26 Mayıs 2015

Avrupa futbolunda büyükler kazanmaya devam ediyor!

Futbolun endüstriyel ve finansal dönüşümüyle birlikte Avrupa futbolunda merkez ligler ve çevre ligler yapılanması oluştu

6 Haziran’da Berlin’de oynanacak Şampiyonlar Ligi finali için yarı finalde mücadele eden dört takımdan (Alman Bayern Münih, İtalyan Juventus, İspanyol Barcelona ile Real Madrid) Barcelona ve Juventus finale kaldı.

Aslında, yarı finalde mücadele edip finale çıkan takımlar, futbolseverler için çok da sürpriz değil.

Beş Büyük Lig’den takımların tekeline girmiş Şampiyonlar Ligi’nde, bu liglerden gelen büyük takımların yarı final, final oynamasını hepimiz kanıksadık...

Sonuçta da nitekim, bu üç ligden iki takım yani La Liga’dan Barcelona ve Serie-A’dan da Juventus final oynayacak...

Avrupa’da UEFA’ya bağlı 54 ülke federasyonunun olduğu düşünülünce, sadece üç Lig’den dört takımın şampiyonlar liginde yarı final oynaması, bunlardan ikisinin de finale yükselmesi, akla şu soruyu getiriyor. “Hep büyükler mi, bu final maçlarını oynayacak? Ya da hep büyükler mi kazanmaya devam edecek?” 

Bizim de hep mücadelemiz de bu yönde zaten. Büyüklerin egemen olduğu bir lig, turnuva ya da futbol yapılanmasında sportif, mali ve iktisadi rekabet veya adil oyun nasıl olacak? Küçükler bu turnuvalarda hep sadece figüran mı kalacaklar? Neden eşitlik, adalet ve fair play ruhunun her daim savunucusu ve sözcüsü olduğunu iddia eden Avrupa futbolunun patronu Michel Platini bu gidişe bir yön vermez, veremez? İşte, temel olarak yanıtlanması gereken soru bu… Bugünkü, finansal futbolun temel çelişkisini de bu soru ve sorun oluşturuyor… Bu sorunun çözümü, şüphesiz farklı bir lig ve futbol yapılanmasını beraberinde getiriyor. 

Bu sütunlarda, bu konularda sayısız kez futbolda büyüklerin egemenliğinden kaynaklanan haksız ve dengesiz rekabeti irdeledik, ele aldık, yazdık. Gördük ki, bugünkü Avrupa futbol yapılanması, bu yapının ortadan kaldırılmasına izin vermiyor, aksine ligler ve kulüpler arasındaki dengesizliği sportif ve parasal olarak daha da açıyor. Geçenlerde UEFA kendi sitesinde Şampiyonlar Ligi’nde yarı final kazananlarının listesini yapıp yayınladı. Listede sürpriz yok. Yarı final maçlarını en fazla kazanan takımların ligleri, İtalyan Serie- A, Alman Bundesliga, İspanyol La Liga ve İngiliz Premier Lig…Yani, bizim Merkez Ligler dediğimiz futbol ligleri, yarı final ve finallere kendileri dışında diğer liglerin takımlarının çıkmasına izin vermemişler.. 

 

Peki, bunu UEFA neden yapıyor? İşte bu soruya yanıtımız aşağıda… 

 

Bu konuda en son 25 Kasım 2014’te “Avrupa Kupalarında Büyük Liglerin Egemenliği Devam Ediyor!” başlıklı bir yazıyı kaleme almış ve özetle “Şampiyonlar Ligi’nde sürprize yer yok” demiştim.

 

Kupalarda büyük liglerin egemenliği 

 

2003-2014 arası Şampiyonlar ve Avrupa Ligi’nde son 11 senelik rekabete baktığımızda, özellikle Beş Büyük Lig’in bu kupalarda ciddi bir rekabet üstünlüğüne sahip olduğunu gözlemliyoruz. Nitekim, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Premier Lig ekipleri 2003- 04 ile 2012-13 sezonları arasında toplam 418 maça çıkarken, ikinci sırada 381 maç sayısı ile İspanyol La Liga ekipleri geliyor. İtalyan Serie-A takımları ise 333 maç sayısı ile üçüncü sırada yer alıyor. UEFA Avrupa Ligi’nde de durum Şampiyonlar Ligi’nden çok farklılık göstermiyor. 

