0530 708 54 54
0530 708 54 54
16 Eylül 2019 Pazartesi 18:51:00 - Güncelleme:16 Eylül 2019 Pazartesi 22:55:00

Ankara'da üçlü Suriye zirvesi sona erdi! Başkan Erdoğan "önemli kararlar aldık" açıklamasında bulundu

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ankara'da gerçekleştirdiği üçlü zirve sona erdi. Başkan Erdoğan; "Siyasi çözüm için önemli kararlar aldık" açıklamasında bulundu.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri "Suriye" konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.

Başkan Erdogan: Rusya ve İran ile birlikte 5’incisine ev sahipliği yaptığımız Üçlü Zirve’de, Suriye’de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık

Astana Platformu çerçevesinde düzenledikleri Ankara Zirvesi vesilesiyle konuklarını ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Erdoğan, "Suriye'deki yangının söndürülmesi için bugün beşinci kez bir araya geldik. Üçlü Zirve'de Sayın Ruhani ve Sayın Putin ile Suriye'deki ihtilafı tüm boyutlarıyla ele aldık." diye konuştu.

Görüşmelerin her açıdan verimli geçtiğine inandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Zirve'de, Suriye'de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık. Suriye'nin toprak bütünlüğüyle siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin de aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik. DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık. Sahada sükunetin tesisi, mültecilerin dönebileceği şartların oluşturulması ve ihtilafa siyasi çözüm bulunması için yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik."

"SADECE ÜLKEMİZİ DEĞİL BÜTÜN AVRUPA'YI ETKİLEYECEKTİR"

İdlib'de tırmanan gerginliğin görüşmelerin odak noktalarından biri olduğuna işaret eden Erdoğan, nisan ayından bu yana İdlib'e yönelik kara ve hava operasyonlarında hayatını kaybeden sivillerin sayısının bine yaklaştığını dile getirdi.

Yüz binlerce insanın saldırılar nedeniyle yeniden göç yollarına düştüğünü aktaran Erdoğan, "Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi bir vahim gelişme sadece ülkemizi değil bütün Avrupa'yı etkileyecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Görüşmelerinde Soçi Mutabakatı'na dair yükümlülüklerini tekrar mütalaa ettiklerine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Varılan mutabakatın tam manasıyla hayata geçirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektik. Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık. Zirvede görüş birliğine vardığımız hususlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemlerindeki diğer bir önemli konunun Anayasa Komitesi'nin teşekkülü olduğuna dikkati çekerek, "Anayasa Komitesi'nin üyeleri ve usul kurullarının belirlenmesinde yapıcı ve esnek bir tutum sergiledik. Siyasi sürecin ilerletilmesi için gayret gösterdik, nitekim ortak çabalarımızla komitenin oluşumuna ilişkin pürüzler giderilmiştir. Bugünkü istişarelerimizde usul kuralları konusunu da Birleşmiş Milletler ile eş güdüm halinde sonuçlandırarak Anayasa Komitesi'nin çalışmalarına bir an önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdık." ifadesini kullandı.

Zirve kapsamında Fırat'ın doğusundaki durumu da istişare ettiklerini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu mesele hem Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü hem de Türkiye'nin milli güvenliği bakımından kritik önem taşıyor. Halihazırda Suriye topraklarının dörtte birinden fazlası bölücü terör örgütünün işgali altında bulunuyor. Örgüt burada çocuk asker kullanmaktan halkı zorla silah altına almaya, etnik temizlik faaliyetinden insanların mallarını gasbetmeye kadar her türlü zulmü işliyor."

Çobanbey'de hastaneye düzenlenen saldırının bunun en son örneği olduğunun altını çizen Erdoğan, "Geldiğimiz nokta itibarıyla Suriye'de DEAŞ tehdidi artık ortadan kalkmıştır. Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG/PYD'dir. Bu ülkedeki PKK, PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir." uyarısında bulundu.

Ruhani ve Putin'i, Fırat'ın doğusunda güvenli bölge tesisi konusunda gelinen aşama hakkında bilgilendirdiğini ve düşüncelerini paylaştığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Suriye sınırımız boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğimizi kendilerine ifade ettim. Özellikle de burada bir mülteciler şehrinin oluşabileceğini ve mülteciler için buralarda konaklayabileceği ve ekip biçebileceği bahçelerini yapmaları noktasında bir hazırlığın yapılmasının isabetli olacağını ifade ettim. Suriye sınırımız boyunca böylece terör oluşumuna rıza göstermeden bu tür bir insani altyapıyı oluşturmamızda fayda olacağını anlattım. Nihai hedefimiz Suriye'nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek ülkenin bölünmesini engellemektir. Bunun için şayet Amerika ile iki hafta içinde arzu ettiğimiz sonuca ulaşamazsak kendi harekat planımızı uygulamaya başlayacağımızı her iki dostumuza da anlattım."

"TÜRKİYE'NİN SIĞINMACI YÜKÜNÜ TEK BAŞINA TAŞIYAMAYCAĞI ORTADADIR"

Türkiye'nin Suriye'deki çatışma ortamından kaçan 3,6 milyon insana ev sahipliği yapan bir ülke olduğunu, son 8 yılda ülke olarak bu konuda büyük fedakarlıklarda bulunduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Krizin ilk anlarından itibaren göç meselesine çözüm yolunun Suriye topraklarının içinde aranması gerektiğini ifade ettik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla terörden arındırdığımız sadece 4 bin kilometrekarelik alana dahi şimdiye kadar 360 bin mülteci geri döndü. Bu insanlar şimdi kendi topraklarında huzur içinde yaşıyor, çocuklarını okula gönderiyor, temin ettiğimiz sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. Türkiye'nin sığınmacı yükünü tek başına taşıyamayacağı ortadadır. Ülkemizin yeni bir göç akınını kaldırması da zaten mümkün değildir. Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor."

