AREVATEM/ Yine bize hüsran var

İspanya’da, Şili hükümetinin başkanlığında yürütülen ve ‘İddialı Hedefler COP’u’ olarak bahsedilen BM Taraflar Zirvesi (COP25) geçen Cuma günü arkasında büyük bir hüsran bırakarak sona erdi. Büyüyen iklim hareketinin, yüksek karbon salınımı yapan ülkelerin hali hazırda belirlemiş oldukları sera gazı azaltım hedeflerini iyileştirmeye iteceği ümit edilirken, zirvenin sonunda bir arpa boyu yol alamamış olmak büyük bir hayal kırıklığı. Peki, Paris Antlaşması ile ülkeler hali hazırda hedeflerini belirlemişken, zirvenin sürdüğü iki hafta boyunca bir türlü fikir birliğine varılamamasının sebebi neydi?

İREN BIÇAKÇI/ RUDİ SAYAT PULATYAN (arevatem@gmail.com)

Geçen yıl Katowice’de düzenlenen BM Taraflar Zirvesi’nde (COP24), Paris Anlaşması’nın nasıl uygulanacağına dair yönergelerin belirlendiği Paris Kurallar Kitabı yazıldı. Bu yönergede bulunan 6. maddenin karara bağlanması ise fikir birliğinin sağlanamaması nedeniyle gelecek yılki zirvede tartışılmak üzere ertelendi. Bu yıl, ilgili maddenin müzakereleri tıkanma noktasına getirmesinin nedeni ise yüksek sera gazı salınımı yapan ülkelerin hedeflerine ulaşmak için kullanabilecekleri piyasa araçlarının bu madde kapsamında tanımlanıyor olması. 

İklim değişikliğiyle mücadele edeceğini taahhüt eden ülkeler, Paris Antlaşması ile yaptıkları karbon salınımını ne kadar azaltacaklarına dair bir hedef belirlediler. Bu hedefe ulaşmak için ise kullanabilecekleri iki temel yol var. Birincisi, ülkelerin yenilenebilir enerji kullanımını arttırmak gibi iklim dostu çeşitli önlemlerle yaptıkları sera gazı emisyonlarını fiili olarak azaltmak. İkincisi ise, ülke içi dinamiklere hiç dokunmadan, hedeflediğinden daha başarılı bir performans sergileyen ülkelerin yapmış oldukları ‘fazladan’ azaltımın diğer ülkeler tarafından satın alınması yoluyla fiili olarak bir şey değiştirmeden belirlenen hedefe kağıt üzerinde ulaşmak. 

‘Karbon piyasası’
Paris Antlaşması, ‘karbon piyasası’ olarak tanımlanan bu durumun önüne geçmek için bir takım tedbirler getirdi. 6. madde altında tanımlanan bu düzenlemeler oldukça önemli çünkü kimi ülkelerin hiçbir şey yapmadan, ‘-mış’ gibi yapmalarının önüne geçiyor. Bu düzenleme ile ‘fazladan karbon salma hakkı’nı ancak ve ancak ülkeler kendi taahhütlerini yerine getirdikten sonra ve yapılan karbon ticaretinin sera gazı emisyonunu kümülatif olarak arttırmaması ön koşuluyla edinecek. Yani 6. madde, hiçbir şey yapmayıp bir şeyler yapmış gibi görünmeyi imkansız kılarak karbon emisyonlarının küresel çapta azaltılması için ayakları yere basan bir tedbir oluşturacak. Böyle bir alternatif ise sadece kendi menfaatleri doğrultusunda hareket eden çokuluslu şirketlerin ve bunların siyasi temsilcilerinin engellemeleri ile karşılaşıp büyük umutlarla başlayan COP25 gibi etkinliklerin sonuçsuz kalmasına neden oluyor. 

Mücadeleye devam
COP25 süresince Avustralya, Brezilya, ABD, Çin ve Rusya’nın başını çektiği G20 ülkeleri tüm canlılığın geleceği ile oynayıp müzakereleri tıkanma noktasına getirdiyse de zirve boyunca dünyanın dört bir tarafında sokakları dolduran iklim aktivistleri adil bir geçiş sağlanana kadar mücadeleyi bırakmayacaklarını bir kez daha hatırlattı. Özellikle, 11 Aralık günü konferans salonu önünde yapılmak istenen barışçıl eylem şiddetli bir şekilde engellenince, aktivistler 13 Aralık Cuma günü için küresel eylem çağrısında bulundu. İstanbul’da da çağrıya yanıt veren iklim aktivistleri Taksim’de bir araya gelerek hem yaşanan şiddet olaylarını hem de sonuçsuz kalan COP25’i protesto etti. 
Gelecek yıl zirve, 9-20 Kasım tarihleri arasında, Boris Johnson’un zaferinden sonra Avrupa Birliği’nden ayrılmasına kesin gözüyle bakılan Birleşik Krallık’ta düzenlenecek. Bu zirve, her geçen gün biraz daha azalan karbon bütçesi göz önünde bulundurulduğunda hayati bir önem taşıyor. Her geçen gün iklim krizinin etkilerini daha ciddi bir şekilde hissediyorken oyalanarak geçirecek bir yılımız daha yok. Elimizdeki en büyük güç ise iklim mücadelesini daha da büyüterek, karar alıcıların bizi görmezden gelmelerine olanak tanımamak. Mücadeleye devam!

Not: Daha kapsamlı bir analiz için COP25 sürecini Madrid’te takip eden ve izlenimlerini, kavramsal arka planları ile birlikte Yeşil Gazete’de, ‘Madrid Notları’ başlığı altında yayınlayan Ümit Şahin’in yazı dizisini okumanız tavsiye edilir. 

Kategoriler

Güncel