Arjantin’de derinleşen ekonomik kriz
Fotoğraf: Envato
Başkanlığının başında, Mauricio Macri’nin Arjantin’i ekonomik ve politik sorunlardan kurtaracak süper ekip olarak tanımlanan süper kabinesi ekonomik krizin içinden çıkılmaz hale gelmesi ile defalarca değişikliğe uğramıştı. Ama asıl radikal değişiklik 2 hafta önce Macri’nin kabinedeki bakanlık sayısını yarı yarıya azaltarak 10’a indirmesi ile yaşandı. Diğer bakanlıklar tarafından devralınarak ortadan kaldırılan bakanlıklar arasında Sağlık, Çalışma, Enerji ve Kültür Bakanlığı gibi önemli bakanlıklar da bulunuyor. Bakanlıkların azaltılmasıyla önemli bir tasarruf sağlanılması bekleniyor.
Macri yönetimi bu adımıyla bütçe açığını yüzde 1.2’ye düşürülmesine yardımcı olarak IMF hedeflerine yaklaşacağını tasarlarken, faizleri yüzde 60’a çıkararak pesodaki değer kaybını ve enflasyonu önlemeye çalışıyor. Aynı zamanda açıklanan yeni ekonomik paket ile ihraç ürünlerine ek vergiler konulacağı da karara bağlanmıştı. Bu ek vergiler, ihraç edilen katma değeri olmayan ürünlerde, yani genellikle tarım ürünlerinde yüzde 10’a kadar çıkacak.
Ancak bu bildik reçetelerin artık çok da bir etkisinin olduğunu söylemek güç. Paradaki değer kaybı faiz artırımı öncesindeki seviyesine çoktan ulaşmış bulunmakta. Özellikle ithal ürünlerin ağırlıklı olarak satıldığı mağazalarda ürünlerin fiyatlandırılması bırakılmış, fiyatlar günü birlik olarak hesaplanır hale gelmiş. Kitapçılar gibi ham maddesi de ithal ürünlere dayanan dükkanlar ise normalde 6 ayda bir fiyat arttırırken son iki hafta içinde 3 defa fiyatlarda değişiklik yapmak durumunda kalıyorlar. Ulaşım, barınma ve temel gıda maddeleri enflasyondan en hızlı bir biçimde etkilenen kalemlerin başında geliyor.
Eldeki tüm ana akım reçetelerin uygulanmasına ve IMF’nin ortaya koyduğu programa harfiyen uyulmasına rağmen ekonomik krizin derinleşmesi, ABD yönetiminin Macri hükümetine ekonomik alanda tam destek verdiğini ilan etmesi ile de sürmeye devam ediyor. Bu durumda, ülkede Ekvador örneğinde olduğu gibi doğrudan dolarizasyon ya da 2001 öncesinde olduğu gibi sabit kura dönme yolunu seçerek ekonomik dalgalanmayı azaltmayı savunanlar da ortaya çıkmış bulunuyor.
Arjantin ekonomisinin girmiş olduğu süreç, IMF reçetelerinin ve ana akım çözümlerin ekonomideki yapısal sorunları ortadan kaldırmaktan çok uzak olduğunun canlı bir örneği olarak karşımızda duruyor. Macri hükümeti döneminde kontrolden çıkmış bulunan dış borç, artık finans dışı özel sektörün de önemli bir problemi haline gelmiş durumda. Artan riskler, kaçınılmaz olarak sermaye çıkışını arttırarak, 2001’deki krize benzer bir biçimde ülke ekonomisinin çöküşüne, borçların ödenemeyerek iflasına sebep olunması korkularını arttırıyor.
Yaşam şartlarındaki zorluklar artarken, sokaklarda ise Macri hükümetine karşı hareketlilik de hız kazanmış durumda. İlan edilecek 2019 bütçesi ile IMF ile yeni bir anlaşmanın yollarını arayan hükümet, karşılığında IMF’den alınacak kredinin 65 milyar dolara kadar çıkarılması için müzakerelere devam ediyor. Ama Macri yönetiminin, IMF’den daha fazla kredi koparıp kopartamayacağı, kopartabilmesi durumunda ise bu kredi ile çöküşe doğru hızla ilerleyen ekonomiyi kurtarıp kurtaramayacağı, mevcut siyasal krizi atlatıp atlatamayacağı önemli bir soru olarak geçerliliğini koruyor.
- Haiti’de kaos 15 Nisan 2024 04:50
- Ütopyalar 01 Nisan 2024 04:21
- Chavez'in gölgesinde genel seçimler 18 Mart 2024 05:00
- Güvenlikçiliğin gizemli çekiciliği 04 Mart 2024 04:30
- Tempus Veritatis 19 Şubat 2024 04:45
- Küba’dan Arjantin’e bölgeden notlar 05 Şubat 2024 04:10
- Milei'in birinci ayı 22 Ocak 2024 04:35
- Gelgitler arasında ABD-Venezuela ilişkileri 08 Ocak 2024 04:30
- Yeni yıla girerken Latin Amerika... 25 Aralık 2023 04:22
- Maduro’nun Guyana seferi 04 Aralık 2023 04:20
- Milei ve sınıfsal ajandası 21 Kasım 2023 04:42
- Göç ve değişen göç politikaları 13 Kasım 2023 03:45