Fırat'ın doğusundaki barış koridorunun mülteciler için de korunaklı bir liman olacağına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz. Hatta bu hattı Deyrizor, Rakka taraflarına kadar indirebilirsek geri dönecek sığınmacı sayısı 3 milyonu aşabilir. Böylece Türkiye başta olmak üzere ülke dışında olan Suriyelilerin önemli bir bölümünün kimseye yük olmadan kendi topraklarında yaşamalarını temin edebiliriz. Geri dönecek Suriyeli kardeşlerimiz için bu bölgelerde uluslararası toplumun desteğiyle yeni yerleşim alanları inşa edilmesi de mümkündür. Türkiye olarak bu konuda gereken her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Hem Rusya ve İran ile hem de uluslararası toplumun diğer üyeleriyle Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz. Bu çerçevede yakın zamanda önemli bir adım attık. Irak, Lübnan ve Ürdün ile birlikte Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne dair uluslararası bir konferans düzenlenmesi için girişim başlattık. Tüm dostlarımızın bu girişime destek vermesini bekliyoruz."

Ankara Zirvesi'nin Suriye'de barış, güvenlik ve istikrarın tesisine katkıda bulunmasını temenni eden Erdoğan, bir sonraki zirve toplantısına İran'ın ev sahipliği yapma arzusunu kendileriyle paylaşan Ruhani'ye teşekkür etti.

RUHANİ: ABD SURİYE'DE TERÖRİSTLERİ DESTEKLEDİ

İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise zirveyi "faydalı ve yapıcı" olarak niteledi.

Astana sürecinde alınan kararları ve bütün faaliyetleri bir kez daha gözden geçirme imkanı bulduklarını belirten Ruhani, siyasi durumu ve sahadaki gelişmeleri değerlendirdiklerini ve Suriye'de teröre karşı mücadele konusunda hemfikir olduklarını vurguladı.

Üç ülkenin Suriye'nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısı konusunda ortak görüşe sahip olduğunu vurgulayan Ruhani, "Hepimiz Suriye'ye yabancı müdahalesine karşıyız. ABD ise Suriye'de teröristleri destekledi, Suriye'yi bölmeye çalıştı. Bu kabul edilebilir değil." ifadesini kullandı.

ABD'nin Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak tanıma kararına işaret eden Ruhani, "ABD, Suriye'nin bir bölümünü Golan Tepeleri'ni bir ülkeye bağışlamıştır. Bu tarihte bir ilktir. Bunu yapmaya hakkı olmamasına rağmen ABD bunu yapıyor. Bu da ABD'nin Suriye halkına karşı ne kadar kötü niyetli olduğunu gösteriyor. Hepimiz Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz. Her üç ülke terörle mücadelenin devam etmesi gerektiğini vurguluyor." diye konuştu.

Son aylarda Suriye'de Nusra gibi terör örgütlerinin güçlendiğini söyleyen Ruhani, "Hepimiz teröristlerin kimin parasıyla kimin silahıyla desteklendiğini biliyoruz. Dolayısıyla İdlib'deki teröristlerle mücadele edilmeli ve Suriye hükümetine yardımcı olmalıyız. Fırat'ın doğusu ABD'nin hakimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır." dedi.

Ruhani, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesinin önemini vurgulayarak, "Biz bütün Suriye'yi güvenli hale getirmeliyiz ki Suriye halkı evine dönsün. Çok fazla zorluk çeken Suriye halkına destek vermeliyiz." diye konuştu.

"ANAYASA KOMİTESİ TAMAMEN OLUŞTU"

Suriye'de Anayasa Komitesinin oluştuğunu ve komitenin bir an önce çalışmaya başlayacağını aktaran Ruhani, "Anayasa Komitesi tamamen oluştu. Bir an önce çalışmalarına başlamasını ve anayasayı revize etmesini umut ediyoruz." ifadesini kullandı.

Ruhani, Irak ve Lübnan'ın gözlemci olarak Astana sürecine katılmasından da memnuniyet duyduğunu vurguladı.

Suriye'de oy hakkı olan herkesin görüşlerinin ve çıkarlarının yeni anayasada göz önüne alınması gerektiğini dile getiren Ruhani, "Üç ülke ve Birleşmiş Milletler sürecin sonuç vermesi için katkı sağlamalıdır." dedi.

"YEMEN HALKI SALDIRILARA KARŞILIK VERİYOR"

Ruhani, Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait tesislere düzenlenen saldırıya ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:

"Bu saldırılar Yemen'e yasa dışı saldırıların bir sonucudur. Yemen'i her gün neden bombaladıklarını sormak lazım. Yemen halkı, kendisine saldıranlara karşı meşru savunma hakkını kullanıyor. Bu saldırılara son verilmesi bu işin çözümüdür. Yemen'in çözüm yolu siyasidir. Astana süreci Yemen için model olabilir ve ülkede güvenlik sağlanırsa petrol de güvenli şekilde üretilir ve ihraç edilir."

PUTİN: İDLİB'DE GERGİNLİĞİN AZALTILMASI İÇİN ADIMLAR ATILACAK

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin de "Diplomatlarımız titiz çalışma sonucunda listeyi (Anayasa Komitesi) oluşturdular ve usül çalışmaları yaptılar. Liste onaylanmıştır. Erdoğan ve Ruhani ile İdlib’de gerginliğin azaltılması için adımlar atılması konusunda mutabık kaldık." diye konuştu.

AA

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX