'Atlantik İttifakı' çöküyor

Atlantik ittifakı, Rusya'yı, Ukraynalı Nazi artıklarıyla ezebileceğine inanıyordu. Amerikancı medya neredeyse dört aydır, Başkan Putin'in ölmekte olduğu ve Rusya'nın yakıt ve mühimmatının bittiği, ekonomisinin çöktüğü gibi saçma sapan haberlere ve yorumlara yer verdi.

Elbette bunlar Amerikan çıkarları doğrultusunda ortaya atılan temennilerdi. Hatırlayınız ülkemizin birçok yazarı, kartondan kahraman Zelenski aptalını nasıl da yüceltiyordu.

Batı, Rusya'ya, (aslında kendisine) intihar niteliğinde yaptırımlarda bulundu. Bugün petrol, gaz, gübre ve önemli hammadde eksikliği kendini hissettiriyor.

Enflasyon özellikle yaptırım uygulayan Batı'da ve Amerika’da hızla yükseliyor. İngiltere'de ve bazı ülkelerde de isyan dalgası yaklaşıyor.

Batı’nın Rusya'ya karşı uyguladığı yaptırımlar sonucu kendilerinin doğrudan uğradığı zararın yılda 400 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Bu maliyetler elbette oradaki yoksul vatandaşların sırtına yükleniyor.

Bir de çıkıp, “Türkiye’nin çeyrek asır öncesine göre şu anda AB'ye daha fazla uzakta olduğunu” iddia etmezler mi? Siz önce kendi durumunuza ağlayın.

Neyse devam edelim.

Rusya’ya gelince Ruble yükselmeye devam ediyor. Faiz oranını %20’lerden %9,5’e indirdi ve ruble dolar karşısında değer kazanıyor.

Öyle görülüyor ki, Rusya'da faiz indirimi devam edecek. Bir taraftan da Afrikalı ve Asyalı liderler Zelenski'yi savaşı durdurmaya çağırdılar. Zira tahıl istiyorlar.

Atlantik İttifakı’nın aslında mali sorunları çok önce başladı. Birçok küçük şirketin iflas etmesine ve giderek daha fazla para basmalarına neden olan saçma ve totaliter "Covid" kısıtlamalarından ziyade artık ödenemeyecek kadar yüksek borçları birikmişti Batı’nın.

Bu yüzdendir ki Batı, çaresizce Ukrayna'daki çatışmanın kış bastırmadan sona ermesini istiyor. Aksi takdirde, batı ülkelerinde sokaklarda yağmalama ve halk ayaklanmaları olaylarının olacağını çok iyi biliyorlar.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba'ya göre günde bin askere ulaşan Kiev ordusunun yıpranma oranı bir hayli fazla.

Geçenlerde Rusya Savunma Bakanlığı,paralı askerlerle ilgili bazı rakamları yayınladı. Ukrayna için tablo iç karartıcı. Ukrayna'da bulunan 64 ülkeden yaklaşık 6.000 paralı askerden yaklaşık 2.000'i öldürüldü ve yaklaşık 2.000'i de kaçtı.

Kalan 2 bin kişinin ne kadar süre hayatta kalacağı ise henüz belli değil.

Polonya 1.831 ile en fazla paralı asker gönderen ülke durumunda. Kanada, 600 civarında, ABD, 530, Romanya 504, Birleşik Krallık ise 422 asker gönderdi ve bunların çoğu öldürüldü.

Rakamları yayınlayan General Konashenkov'a göre, paralı askerlerin sayısı gittikçe azaldı çünkü Ukrayna'da kalıp öldürülme tehlikesi çok fazlaydı.

17 Haziran'da, memleketi Saint Petersburg'daki Uluslararası Ekonomik Forum'da ise Başkan Putin net konuştu.

Putin, “Soğuk Savaş'tan sonra ABD, kendisini Tanrı'nın yeryüzündeki elçisi ilan etmişti. Bu yüzden pervasızca davrandı. ABD kendi çıkarlarının kutsal olduğunu öne sürdü. Şu anda tek kale maç oynanıyor ve bu koşullardaki bir dünya sürdürülebilir değil” dedi.

AB ise siyasi egemenliğini nihai olarak yitirdi. AB'nin bürokratik elitleri başkasının dansına eşlik ediyor. Avrupa'da eşitsizlik daha da kötüleşecek ve bunun sonucunda ekonomideki hatalar nedeniyle toplumda bölünmeler olacak.

Kısacası Putin, tek kutuplu dünya dönemi bitti. Küresel politikada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyor.

Türkiye ise tam da bu noktada artık yönünü netleştirmesi gerekir. Çöküşe geçen Atlantik İttifakı bize hiçbir şey kazandırmayacaktır. Tam aksine ülkemizi iç ve dış tehditlere açık hale getiren yüzyıllık kaos sisteminin içinde artık yer alamayız.