“Artık size verecek çocuğum yok” haykırışının anlamı

A -
A +
HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde Hacire Akar’ın oturma eylemiyle başlayan direniş, her gün yeni ailelerin katılımıyla artıyor.
Oturma eylemine katılanlar, sadece bölgeden çocukları dağa kaçırılan anneler değil. Bursa’dan kızı dağa kaçırılan anneden tutun da, PKK’nın İran kolu olan PJAK tarafından çocukları terör örgütüne zorla götürülen İranlı aileler de Diyarbakır’a, HDP binasının önüne geldi.
Bugüne kadar, sadece Hacire Ana'nın çocuğu teslim edilse de, anaların oturma eylemi dağa kaçırılan çocuklarının geri getirilme çağrısının ötesinde anlamlar taşıyor.
Öncelikle bu eylemler PKK’ya karşı, bölgede çocukları dağa kaçırılan diğer aileler açısından “korku duvarı”nın yıkılması bağlamında önemli.
PKK’nın ve siyasi kanadı HDP’nin tüm baskı ve tehditlerine rağmen anaların geri adım atmaması, diğer ailelerin de terör örgütüne yönelik tepkisini ortaya koyması için cesaret veriyor.
Bu tepkinin giderek büyümesi, PKK’nın çocukları geri göndermesiyle sonuçlanmasa bile, bundan sonra terör örgütünün ve sivil kanatlarının dağa çocuk kaçırmasını zorlaştırabilir.
HDP üzerinde oluşacak kamuoyu baskısıyla, HDP’li belediyeler ve sivil toplum görünümlü PKK güdümündeki örgütlerin ailelere baskı yaparak, çocuklarını ailelerinden koparmasını önleyebilir.
Ayrıca, dağda bulunan çocukların güvenlik güçlerine teslim olmasını ya da örgütten kaçmasını kolaylaştırabilir.
            ***
HDP il binası önünde eylem yapan anneler, çocuklarının dağa götürülmesinde HDP’lilerin rolünü, bu konuda söz söyleyen, açıklama yapan herkesten daha iyi biliyorlar. Bildikleri için, Çocuğumun Kandil’e gitmesinde HDP etkili oldu” gerçeğini cesaretle söyleyebiliyorlar.
Birçok aile daha önceden HDP’lilerle ve terör örgütü yöneticileriyle, çocuklarının bırakılması için defalarca görüşmüşler. Bazıları, Suriye ya da terör örgütünün kamplarına kadar giderek çocuklarını örgütten istemişler. Bazıları, çocuklarını geri alabilmek için mücadele ederken PKK yöneticileriyle yaptığı telefon görüşmesinin kaydını bile paylaştı.
Ailelerin bazılarının daha önceden terör eylemlerine katılan çocukları hapiste. Bazılarının çocukların cenazesi gelmiş. Ya da öldüğü bildirilmiş.
Dolayısıyla, ailelerin yüksek sesle “artık size verecek çocuğumuz yok” diye haykırmaları öylesine söylenmiş sözler değil.
Aileler, spor ve kültürel etkinlik, çalışma vaadi, pikniğe götürme ve yurt dışında çalışma imkânı gibi sahte vaatlerle, HDP teşkilatlarının çocuklarını nasıl kandırdıklarını ayrıntılarıyla biliyorlar, anlattılar.
Çocuklarının HDP binasına girip bir daha haber alınamadığını söyleyenler var.
Kısaca, bölgede yaşayan sadece çocukları kaçırılan aileler değil, toplumun önemli bir kısmı PKK’ya “militan” devşirmenin ne şekilde, hangi yollarla ve aracılarla olduğunu uzun yıllardan bu yana biliyor.
            ***
HDP teşkilatlarının, HDP’li belediyelerin ve sivil toplum görünümlü PKK destekçisi çeşitli örgütlerin; PKK’nın kitlelere ulaşmasında, dağ kadrosuna militan kazandırmasında, gençlerin “ideolojik bilinç” söylemiyle beyinlerinin yıkanarak PKK’ya yönlendirilmesinde ve en genel anlamda terör örgütünün “arka bahçesi ve lojistik destekçisi” olarak görev inşa etmelerindeki rolü, annelerin bu direnişi ve eylemi ile çok yönlü olarak kamuoyunun gündemine gelecek. 
HDP’nin, kendi jargonları ile ifade edersek, “savaşın arka cephesi olma” misyonu sorgulanacak. HDP’li siyasetçilerin Türkiye’nin “demokratikleştirilmesi” söylemini, aslında teröre desteğinin sorgulanmasını perdelemek için kullandığı gerçeği bir kez daha ifşa edilecek.
Sürekli demokratikleşmeden bahsederken HDP ve destekçilerinin, bölgede yaşayanlar ve özellikle kendinden olmayanlar ya da destek vermeyenler üzerinde nasıl bir baskı kurduğu, farklı yönleriyle yeniden kamuoyunun gündemine gelerek tartışılacak.
En genel anlamda sürekli barıştan bahseden bir partinin, özellikle çözüm gündeme geldiği dönemlerde “silah kimin elindeyse onunla sorunları çözeceksiniz” söylemindeki ikiyüzlülük bir kez daha HDP’lilerin açıklamalarında görülecek.
HDP binasının önünde eylem yapan anaların çocukları, bir an önce kendilerine sağ salim teslim edilmelidir.
Ancak, anaların eylemleri sadece bugün için değil, bundan sonrası için de, önceki satırlarda sıraladığım nedenlerden dolayı, tarihî bir öneme sahip.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.