17 Eylül 2017 22:30

Aliağa’nın arkeolojik değerleri sanayinin baskısı altında

İzmir Aliağa'daki sempozyumda Belediye Başkanı Acar tarihin önemine vurgu yaparken sanayi merkezlerinin arasında hapsolan antik kentlere değinmedi.

Paylaş

Emine UYAR
İzmir

İzmir’in bugüne kadar sanayisi, çevre kirliliği ve işçi mücadeleleri ile gündeme gelen ilçesi Aliağa, beş önemli antik kentin merkezinde bulunuyor ve 8 bin 500 yıllık bir uygarlığa ev sahipliği yapıyor. 14-15 Eylül 2017 tarihlerinde, Aliağa Belediyesi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Adnan Menderes Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen, “Arkeoloji, Tarih, Coğrafya, Turizm ve Kültürüyle Geçmişten Günümüze 1. Aliağa Sempozyumu”nda da bu arkeolojik ve tarihsel zenginliğin, kültürlerin izlerinin açığa çıkarılarak korunacağı, geleceğe taşınacağı sık sık vurgulandı. Sempozyumun gelecek yıllarda da devam etmesi ve uluslararası hale getirilmesi hedefinin olduğu belirtildi. 

‘KENT BELLEĞİNE KAZANDIRMAK İSTİYORUZ’

Sempozyumun açılışında konuşan Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, Aliağa’nın 8 bin 500 yıllık tarihini derlemek, ortaya çıkarmak, kayda geçirmek ve geleceğe taşımak gibi bir misyon üstlendiklerini, bölgedeki antik kentlerle ilgili arkeolojik çalışmaları desteklediklerini ifade etti. Bununla sınırlı kalmayıp, sözlü tarih çalışmaları yaptıklarını, eski fotoğraflar, folklorik değerler, filmler, anlatı vs. gibi geçmişe dair ne varsa kent belleğine kazandırmaya çalıştıklarını söyledi. Aliağa Kent Kitaplığından yeni kitaplar çıkacağını belirten Acar, kent belleği ve anıevi kuracaklarını, bu şekilde 8 bin 500 yıldır bu topraklarda yaşamış uygarlıkların izlerini bulup geleceğe taşımak, bir köprü olmak istediklerini söyledi.   

‘ÇALIŞMALARIMIZIN DUYURULMASINI ÖNEMSİYORUZ’

Myrina ve Gryneion Antik kentleri Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Başkanı, Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Çekilmez,  2015 yılından itibaren yürüttükleri bilimsel araştırma ve çalışmaların Aliağa’da yaşayan insanlara duyurulmasına önem verdiklerini söyleyerek bölgede yaptıkları araştırmaların kitaplaştırılarak Aliağa Kent Kitaplığından yayımlandığını, daha kapsamlı olmasını hedefledikleri ikinci cildin çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi. Sempozyumda Aliağa’nın Güzelhisar, Çaltılıdere, Hacıömerli gibi köylerinin de hem arkeolojik hem de tarihsel bakımdan zenginlikler taşıdığı dile getirildi. Aliağa bölgesinde yapılan arkeojeofizik çalışmalar konusunda bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Fethi Ahmet Yüksel, bölgedeki arkeolojik çalışmalara her türlü desteğin verilmesi gerektiğini dile getirerek en büyük tehlikenin sanayileşme olduğunun altını çizdi. Yüksel, “Belediyeler buraları çok iyi şekilde denetlemeli” dedi.   

‘UYGARLIK BİRİKİMİMİZ YAĞMALANMASIN’

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, sempozyumda yaptığı konuşmada ilçedeki antik kentlerden çıkarılan birçok eserin yurt dışındaki müzeleri süslediğini söyleyerek “Nerede Kyme’nin mücevherleri? Nerede Myrina’nın dünyaca meşhur küçük heykelcikleri? Nerede seramikler, heykeller, büstler, sütunlar? Biraz İzmir’de, biraz Bergama’da, biraz da İstanbul’da. Diğerleri yurt dışında. Fransa Louvre’de, İngiltere Londra’da, ABD Boston’da ve diğer yurt dışındaki müzeleri süslüyor” dedi.

Tarihin "yerinde güzel" olduğunu söyleyen Acar, “Bunlar bizim içimizi acıtıyor. Biz bu uygarlık birikiminin artık daha fazla yağmalanmasını, bu topraklara ait değerlerin kaçırılmasını, alınıp satılmasını, talan edilmesini istemiyoruz. Görevde olduğumuz sürece buna asla müsaade etmeyeceğiz. Çevremizdeki, binlerce yılın tanığı olan bir küçük taşı bile kimseye vermeyeceğiz. Bu kürsüden, bu konudaki irademizi bir kez daha açık yüreklilikle ortaya koyuyorum” dedi

KYME ÜVEY EVLAT MI?

