ve “gelecek üç hafta içinde” Fransız ve İngiliz yurttaş ve şirketlerin haklarını korumak için 5 kararnamenin onaylanacağını ilan etti.

Philippe sözlerini “Önümüzde hâlâ bir çalışma, bilgilendirme çalışması var, özellikle de şirketlere yönelik” diye tamamladı.

Zira bu alanda bir acil durum söz konusu. Anlaşma olmadığı koşullarda 30 Martta gümrükler tekrar yürürlüğe girecek. Tıpkı bürokratik işlem ve kontroller gibi. Birçok şirket bu felaket senaryoyu bilmiyor, en azından küçümsüyor.

DENKLEMİN BİRÇOK BİLİNMEZİ VAR

Birleşik Krallık, Fransa’nın ticaretinin arttığı nadir ülkelerden biri. 2017’de ticaret hacmi 4 milyar avro civarındaydı. İhracatın birinci kalemi olan gıda sert bir Brexit’ten en fazla etkilenenler olacak. Ekonomist Thierry Pouch’a göre “2014’te, Rus ambargosunun başlarında olduğu gibi, ürünlerin iç pazara yönelmesi ve bir tıkanmaya yol açma riski var.”

Olivier Wyman araştırma kabinesine göre “Fransa, yılda 4 milyar avroluk bir faturayla, Avrupa Birliği içinde en azla etkilenen üçüncü ülke olacak.”

Tüm kanatlarını Birleşik Krallık’ta üreten Airbus gibi dev gruplar 2017’den itibaren boğayı boynuzundan tutmuş olsalar da küçük ve orta şirketler geç harekete geçtiler.

(Patronlar örgütü) Medef’in Uluslararası İşler Sorumlusu Frédéric Sanchez’e göre, “Şirketlerin üçte biri hazır, diğer üçte biri sorunun bilincindeler fakat Brexit olmayacağını düşünüyorlar, son üçte birlik kısmı ise soruna bile bakmıyor”.

Küçük ve Orta Boy Şirketler Konfederasyonu (CPME) Avrupa İşleri Temsilcisi Alban Maggier’e göre, “Denklemin birçok bilinmeyeni var ve daha düne kadar birçok patron mantıklı yaklaşımın kazanacağını düşünüyordu”. Theresa May ile AB adına müzakere yürütenlerin sorumlusu Michel Barnier arasında varılan anlaşma 2020’ye kadar sürmesi gereken bir geçiş süreci, şahısların serbest dolaşımı ve “ortak bir gümrük bölgesi” öngörüyordu. Salı gününkü oylama işte tüm bu tavizleri süpürdü.

Ticaret ve Sanayi Odaları tüm Fransa’da toplantılar tertipliyor. Gümrüklerde, bugün AB içinde “meta değişim deklarasyonu” yapan şirketlerin yarının “büyük ihraç” kurallarını öğrenmeleri için çağrılar yapılıyor. Fakat, küçük ve orta boy şirketler şu ana kadar büyük hareketlilik göstermedi 

Çeviren: Deniz Uztopal


İŞÇİ PARTİSİ İKİNCİ REFERANDUM DEĞİL DAHA İYİ BİR BREXIT İÇİN ÇALIŞMALI

Owen JONES
The Guardian

İngiltere'de hükümet güven oylamasını kazanması, gücünün değil zayıflığının bir göstergesi. İnatçı Muhafazakar Partiyi birleştiren koşul, Jeremy Corbyn liderliğindeki bir İşçi Partisi hükümetinin olasılığı. (Başbakan) Theresa May, Muhafazakarların başarı şansına güveniyorsa risk alabilirdi. Fakat İşçi Partisi son seçim kampanyasına Muhafazakarlardan yüzde 24 geride başladı ve altı haftanın sonunda iki puan geride bitirdi. Güncel anketlerde ise İşçi Partisi biraz daha önde. Muhafazakarların korkusu, Corbyn başkanlığındaki bir hükümetin sıradan bir İşçi Partisi hükümetine benzemeyebileceği ve Margaret Thatcher tarafından inşa edilen iktisadi mutabakatı alaşağı edebileceği. Bu konuda haklı olabilirler.

Şu sıralar medya, İşçi Partisi(nin baskı altında olduğunu iddia ederek hikayeyi değiştirmeye çalışıyor. Bu tuhaf. Hükümet, Britanya demokrasisinin en büyük parlamenter yenilgisini yaşadı. David Cameron ve May tarafından ideolojik olarak yönlendirilen kemer sıkma politikası ve felakete yol açan diğer politikaların bir sonucu olarak, yaklaşık on yıldır süren Muhafazakar idare, Britanya’yı  modern zamanların en kötü siyasi ve sosyal kriz ortamı içerisinde bıraktı. İşçi Partisi, karşıtları tarafından inşa edilmiş krize yönelik sihirli bir çözüm bulamadığı için teşhir edilebilir; ki böyle bir çözüm yok.

İŞÇİ PARTİSİNİN TAKTİĞİ NEDİR?

İşçi Partisi’nin ikinci bir referandumu desteklemek zorunda olduğuna dair resmi presibi onayladığına dair iddialar var, fakat asılsız. Prensibe göre “Ülke için en uygun olan netice, acil bir genel seçimle Muhafazakarları iktidardan düşürmek”. Fakat böyle bir seçim tasarlanamazsa, parti, masada kalan “kamuoyu için kampanya yürütmek dahil tüm diğer seçenekleri desteklemek durumunda”.

İşçi Partisi’nin taktiği nedir? İkinci bir referandum meselesini ele alalım. Liderlik hangi karara varırsa varsın bir çoğunluk bulabileceği kesin değil. Bakanlar Kurulu’ndan 2016’da istifa eden bir İşçi Partisi milletvekili, açık bir oylama sırasında parlamenter İşçi Partililerin ikiye bölünebileceğini ve muhaliflerin daha fazla çıkabileceğini, yani her zaman televizyondaki gibi olmadıklarını söylüyor.

Ayrılma yanlısı grupları temsil eden gölge kabine üyeleri, eğer İşçi Partisi bir referandumu desteklemek üzere oy verme zorunluluğu getirirse istifa edeceklerini söylediler. Eğer referandum tek seçenek olarak kalırsa İşçi Partisi kalmak için kampanya yapacak ve bu büyük bir girişim olacak. Fakat hayallere kapılmayalım. Kampanya bir öncekinden çok daha amansız ve sert, ülkeyi saran kültürel savaş daha beter, milyonlarca ayrılma yanlısı seçmen çok daha sinirli ve hayal kırıklığına uğramış olacak. Ayrılma yine kazanabilir.

Muhafazakar yönetim ulusun hastalıklarının kaynağıdır: Muhafazakar hükümeti devirmek istemek, ki bunun tek yolu bir İşçi Partisi zaferidir, partiyi ülkeden daha önemli görmek demek değildir, ülkeyi savaştan sonraki en vahim yönetimden koruma teşebbüsüdür. İşçi Partisi’nin Muhafazakarlar tarafından zaptedilmiş 54 koltuğundan 41’i ayrılmak için oy verdi. Sadece 13’ü kalmayı yeğledi. İşçi Partisi, ayrılma taraftarlarına tutunup daha fazla oy kazanmaksızın herhangi bir seçimi kazanamaz ve Brexit oylamasına yol açan adaletsizlikler daha da beter hale gelir.

GERÇEK ÇATIŞMA NEREDE?

İşçi Partisi temel çatışmanın Brexit’in kalma ve ayrılma taraftarları arasında değil, elit karşıtı olan büyük çoğunluk arasında olduğunu vurgulamalı. İki tarafı birleştiren hayat standartları, istihdam, sosyal güvenlik, zenginlerin vergilendirilmesi ve kamu mülkiyeti konularına yeniden odaklanmalı. Bu da bir davayı savunmak anlamına gelir. Parlamentoda Gümrük Birliği için bir çoğunluk mevcut. İşçi Partisi liderliğindeki pek çok insan tatmin edici bulmasa da Norveç Modeli adı altındaki Ortak Pazar ve Gümrük Birliği kombinasyonu parlamentodaki bölünmede destek kazanmak için iyi bir şans. Avrupa Birliği, Britanya’nın kırmızı çizgilerindeki değişimin yeni olanaklar sağlayacağını açıklamıştı. Bu durumda muhafazakarların arasındaki ciddi bölünmeler hakkındaki tartışmalara yeniden odaklanılabilir.

İşçi Partisi ikinci bir referandumu desteklemezse sesler topluluğu tarafından susturulacak. Fakat  şu an için Parti, enerjisini yeni bir anlaşma kurmak üzerinde yoğunlaştırmalı.

Çeviren: C. Güneş İspir

ÖNCEKİ HABER

Hyundai ve yan sanayisi kısa çalışmaya başvurusu yaptı

SONRAKİ HABER

YARSAV'ın eski başkanı Murat Arslan, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa