Korkusuz

Aşık Veysel'i 106 yıllık sazıyla buluşturdu

SİVAS'ta bağlama ustası Şentürk İyidoğan (49), Aşık Veysel Şatıroğlu'nun vefatının 46'ncı yılında Şarkışla ilçesi Sivrialan köyündeki kabri başında ozanın eserlerini 106 yıllık bağlamasıyla seslendirerek andı. İyidoğan, Aşık Veysel'in köyündeki müzesinde bulunan balmumu heykelini tarihi sazıyla buluşturdu.

Aşık Veysel'i 106 yıllık sazıyla buluşturdu
SİVAS'ta bağlama ustası Şentürk İyidoğan (49),  Aşık Veysel Şatıroğlu'nun vefatının 46'ncı yılında Şarkışla ilçesi Sivrialan köyündeki kabri başında ozanın eserlerini 106 yıllık bağlamasıyla seslendirerek andı. İyidoğan, Aşık Veysel'in köyündeki müzesinde bulunan balmumu heykelini tarihi sazıyla buluşturdu.
Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde 21 Mart 1973 yılında vefat eden Aşık Veysel Şatıroğlu, ölümünün 46'ncı yılında anılıyor. Sivas 4 Eylül Sanayi Sitesi'ndeki atölyesinde bağlama üretimi yapan ve küçük bir 'ozanlar müzesi' açan Şentürk İyidoğan, dünyaca ünlü halk ozanının köyündeki mezarını ziyaret ederek, 105 yıllık bağlamasıyla 'Dostlar Beni Hatırlasın' ve 'Kara Topraktır' türkülerini seslendirdi. İyidoğan, daha sonra Aşık Veysel'in 13 yıl yaşadığı ve son nefesini verdiği, şimdilerde müze olan evini ziyaret etti. Burada ünlü halk ozanının bal mumundan yapılmış heykeli ile kendisinde bulunan tarihi sazını buluşturdu.
'VEYSEL'İN SESİ BU SAZDA GİZLİ'
21 Mart'ın çok önemli bir gün olduğunu ifade eden İyidoğan, "Veysel babanın sazıyla her yıl geliriz, burada onu kendi sazıyla, onun bir veya iki türküsünü okuyarak yaşatmaya, hizmet etmeye çalışıyoruz" dedi. 1999 yılında sazın kendisine Aşık Veysel'in amcası tarafından verildiğini ifade eden İyidoğan, "1999 yılında bu saz bana geldi. Bunun çalınması, sesinin duyulması lazım. Gelen, gidene çalıyoruz. İsteyen geliyor çalıyor, onun sesini duyuyor. Zaten onun sesini, sazının sesini duyurmak için yapıyoruz. Mümkün olduğu kadar Veysel'in eserlerini yaşatmaya, toplumdaki o hoşgörüyü gelecek nesillerimize aktarmak için elimizden geldiği kadar hizmet etmeye çalışıyoruz. Ben 2006 yılında Şarkışla'da Aşık Veysel Kültür Merkezinde 'Kara Toprak' eserini okuduğum zaman ozanın rahmetli oğlu Ahmet Şatıroğlu 'bu saz bize geleli 93 yıl olmuş' dedi. Rahmetli babamın söylemesine göre Adana'nın bir köyünde çoban bu sazı yapıp Veysel'e hediye etmiş. O da uzun yıllar çaldıktan sonra amcamlara vermiş. Onlar da bana getirdi. Tabi ben bir bağlama imalat ustası olarak bu saz ilk geldiğinde bunun çalınmayacağını düşünüyordum. Zaten bunu 2 yıl kılıfından hiç çıkarmadım. Ben 40 yıla yakındır bağlama imalatı yapıyorum ama ben böyle bir sesi hakikaten elde edemiyorum. Ben Veysel'in sesinin bu sazın içinde gizli olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'VEFAT EDERKEN YANINDAYDIM'
Sivrialan köyü sakinlerinden Mustafa Güleryüz (69) de, Aşık Veysel ölürken onun evinde olduğunu, ünlü ozanın son nefesini vermeden önce çocukları ve köylüleri ile helalleştiğini söyledi. Güleryüz, "Aşık baba 1894 yılında dünyaya geldi. 1973 yılında vefat etti. Vefat ettiği yer burası. Burada gelenlerle misafirleriyle helalleşti, çocuklarıyla, köylülerle aynı bir yere gider gibi çocuklarına da son bir türkü söyledi, geçti gitti. Allah rahmet eylesin" diye konuştu.
Aşık Veysel'in köye geldiğinde çamurlu köy yollarında gezerken ayağına çamur bulaşmadığını ifade eden Güleryüz, ünlü ozanın yaşlılarla bir sohbetinde 'Ben sizin gibi kör müyüm' dediğini aktararak, "Köye geldiğinde, bir hafta 10 gün kalırdı. Köyün içinde gezerdi, köylülerle konuşurdu. Onu çok severlerdi, hemen etrafını çevirirlerdi, türkü söyletirlerdi. Hiç kimseyi kırmazdı. 7-8 yaşlarındaki çocuklara cevap verirdi, kimseyi kırmadan türkü söylerdi. O geldiğinde Vali, Kaymakam da gelirdi. Biz onların arabalarının arkasında koşardık. Gelirdi, gezerdi köyde ayakkabısı çamur olmazdı. Bir gün ben yanındayken ihtiyarlar sordu 'Senin ayağın niye çamur olmuyor' diye. O da 'Ben sizin gibi kör müyüm' dedi. Esprili, alçak gönüllü biriydi, tertemizdi. Hak vergisi vardı, zaten ağzından kötü bir kelime çıkmazdı" dedi.
KÖYÜNDE 3 GÜN YAS TUTULDU
Aşık Veysel'in 21 Mart 1973 yılında vefat ettiğinde köyde 3 gün yas tutulduğunu ifade eden Güleryüz, "Önceden bahçe beklerdi, adı duyulunca daha çok köyde durmadı. Köy köy, kasaba kasaba gezdi. Aşık babayı anlatmakla bitiremeyiz. Öldüğünde köylüler çok üzüldü, 2-3 gün köyde yas tutuldu. Dünya tanımış bunu 40 ülkede türküleri çalınıyor. Yabancılar daha çok seviyor. Kimseye ayrım yapmazdı. 'Kötü bir insan olsa Allah onu yaratmazdı, onu yarattıysa onu öldürmesini de bilir Allah' derdi" diye konuştu.