Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

AntiKa mı, antiFa mı?

AntiKa mı, antiFa mı?

“İntifada” ayaklanma demek.. “İntifa” yararlanma, “AntiFa” antifaşizm anlamına geliyor. Antikomünizm gibi bir şey. “Antika” da bu anlamda “maddi kıymeti olan eski, az bulunan özel değeri olan eşya” demek. Aynı zamanda “AntiKa” antikapitalizm demek olur bu kalıpla. “AntiSi” de antisiyonizm!

ABD’den son gelen haberleri biliyorsunuz. ABD’de Trump yanlıları ve karşıtları hem sosyal medyada hem de sokaklarda birbirleriyle çatışıyor. Bu Amerika’nın başlayan iç savaşıdır. Trump yanlıları aklı karışık bir topluluk, ama Trump karşıtları bu süreçte çeşitli Donald Trump yanlısı provokatörlerden oluşan heterojen bir grup olan alt-right “alternatif sağ” internette zorbalık ve trollükleriyle nam salmış durumda. “Yobaz beyaz milliyetçiler” olmakla eleştirilen bu grubun karşısında, taktikleri daha aşırı olan bir grup solcu anarşist bulunuyor.

Aslında artık ne sağcı sağcıdır, ne solcu solcu. Liberal da liberal değil. Mesela artık bir de “Beyaz Türkler” gibi “Beyaz Müslümanlar” da var. 19. YY kavram ve kurumları ile 20. YY sonunda oluşan kavram ve kurumları ile 21. YY’ı açıklamak mümkün değil.

Yıllar önce sağ-sol ayrımı konusunda bu değişimi İdris Küçükömer dile getirmişti.. Emperyalist-antiemperyalist ayrımı da aynı şekilde bu süreçte farklılaştı.

Bugün geldiğimiz noktada Marksist bir örgütün karargâhında Amerikan bayrağı dalgalanabiliyor ve Amerikan askerinin omuzunda Marksist bir örgütün armasını görebiliyorsunuz. Hatırlasanıza 28 Şubatta ortaya çıkan Kalkancı tarikatını kim örgütlemişti..

FETÖ’yü örgütleyen ABD değil mi? Sol kolunda Marksist örgüt, sağ kolunda FETÖ. Sırtını sermayeye dayamış özgürlük şarkıları söylüyor..

AntiFa, antifaşistin kısaltması imiş.. AntiFa’nın da bir tarihi var. Kökleri 1930’lara dayanıyor. Globalizm de batının ürünü Lokalizm de, Glokalizm de.. Bütün kapılar onlara çıkıyor. Bu da Avrupalı bir hareket. Dünya çapında ırkçılığın/milliyetçiliğin yükselişi ile birlikte savaşacakları yeni bir düşmanları oldu. Eskiden Komünistlerle savaşıyorlardı, yeni düşman AntiFa hareketi olacak gibi.. Yani yeni kavganın tarafları sağ-sol, demokrat ve cumhuriyetçi değil. Faşizmin karşısında yeni bir antifaşist cephe oluşturacaklar.. Bunun adı demokrasi cephesi olmayacak, antiFa cephesi olacak. Yani bir koalisyon olacak.. Faşistler tekil, antifaşistler çoğul olacak.

Antifaşist cephe Avrupa’da, ABD’de birileri tarafından şimdiden mevzilere yerleştiriliyor. Öncü hareketler ABD’de ilk işaretleri vermeye başladılar.

AntiFa’nın hedefinde şimdi Trump var. Daha sonra PEGIDA filan olacak gibi.

Anlaşılan o ki, antiFa kalıcı bir hareket değil, antikor gibi, düşman tehdit olmaktan çıkınca onların da işi tamamlanacak. Onun için bu kavgada zaten önemli ölçüde yıpranan demokrasi ve liberalizm kavramlarını kullanmayacaklar..

AntiFa aktivistleri kendilerini faşizmin her türüne karşı mücadeleye adadıklarını söylüyor. Yani Trump, Le Pen, Hollandalı faşist Geert Wilders, PEGIDA’cılar açısından bu oluşum ciddi bir tehdit. Donald Trump’ın yemin törenine karşı düzenlenen şiddet eylemleri AntiFa’nın dönüşünün ilk işareti idi. O gün restoranların camları kırıldı, araçlar ateşe verildi ve polisle çatıştılar.. 

Anlayacağınız ABD ve AB, Gezi eylemlerinin arefesinde bulunuyor.. Belki bu durumda yeni bir 11 Eylül gerekebilir!? Gidişat batının 6-7 Eylül hadiselerini hatırlatıyor..

AntiFa’cılar, faşizmin bugüne kadar 11 milyon inşanı öldürdüğü gibi bir propaganda ile kitleleri harekete geçirmeye çalışıyor. Peki, Kızılderilileri kim öldürdü, karaderilileri kim köleleştirdi. 1. Dünya Savaşı’ndaki 22 milyon insanı kim öldürdü, 2. Dünya Savaşı’ndaki diğer ölümlerden kim sorumlu? Ruanda’daki katliamlardan kim sorumlu? Sormak gerek, soğuk savaş dönemindeki ve sonrasındaki darbeler terör ve savaşlar kimin eseri idi.

Bir antiFa’cı BBC’ye konuşmuş. Diyor ki; “Biz Neonazi felsefelere göz yummayı reddeden bir topluluğuz.” 

Bu yeni Sağ’ın marka oluşumlarından alt-right hareketinin etkili isimlerinden biri olan Chuck Johnson “İnsanların şiddete sevinmesi ile kültürümüzün kabile seviyesine gerilediği bir noktaya geldik” diyor. Burada önemli bir vurgu var: “Kültürümüzün kabile seviyesine gerilediği bir noktaya geldik”

Amerika’da ilginç şeyler oluyor. Chuck Johnson, Trump karşıtı protestolara karışmakla suçlanan 223 kişinin isimleri, doğum günleri ve adreslerini yayınladı. Bu eylemler meydanlarda ve internette bütün şiddeti ile devam ediyor. “Doxxing” denen bu eylemler, hedef aldıkları kişilerin adreslerini yayınladığı için onları saldırılara açık bir hâle getiriyor.

Aslında antiFa ve Alt-Right’in birbirinden kalır tarafı yok. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.. AntiFa ve alt-right taraftarları son derece acımasız. Taraflar birbirlerini trol, casusluk ve düşmanca davranmakla suçluyor. Her iki tarafta da nefret söylemi hakim.

Demokrasi bu işin neresinde derseniz, o artık asarı atika efendim.

Selam ve dua ile.. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi