Tarihi 17 Eylül 2021

Armağan!

R "neyzenin" dudaklarından yayılan müzikle, bir "teyzenin" semt pazarında dudaklarından dökülen sitem arasında yakınlık yoksa, o ülkede "ortak nefes" almaktan söz edilemez.
Kilim dokumakla kitap okumak arasındaki kan bağı hissedilmezse o topraklarda emekten söz edilemez.
"Kaz tüyü" mont giyenlerle "yılan derisi" çanta kullananlar arasındaki arkadaşlık inkar edilirse, o ülkede "hayvan haklarından" söz edilemez.
Gerçek gazeteciler kıt kanaat yaşıyorken birileri milyon dolarlarıyla züppelik taslıyorsa, orada gazetecilik ve dürüstlük arasındaki "ortak paydadan" söz edilemez.
Nelerden söz edilir?
Pahalı şaraplardan yalan umutlardan ve illaki paradan!

Tavuktan çıkan yumurtayla yumurtadan çıkan tavuk arasındaki bağlantı "fahiş fiyatlarla" kontrolden çıktıysa o ülkede çocukların sağlıklı büyümesinden söz edilemez.
Doların yükselmesiyle insanların alçalması arasındaki yakınlık görmezlikten geliniyorsa o ülkede insanlığın değerinden söz edilemez.
Onurlu insanların kara kutusu olan vicdan, sonradan görme zenginlerin para kutusu sayılıyorsa o ülkede haysiyetten söz edilemez.
Nelerden söz edilir?
Talanlardan yalanlardan ve düzeyli ilişkilerden kalanlardan!

Nefret her daim moda oluyor da merhamet bu topraklarda racona uymuyorsa o ülkede delikanlılık ruhundan söz edilemez.
"İçeni öldürür" yazılı sigara paketleriyle, o paketleri kapışan insanlar arasında uzaklık yoksa o ülkede insan sağlığından söz edilemez.
İnsanların karnının gurultusu ile mankenlerin fısıltısı arasında "tersine işleyen" bir kulak kabartma eylemi varsa o ülkede "duyarlılıktan" söz edilemez.
Haksızlığa karşı kalabalık olmakla akvaryumda balık olmak arasındaki tercih balıkların zaferiyle sonuçlanıyorsa o ülkede cesaretten söz edilemez.
Nelerden söz edilir?
Zorbalardan, torbacılardan, aldığı tek nefeslik ölümle can veren gençlerden.

Hayattan çok ölümün, insanlıktan çok zulmün sözü geçerken gönül zenginliği eski bir masaldır.
Aç gözlü domuzları doyurmak zordur ya o yüzden ben böyle yazıları "onların gözüne sokmak için" yazıyorum.
Pahalı gözlükleriyle onların da çok umurundaydı yani!

Peki, ben niye yazıyorum?
Bu satırları benim gibi düşünenlerin varlığına armağan etmek için.

Mutluluk Takvimi
Kullandığın maskeyi sokağa atma.
Sokak müzisyenine para ver.
Simitle kahvaltı yap.
Her türlü şartta nazik ol.

Tarlalardan başak başak
Ovalardan kucak kucak
Ekmek gibi bak sımsıcak
Türkülerin selamı var

Yangınların alazından
Gecelerin ayazından
Baharından son yazından
Türkülerin selamı var

Üşüdüğüm gecelerden
Topraktaki sancılardan
Analardan bacılardan
Türkülerin selamı var

Hasret serdim kilim kilim
Acılandım dilim dilim
Özlemişler seni gülüm
Türkülerin selamı var
Hakkı YALÇIN

Ayakta kalmak için ipin hem üstünde hem altında yürüyeceksiniz.

Çocuk ve reklam!

Yalan değil pandemi döneminde en çok gıda reklamlarına takıldım.
Her evde aynı hava esmiyor çünkü, bazıları için hayat parmak ucunda ölüm ayak ucunda.
Elinde avucunda ne varsa kaybedenlerin de çocukları var.
İhtimaldir ki annelerinden babalarından daha hızlı yaşlanıyor o çocuklar.
Beyaz eşya reklamında etin kemikten nasıl ayrıldığını gösteren televizyon reklamları izledim.
Bir eşyayı tanıtmanın usta yolu varsa, orada reklamcılık hüneri vardır.
Ama marka yaratmanın hünerinde insani duyguların hükmü yoktur.