  • Kyme Antik Kenti

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar sempozyumda yaptığı konuşmada bir türlü hizmete girmeyen Turizm ve Kültür Bakanlığına bağlı, Aliağa Kyme Arkeoloji Müzesi ve Kazıevinden hiç bahsetmedi. Diğer konuşmacılar da ne bu binadan ne de Aliağa’ya bir müzenin gerekliliğinden söz etti. Sempozyumda bir başka dikkat çeken nokta da Aliağa’nın çevresinde bulunan Menemen sınırları içindeki Larisa, Manisa sınırları içindeki Aigai, Aliağa sınırları içindeki Myrina ve Gryneion antik kentleri en ince detaylarına kadar anlatılırken Aliağa’nın burnunun dibindeki Kyme’yi anlatan bir sunumun olmaması idi.

İtalyanların kazı başkanlığını yaptığı Kyme antik kentinde gerekli kamulaştırmalar yapılmadığı için kazılar sürdürülemiyor. Özel mülkiyet alanında bulunduğu belirtilen Kyme’nin sınırları içinde yer alan Nemport Şirketinin idari binasının önündeki bölgede geçtiğimiz yıl kazılan alanın üzeri asfaltla kapatıldı.

İtalyan Kazı Başkanı La Marca, Kyme kazılarının sürdürülmesi adına Aliağa Belediyesi ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde kamulaştırma için girişimlerde bulunacaklarını belirtmişti.

Kyme Antik Kenti MÖ iki binli yıllarda Yunanistan’dan göç eden Aiol’ler tarafından kuruldu ve 12 Aiol şehrinin başkenti konumunda. Antik Çağ’da oldukça önemli bir kent olan Kyme antik kentinde agora, sütunlu cadde ile konut yapılarının bulunduğu alanların yanı sıra amfi tiyatrosu da tamamen gün ışığına çıkarılmayı bekliyor.

KYME ARKEOLOJİ MÜZESİ VE KAZIEVİNİN UZUN HİKAYESİ

Aliağa Kyme Arkeoloji Müzesi ve Kazıevi ise 1995 yılında dönemin Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü ve İtalya Catania Üniversitesinden Dönemin Kyme Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr.Sebastian Lagona ile birlikte tasarlanmış. Maliye Bakanlığınca Aliağa Belediye Başkanlığına “Müze amaçlı” tahsis edilen alana Aliağa Kyme Arkeoloji Müzesi ve Kazıevi yapılması için dönemin Aliağa Belediyesi Meclisi tarafından 1996 yılında karar alınmış. Aliağa Belediye Başkanlığı, İtalya Catania Üniversitesi Rektörlüğü ile 1997 yılında protokol imzalayarak müze yapımı için anlaştı. İtalyan Mimar ve Arkeolog R. Parapetti tarafından protokole uygun olarak müze ve kazı evinin tüm işlevlerini karşılayacak bir düzenleme yapıldı. 1999 yılında inşaat özgün mimarisi ile ortaya çıktı. İtalya’nın da maddi destek verdiği binaya Aliağa Belediye Başkanlığınca 05.02.1999 tarihinde müze olarak yapı kullanma izin belgesi düzenlendi.

Mart 2004 yerel seçimlerinden sonra müzeye ilişkin çalışmalar bir anda kesilirken 2005 yılında müze ve kazıevi yıkılıp belediye hizmet binası yapılmak istendi. Ancak Maliye Bakanlığı arazinin müze tahsisli olduğunu belirterek belediyeye yıkım izni vermedi.

2015 yılında mevcut Aliağa Belediyesi, depreme dayanıksız olduğu gerekçesi ile bina için yıkım kararı aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ise raporun gerçeği yansıtmadığını belirterek yıkımı iptal etti. Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Tuncay Karaçorlu, yaptığı açıklamada sempozyumu düzenleyenleri samimi bulmadıklarını belirterek belediyenin 20 metre yakınındaki arkeoloji müzesinin halka, yerli ve yabancı konuklara açılmasını yıllarca beklediklerini belirtti.

  • Gryneion Antik Kenti

ALİAĞA’DA EN ESKİ YERLEŞİM EGE GÜBRE’NİN İÇİNDE 

  • Aliağa'daki en eski yerleşim, Ege Gübre fabrikasının sahasının içinde kalmış durumda

Aliağa’da en eski yerleşim 8 bin 500 yıl önceye tarihleniyor ve bu yerleşim yeri Aliağa’nın merkezindeki Ege Gübre fabrikasının içinde. Ege Üniversitesi tarafından, 2004-2008 yılları arasında yapılan çalışmalarda bulunan yerleşim yerinin Neolitik Dönem’e tarihlendiği ortaya çıkarıldı. Ege Gübre’ye ilişkin çalışmalar 2012 yılında Ege Üniversitesi tarafından kitaplaştırıldı, şu an alanda herhangi bir çalışma yok. Aliağa’nın çevresinde ve merkezinde bulunan diğer antik kentler de Menemen sınırları içindeki Larisa, Manisa sınırları içindeki Aigai, Aliağa sınırları içindeki Kyme, Myrina ve Gryneion antik kentleri.

  • Aliağa'daki en eski yerleşim, Ege Gübre fabrikasının sahasının içinde kalmış durumda

 

 

ÖNCEKİ HABER

İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü görevinden alındı

SONRAKİ HABER

Kimliği sorulmadan öldürülenler...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa