“Atın bütçeyi denizlere” demiştim.

Bundan altı ay önce, 12 Aralık, 2021’de Karar’daki köşemde yukarıdaki başlığı attığım yazıyı kaleme almıştım.

Yazıda mega projelerde verilen dövize endeksli gelir garantileri üzerinden 2022 bütçesinde belirlenen ödeneklerin anlamını yitirdiğini belirttim. Bu nedenle de bütçede yer alan ödeneklerin yıl içerisinde yetersiz kalacağının altını çizdim.

Değerli okur “geleceğin en önemli özelliği gelmesidir.” Tabii ki altı ay geçti ve gelecek yine geldi.

Benim 6 ay önceden öngördüğümü yetkililer 20 Haziran, 2022’de nihayet gördüler ve TBMM’ye ek bütçe sundular.

Ek bütçe için gösterilen gerekçelerinden birisi de “mal ve hizmet alım giderlerindeki artışlardır.”

Peki, mal ve hizmet alım giderleri neden artıyor?

İzin verirseniz ben de buna bir gerekçe sunayım.

Nasıl mı?

Gelin başlayalım.

GELİR GARANTİLERİNİN BÜTÇE ÖDENEKLERİ

Değerli okur ulaştırma mega projelerinde verilen gelir garantilerini artık hepiniz biliyorsunuz.

Normalde köprülerde verilen dövize endeksli olarak gelir garantilerinin geçen araç sahiplerince ödenmesi gerekiyor. Ancak ücretler pahalı olduğundan sizler bu köprüleri tam kapasitede kullanmıyorsunuz. Verilen garanti ile gerçekleşen gelir arasındaki fark milli bütçeden ödeniyor.

Bütçe yükünü düşürmek için gişelerde sözleşme ücretleri düşük tutuluyor. Bu defada sözleşme ücreti ile düşük ücret arasındaki pay yine milli bütçeden ödüyor. Buna da “katkı payı” deniliyor.

Yani köprüden geçen sürücü ödediği ücretin yanı sıra vergileriyle bir de katkı payı ödüyor.

Bizim gibi bu köprüleri kullanmayan vergi mükellefleri ise vergileriyle her gün ama her gün köprülerden geçmediğiniz için bütçeden ödenen ücretin tamamını fonluyor.

Bu ücretler bir de dolar ise ABD, Avro ise AVRO bölgesi enflasyonuyla her yılın sonunda artırılıyor.

Dövize endeksli ücretler her yılın başında Türk Lirası’na çevrilir ve bu ücretler bir yıl boyunca geçerli kalırdı. Son yıllarda yaşanan kur atakları nedeniyle, biricik şirketleri mağdur olmasın diye bu artışları yılda iki defaya çıkardılar.

(Değerli okur aramızda kalsın lütfen. Şirketler yılda iki defa artıştan da memnun değilmiş. Bunlar adına yetkililerden rica ediyorum. Şirketlerin zarar etmemesi adına gelin ücretleri her gün güncel kurlara göre ayarlayalım. Köprü borsası kuralım yani)

Sonuçta artan kurlar nedeniyle gelir garantileri ve bütçeden yapılan ücretlerde dramatik artışlar yaşandı. Ek bütçenin gerekçesinde söylenmese de mal ve hizmet alım giderlerinin artmasının önemli nedeni kur artışlarıdır.

Ek bütçe yapılmasaydı 15 Haziran, 2022 kurları üzerinden yaptığım bir tahmine göre şehir hastanelerinin 2022 yılı ödeneğinin Sağlık Bakanlığı bütçesi içerisindeki payı % 35’e ulaşmıştı.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) bütçesinde ise durum daha vahim olacaktı. Ulaştırma gelir garantilerinin yıllı başlangıç bütçesiyle karşılanması mümkün olmayacaktı.

Ek bütçe ile Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve KGM’nin garanti ödeneklerinin artırılması sonucunda bütçelerde bir mali alan yaratacaktır.

Değerli okur hatırlarsınız Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ek bütçeyi gerekçelendirirken “artan gelirimizi ek bütçeyle topluma geri vereceğiz” demişti.

Bu şirketler de toplumun bileşenleri değil mi Allah aşkına? Ne yani siz refah içerisinde yaşarken bu şirketler mağdur mu edilecektiı? Vicdanınız bunu kabul eder miydi? Neyse garanti ödemelerindeki artışın ek bütçeden ödenmesi toplum vicdanını rahatlattı.

Değerli okur gelin siz gene de rahatlamayın!

Ben hâlâ endişeliyim.

KÖPRÜLERİN ÜCRETLERİ

Otoyolların ve köprülerin ücretleri eskiden her senenin başında Türk Lirası’na çevrilirken, son dönemin popüler iktisat politikası “liralaştırma yaklaşımı” çerçevesinde yılda iki defaya çıkartıldı dedim ya.

İşte geliyor gelmekte olan.

Bu yılın ikinci güncellemesi dört gün sonra, 1 Temmuz, 2022’de gişelerden görülebilecek. Yetkililer desin “güncelleme”, sizler deyin “kur zammı” ben karışmam. Ancak şunu söyleyebilirim. Ücret artışlarında 15 Haziran kurları kullanılacak. (Pardon belki de kullanıldı. Çünkü gerekli onaylar önceden alınıyor.)

Aşağıda 1 Temmuzda sözleşmeye göre belirlenecek KDV dâhil köprü ücretleri yer alıyor.

Osmangazi Köprüsü: 840 TL

Avrasya Tüneli:113 TL

Yavuz Sultan Selim Köprüsü: 90 TL

15 Mart Çanakkale Köprüsü: 320 TL

Bu köprülerin gişe ücretlerini şirketlerin internet sitelerinden öğrenebilirsiniz. Bu ücretlerin çok daha aşağısında göreceksiniz..

Olmaz ama biz bir an için yetkililerin 1 Temmuz kur zamlarını gişelere yansıtmadıklarını kabul edelim. Bu durumda araç başına ödenecek katkı payları üzerinden ortaya çıkan ödenek ihtiyacı şu şekilde olacaktır.

Osmangazi Köprüsü: 4,5 milyar TL

Avrasya Tüneli: 705 milyon TL

Yavuz Sultan Selim Köprüsü:1,6 milyar TL

15 Mart Çanakkale Köprüsü: 922 milyon TL

Değerli okur 15 Haziran, 2022 kurlarından hesapladığım sözleşme ücretleri ve halen uygulanan resmi ücretlere göre yılın ikinci yarısında yaklaşık 8 milyar TL tutarında bir katkı payı bütçesinden bahsediyoruz.

Yetkililer bu ödenek ihtiyacını düşürmek için köprülerin ücretlerini mümkün olduğunca artırmak isteyeceklerdir.

İdeal artış yukarıda belirttiğim sözleşme ücretleridir. Ancak bu defa da siz bu köprülerden geçmiyorsunuz. O zaman da sözleşmede verilen garantiler ile gerçekleşen gelir arasındaki farkın tamamı milli bütçeden ödeniyor.

Ayrıca dert sadece köprüler olaydı, ağlaması kolaydı. Daha bir de otoyollarda verilen gelir garantileri var.

Değerli sürücüler sizlere can-ı gönülden bol seyahat diliyorum. Araçlarınızı sürün sürün bu yollardan ve köprülerden geçin.

Yoksa vergi mükelleflerine pamuk eller cebe diyeceğim.

İyi pazarlar.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum