Dünyaca ünlü futbolcumuz Arda Turan uçuk bir romantik çıktı iyi mi! Geçenlerde verdiği bir röportajda, "Beyoğlu'nda yürürken ellerinde kitaplar olan bir kızla çarpışıp aşık olacağıma inanıyorum" demiş. Yani bu şekil bir cümle... Ah hayaller hayaller... Biz nelere inandık, sen biliyor musun Arda?
Misal çocukluğumuza inelim... Tütü giyince prenses olacağımıza, tanıştığımız ilk erkeğin beyaz atlı prensimiz olacağına, evliliğin bitmeyen bir aşkla direkt ilgisi olduğuna, süper kahramanımızın uçmasa da uçarak bize geleceğine, sarı saçlı mavi gözlü yakışıklı erkeklere, 'sonsuza dek mutlu yaşadılar' masalına inandık.
BU HAYALLERLE N'APACAKSIN?
Saralım yaşımızı ileriye... Sadece müzik, kitap ve aşkla ömrümüzün geçeceğine, her defasında 'bu son' demeye, aşkın karşılıklı olabileceğine, terk ettiğimiz adamın yüzükle geleceğine (Nasıl demode bir fikirdir bu!), senarist Ece Yörenç yüzünden Kıvanç'ın (Tatlıtuğ) oynadığı karakterlerden birinin bizi bulacağına (Başakcığım saygıyla eğiliyoruz önünde), tek eşliliğe (günümüzde hastalıktan sayılıyor bu) ve mutlu aile tablosuna falan inandık.
Türk kızlarını kitap okumaya teşvik ettiği için Arda'ya çok teşekkür ederiz de, o iş öyle olmuyor yani. Hele ki herkesin elinde akıllı telefonlarla gezdiği bir dönemde, elinde kitaplarla yürüyen bir kızla çarpışma ihtimali epey düşük takdir edersiniz ki.
Bir de Beyoğlu'nda... Bugünkü terk edilmiş Beyoğlu'nda, elinde kitaplarla karşılaşacağın kız ancak Galatasaray Lisesi öğrencisi olabilir o da seni görünce 'Aaaa Ardaaa, selfie çekebilir miyiz?' der. Hayır, o zaman n'apacaksın bu hayallerle pek merak ediyorum.
Bak Ardacığım, senelerce ideal erkekte aradığım özellikleri kağıtlara yazdım yazdım durdum, dilekler tuttum, denizlere attım, mumlar yaktım. Hani diyorlar ya 'Evrenden iste, gelir' diye. Evrenden istiyorsun, tam tersi geliyor biliyor musun! Bir şekilde çok istediğini vermiyor sana, getirip çaaat en büyük sınavı koyuyor önüne!
Öyle birine aşık oluyorsun ki, arada bakıp bakıp (gizlice) 'Yahu hiç de benim tipim değil, benim burada ne işim var!' diye kendine şaşıyorsun!
En damarına basan huylar, gelip o aşık olduğun kişide toplanıyor.
OLUR MU? OLMAZ!
Demem o ki; hayaller güzel, hayal kurmak şahane, romantizm canımız ama gel sen beni dinle; fazla abanma bu hayallere, fazla isteme, bekleme, ısrarcı olma. Yolda yürürken elinde kitaplar olan bir kızla çarpışmayı beklersen yanarsın. Hem çarpışacaksın, hem hayatının aşkı çıkacak, hem Beyoğlu'nda, hem de hem...
Bizi de 'Sex and The City' ve romantik komedi filmleri yaktı... O yüzden fazla film ve dizi izlememekte fayda var. Diziler çıtayı öyle bir yukarı taşıyor ki, biz de karşımızdakilerin o kadar aşık, o kadar deli, öylesine tutkulu, aşk dolu, maceracı, pes etmez, mücadeleci ve romantik olmasını bekliyoruz. Oluyor mu? Olmuyor! Bu kitaplar, şiirler, şarkılar, filmler bizi yakıyor. Biz hayal kuruyoruz, kader gülüyor mu? Hem de nasıl gülüyor! O zaman çare Sezen Aksu diyor, seni öpüyorum.
