|
Artık gözümüzün gördükleriyle mücadele ediyoruz

Darbeye teşebbüs ettiler ve başaramadılar. Bu işi yapanların kimler olduğu ve arkasındaki güç merkezleri hakkında çok önemli bilgilere sahibiz. 15 Temmuz 2016 gecesinde yaşadıklarımızla ilgili karanlıkta kalan bazı hususlar olabilir fakat genel olarak zihnî bulanıklığa yol açabilecek bir belirsizlik söz konusu değildir. Yine de oluşum aşamaları, birçok faaliyeti ve hedefleri hakkında bilgilerimiz olmasına rağmen örgütün geçmişi ve geleceğiyle ilgili birtakım belirsizliklerin ortadan kalktığını söyleyemeyiz. Örgütle ilgili belirsizlikleri besleyen ve gerçekliği tahrif ederek zihnî bulanıklık oluşturmaya çalışan çok güçlü merkezlerin varlığı, benzer yapılanmalar ve hedeflerden bahsedilmesinin yersiz olmadığına işarettir. Çünkü 15 Temmuz 2016 gecesinde, Türkiye ile birlikte yakın coğrafyamızı hedefe koydukları gelişen hadiselerle de anlaşılmaktadır. Darbeye teşebbüs ettiler ve başaramadılar.

Türkiye hiçbir zaman sömürge ülkesi olmadı. Bu, bizim için çok önemli bir durumdur. Türkiye, kendi kendini sömürgeleştirmiş de değildir. Bu cümleleri hamaset gereği söylemiyorum. Önemli bir hususu daha belirginleştirmemiz gerekir: Kurumlarımız millîydi fakat içeriden ele geçirmeye çalıştılar. Bunun için devşirmeler peydahlandı. Bunlar vasıtasıyla kurumlarımıza hâkim olmak istediler. Devşirmelerle kurumlarımıza sızarak ele geçirmeyi ve bu kurumların kimliğini tahrif etmeyi gaye edindiler. Bunun için bağımlı yapıların oluşturulması hayatî bir öneme sahipti. Bağımlı yapıları tahkim etmek için aynı anda laikliği ve dini kullanarak kurumları içeriden zayıflattılar. Kurumlarımıza sızarak içeriden ele geçirmeye çalışsalar da bu kurumlarımızın millîlik vasfı, bağımlı yapıların önündeki en önemli engeldi. Bu sebeple kısa bir zamanda etkisizleştirileceklerini ve tasfiye edileceklerini anladılar. Arızî bir gerçekliğe yaslandıklarını kendileri de biliyorlardı. Bu da darbe girişimine giden yolu açtı.

Başaramadılar ve bu, zaten değişmekte olan dengelerin çok güçlü bir sarsıntı ile yıkılmasına sebep oldu. 15 Temmuz’dan sonra coğrafyamızın tamamını etkileyen bir süreç yaşanmasına rağmen yozlaşma, ehliyet, liyakat gibi ahlâkî kavramların çokça kullanıldığına şahit oluyoruz. Örgütlü oldukları için bağımlı yapılar karşısında bireylerin savunmasız, kurumların da yönlendirmelere açık olduğunu kabul etmemiz gerekir. Kamuoyunu yönlendirmeye çalışmalarını da bu örgütlülük hâlinin devamı olarak görmek gerekir. 15 Temmuz’dan sonra kurumlara yerleşmiş bağımlı yapı unsurlarının tasfiyesi hızlanınca birtakım ahlâkî kavramlar daha çok kullanılmaya başlandı. Bu da daha önceleri olduğu gibi 15 Temmuz’dan sonra da dinî değerleri yoğun bir şekilde istismar ettiklerini gösterir. Onlar için din ve ahlak hedefe ulaşmak için bir araçtı.

Millet iradesinin galip gelmesi ile birlikte coğrafya genelinde bütün dengeler değişti. Bu değişim ve yol açtığı sarsıntının coğrafya genelini etkilemesiyle birlikte yerel olduğu düşünülen sorunların bölgesel niteliği bariz bir şekilde öne çıktı. Türkiye’de darbe girişiminde yer alan unsurların BAE ve Suudî Arabistan’ın temsil ettiği düşünceye yakınlık duymayacağı varsayılırdı. Fakat gelişmeler bunun aksini gösterdi. Milletin darbe girişimini durdurması ile birlikte coğrafya genelinde bir değişim yaşanıyorsa ortaya çıkan birtakım sorunların yerelliğinden bahsedemeyiz. Bu kadar güçlü bir değişimi tanımlamak için yeni kavramlara ihtiyaç var. Gözümüzün önünde muazzam bir eksen değişikliği yaşanıyor. Bu, büyük değişimi millî iradeye borçlu olmamız da en az değişimin kendisi kadar kıymetlidir.

FETÖ, yeni dinî hareketler kategorisinde ele alınması gerekli bir bağımlı yapı örneğidir. Gizliliği temel aldığından kısa bir zaman içinde çözülmeyecektir. Türkiye’de etkisini yitirmiş olsa da Avrupa ve Amerika’da yeniden güçlenmektedir. Bunun coğrafya genelinde etkisinin olacağı da açıktır. Aynı şekilde içerideki uzantılarıyla birtakım yıkıcı faaliyetlere girişmesi de beklenmelidir. Coğrafya genelinde de kendini yeniden var etmeye çalıştığını görmek gerekir. Mursî’nin devrilmesinde görüldüğü gibi bağımlı yapılar da kendi aralarında birlik oluşturmaktadır. Gayr-i millî yapıların coğrafya genelindeki etkinliğini önemsemek gerekir.

O gece gün ışıyana kadar devam eden mücadele ile yüz yıldır gizliden gizliye yürütülen yıkıcı faaliyetlerin ve kirli odakların üzerindeki sis perdesi aralandı. Bundan sonra gözümüzün gördükleriyle mücadele edeceğiz. Korkuya ve endişeye mahal olmadığını düşünüyorum.

#15 Temmuz
#FETÖ
#Darbe
4 yıl önce
Artık gözümüzün gördükleriyle mücadele ediyoruz
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti