MENÜ

Angarya değil tedavi maçı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçeli futbolcuların silahlı saldırının travmasını atlatması için taraftarına ihtiyacı var. Mersin İdman Yurdu ile oynanan ilk maçın 2-1 kazanılması mı Fenerbahçelileri rehavete itti yoksa Maccabi karşısında FB Ülker'i desteklemeyi mi tercih ettiler bilinmez ama ligden çekilme noktasına gelecek kadar hayati bir olaydan sonra şartlar ne olursa olsun tribünlerin dolması ve futbolcuları kucaklaması gerekirdi.

Fenerbahçe, Mersin ile oynadığı Ziraat Türkiye Kupası maçını bir angaryaya değil takım olarak kendi kendini tedavi edecek enstrümana çevirirken ana fikir futbolcuların iştahıydı. Fenerbahçe'nin yedekleri ile as oyuncuları arasındaki performans farkları genelde kupada hissedilen bir durumdu. Dün gece bundan bahsetmek Hasan Ali'nin Uygar'ın ve Kadlec'in gayretlerine haksızlık olur.

Mersin maçının kırılma anı Kuyt'ın maçın başında attığı gol değil, ilk yarım saat dolarken Sow'un rakibin stoperi Efe Halil'i attırmasıydı. Pozisyon ceza sahası dışında başlıyor, Sow içeriye taşımaya çalışıyor ama Halil'in ne kural dışı bir hareketi var ne de teması. İlker Coşkun'un penaltı ve kırmızı kart kararı sanırım moda tabirle tam bir skandal!

Ziraat Türkiye Kupası maçı üzerinden büyük fotoğrafa bakmak gerek. Saldırının dumanı tüterken Diego krizini de yönetmek zorunda kalan Fenerbahçe yönetimini çok zor bir süreç bekliyor. Ligin bitimine 8 hafta kaldı. Şayet Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi biletini alabilirse, haziran ayında kadroda büyük revizyona gitmek zorunda. Zira hali hazırda İsmail Kartal'ın ligde kullandığı 21 kişilik kadroda 13 futbolcu 1980-85 aralığında dünyaya gelmiş, 7 futbolcu ise 85-90 arası doğumlu. İlginçtir 90 ve üzeri doğumlu tek oyuncu Alper Potuk. Kadroyu Şampiyonlar Ligi'ne uygun hale getirmek için yaş ortalamasını 30'lardan 27'lere indirmek gerekecek. Tabii bunun için de iyi bir transfer bütçesine ihtiyaç olacak.

YORUM YAZ