 

Yarı finallerde merkez liglerin egemenliği devam ediyor 

 

UEFA’nın verilerine göre, Şampiyonlar Ligi’nde son onbeş yılda yarı final oynama hakkı kazanıp mücadele eden takımlardan İtalyan Serie-A’dan katılan takımların yüzde 76.9’u, Alman Bundesliga’dan katılan takımların yüzde 61.5’u, İspanyol La Liga’dan katılan takımların yüzde 45.8’i ve İngiliz Premier Lig’den katılan takımların da yüzde 45’i, yarı finalleri geçip finale yükselmişler… 

Şampiyonlar Ligi’nde sürprize yer yok 

 

Endüstriyel futbolun göz bebeği konumundaki, futbolun en değerli turnuvası olan Şampiyonlar Ligi’ne ilişkin düzenlediğimiz aşağıdaki tablo, bu kupada (tek istisna 2004 Porto Şampiyonluğu dışında) merkez liglerin dışındaki bir başka ligden bu kupayı kazanan takım bulunmadığını bize gösteriyor. Şampiyonlar Ligi yapılanması gerek mali bütçeleri, gerekse iktisadi ve sportif yapıları itibariyle merkez ligler lehine, çevre ligler aleyhine bir ortam yaratmış durumda. Bu yapılanma içerisinde çevre ya da yarı çevre bir ligden bir takımın bu kupayı kazanma olasılığı her geçen gün daha da azalıyor. Büyükler lehine kurulan haksız rekabet süreç içinde, büyük kulüplerin (Merkez Liglerin) daha fazla gelir artışına ulaşmalarına ve servet biriktirmelerine olanak sağlıyor. Bu durum, sportif rekabette dengesiz ve demokratik olmayan bir rekabetin varlığını gösteriyor. 

Küreselleşmenin sağladığı avantajlarla gelirlerini geometrik olarak artırabilme olanağına kavuşan merkez kulüpleri/ligleri ya da yüksek bütçeli kulüpler, aşırı gelir artışlarıyla servetlerini artırdılar. Bu kulüpler, küreselleşmenin ve marka olmanın getirdiği avantajı finansal üstünlüğe çevirerek, rekabet koşullarını kendi lehlerine çevirip haksız rekabeti futbola egemen kıldılar. 

 

Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi finalleri beş büyük ligden sorulur! 

 

Son on beş senede Şampiyonlar Ligi finaline yükselen 30 takımdan 9’unun İspanyol (yüzde 30), 8’inin İngiliz (yüzde 27), 6’sının Alman (yüzde 20), 5’inin İtalyan (yüzde 17), 1’nin Fransız ve Portekiz olduğunu aşağıdaki tablodan görüyoruz. Tablo 2’de görülebileceği üzere son 14 yılda La Liga’dan dört kulüp Şampiyonlar Ligi’nde tam yedi kez final oynayıp kazanırken, İspanyolları İngiliz Premier Lig ekipleri izliyor. İngiliz takımları altı kez finale yükselip üç kez de kupayı kazanma başarısı göstermişler. Tablo bize, beş büyük lig dışında başka bir ligden bu kupayı kazanma olasılığının bulunmadığını gösteriyor. 

Sonuç 

 

Futbolun küreselleşmesi, onu endüstriyel ve finansal dönüşüme uğrattı. Bu süreçte Avrupa futbolunda merkez ligler (5 Büyük Lig) ve çevre ligler yapılanması oluştu. Merkez liglerde yer alan kulüplerin gelirlerinde son 23 senede yaşanılan aşırı artışlar, onların ciddi sermaye/servet birikimine ulaşmalarına olanak sağladı. Merkez lig kulüplerindeki bu aşırı gelir ve dengesiz servet gelişimi, bu kulüplere çevre liglerde yer alan rakiplerine karşı önemli bir rekabet üstünlüğü sağladı. Bu gelişim ve değişim, merkez liglerin lehine, çevre ve küçük liglerin aleyhine yeni bir haksız rekabetin doğmasına neden oldu. Futboldaki bu dengesiz gelişim yapılanması, kendisini sportif ve iktisadi/mali alanda merkez ligler ve bu liglerin kulüpleri lehine, çevre ligler ve bu liglerin kulüpleri aleyhlerine dengesiz bir rekabet olarak somutladı. Bunun sportif olarak pratiğe yansıması ise Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde yarı final ve finallere, çoğunlukla bu liglerden kulüplerin yükselmesi şeklinde oldu.

Nitekim, 2014-15 Şampiyonlar Ligi yarı finaline yükselen dört takımın bu liglerden geldiğini görüyoruz. Bu yapı devam ettiği sürece, çevre liglerden bir takımın bu şampiyonalarda kupa kazanması sadece bir hayalden öteye gitmiyor. Oysa, futbolun uzun vadede varlığını devam ettirebilmesi ise, bu dengesiz ve haksız rekabetin yeniden düzenlenmesine bağlı. Ne var ki, finansal futbol ve onun temsilcisi UEFA’nın buna izin vermesi çok mümkün görünmüyor. UEFA'nın rekabetçi dengeyi düzenlemeye yönelik Şampiyonlar Ligi seribaşı uygulamasında yaptığı son değişikliğin de sadece bir göz boyamaktan ibaret olduğunu belirterek, yazımızı noktalayalım... 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır