Ateşi kim yaktı?

A -
A +
Küresel borsalar kritik gelişmelerin yaşanacağı haftaya petrol şokuyla başladı. Suudi Arabistan'ın petrol tesislerine hafta sonunda yapılan saldırılar ülkenin günlük petrol üretimini 5,7 milyon varile düşürünce, fiyatlar %11 yükseldi. Suudi Arabistan ve ABD saldırılardan İran’ı sorumlu tuttu. Başkan Trump’ın "ateşe hazırız" sözüne İran’dan aynı şekilde cevap geldi.. Brent petrol, ilk hamlede yüzde 19 artarak varil başına 71,95 dolara tırmandı. ABD ham petrolünün varili yüzde 15 artarak 63,34 dolar oldu. Piyasa alevlenince Başkan Trump hemen devreye girdi. “Stratejik rezervlerden gerektiği kadar petrolü piyasaya verin” dedi, tansiyon düştü. 
Trump, Rusya olumlu etkileneceği için petrol fiyatlarının yükselmesini asla istemez. Brent petrol 65 dolar seviyesine döndü. Küresel büyüme hızındaki yavaşlama dolayısıyla dünyanın petrole olan talebi sınırlı.. Kısa sürede fiyat yeniden 60 dolar düzeyine inebilir.. Kaldı ki, Suudi Arabistan büyük stoklara sahip olduğu için  petrol ihracatına planlandığı gibi devam edecek...
Saldırıları Yemen'de İran destekli Husi milisleri üstlendi ancak ABD, güdümlü füze kullanıldığı gerekçesiyle İran'ı sorumlu tuttu, Tahran iddiaları reddetti. Bakın bu olay, tam ABD ile İran arasında buzların eriyeceği bir zamanda gerçekleşti. Geçen hafta Oval Ofis’te Başkan Trump, 25 Eylül’deki BM Genel Kurulu’nda İran lideri Ruhani ile görüşmeyi sağlamak amacıyla “yaptırımları hafifletelim” dedi. Hazine Bakanı Mnuchin bu teklife destek verdi. Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton ise şiddetle karşı çıktı ve işine son verildi. Göreve gelir gelmez ilk işi Netanyahu ile görüşerek gerekli talimatları alan Bolton’un kovulmasına İsrail fena hâlde bozuldu. Büyük ihtimalle Suudi Arabistan’daki petrol tesislerini insansız hava araçlarıyla İsrail vurdu. Zira ABD ile İran dostluğu İsrail’in kesinlikle kabul edeceği bir durum değil. Bugün erken seçime giden İsrail’de Netanyahu kazanmak için her yola başvuruyor. Ama kaybedecek...
Kendimize dönelim. Türk ekonomisinde topyekûn bir iyileşme olduğunu görüyoruz.. Merkez Bankası’nın başlattığı faiz indirim operasyonu fitili ateşledi. Kamu bankalarından sonra özel bankalar da bu yarışa katıldı.. Konut ve tüketici kredileri aşağı çekiliyor.. Ama bazı inşaat şirketlerinin "talep yoğunlaştı" diye daire fiyatlarını yükseltmeleri hiç yakışık almadı. 
Sanayi üretiminin temmuz ayında %4,3 artış göstermesi çok önemli. İmalat endeksi, reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranları ağustosta atağa kalktı. TL’deki değer kaybı dolayısıyla ithalat pahalılaştı. Cari açık kapandı, cari fazla oluştu. Turizm gelirlerindeki büyük artış dolayısıyla cari denge 1 yılda 58 milyar dolarlık açıktan 4,5 milyar dolarlık fazlalığa dönüştü. Bu gelişmeler üçüncü ve dördüncü çeyrek büyüme rakamlarının tahminlerin üzerine çıkacağını gösteriyor. Büyük ihtimalle gayri safi yurtiçi hasıla 2019’u %1,5 artıda tamamlayacak...
Döviz cephesinde sınırlı bir artış yaşandı.. Pazar gecesi petrol fırtınası yüzünden 5,79 TL’ye tırmanan dolar yukarıda tutunamadı. Merkez Bankası’nın iki ayda 750 puanlık operasyonu sonrası reel faiz oranı azaldığı için ülkeye fon girişi yavaşladı.
ABD Merkez Bankası’nın yarın akşam açıklayacağı karar sonrası dolar gevşeyebilir. Ama asıl bomba eylül enflasyonunun açıklanacağı 3 Ekim’de yaşanacak. 2018 Eylül’de 24,52 ile rekor düzeye ulaşan TÜFE  2019’da tek haneye düşecek. Yani enflasyon 9'uncu ayda 14,90 artarsa, baz etkisi sebebiyle (24.52-14.90 =9.62) olacak. Bu durumda reel faiz yeniden cazibe kazanacağı için yabancı yatırımcıların tahvil alımları yoğunlaşacak, fon girişi artacak, TL güçlenecek.. 
Sonuç: Dolardaki yüksek seviyelerin satış fırsatı olarak kullanılması gerekiyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.