Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası, yerli otomobile talip olduklarını açıkladı. Oda Başkanı Metin Demir,  Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde yerli otomobil üretimi için çalışmaların başlatıldığına dikkat çekerek  görevlendirilen beş şirketten (Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu ve Zorlu Holding) oluşan bir konsorsiyumun bu üretimi yapmasının kararlaştırıldığını  vurgularken, yatırımın nerede yapılacağı konusunda kesin bir karar verilmediğini belirtti.

Metin Demir, konu ile ilgili Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası ile Batı Karadeniz Kalkınma Ajansının ortak çalışması sonucu ortaya konan raporun, söz konusu yerli otomobilin üretim yeri olarak Filyos Endüstri Bölgesinin belirlenmesinin hem üretim hem de satış için bir çok avantajı barındıracağını ortaya koyduğunu da kaydetti.

Demir, “Rapor ilimiz milletvekilleri ve siyasileri ile paylaşılmış ve kendilerinden gerekli görüşmelerde bulunarak söz konusu yatırımın Filyos Endüstri Bölgesine kazandırılması hususunda destek ve yardımları talep edilmiştir.” Sözlerine ı şöyle devam etti: 

“Türkiye'nin hayata geçirmesi gereken en büyük projelerinden biri olan yerli otomobil üretimine Zonguldak olarak talibiz. Bu konuyu ilk olarak Ağustos ayında ilimizde gerçekleştirdiğimiz Ekonomi Zirvesinde TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu dile getirmişti. Yerli otomobil üretimine talip olmamız ilimizin cumhuriyetin ilk sanayi başkenti oluşu ve sahip olduğumuz  bilgi ve teknoloji birikimi ile altı gerçekten dolu olan bir taleptir. Bu haklılığımızı ortaya koymak için Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı ile ortak çalışmayla bir rapor ortaya koyduk. Biz bu projeye ev sahipliği yapmayı çok istiyoruz. Raporumuzu ilimiz milletvekilleri ile paylaştık ve kendilerinden bu haklı talebimizi gerekli yerlere ısrarla bildirmelerini talep ettik. Zonguldak sanayi kenti olma anlamında geçmişten gelen tecrübesini bu proje ile harmanlayarak yerli otomobil üretimi konusunda en doğru lokasyon olacaktır. Buna inancımız tamdır. Konunun takibini sıkı bir şekilde yapacağız. Bütün milletvekillerimizden de bu yönde desteklerini bekliyoruz. Bu vesile ile raporumuzu da basın kuruluşlarımızla paylaşıyoruz."

 

ELEKTRİKLİ YERLİ OTOMOBİL PROJESİ
FİLYOS ENDÜSTRİ BÖLGESİ

 

DÜNYA’DA OTOMOTİV SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

2016 yılı itibarıyla 4 trilyon dolar ile dünya ekonomisinin yaklaşık %5’ini oluşturan otomotiv sektörü Dünyanın en büyük 4’üncü ekonomisine tekabül etmektedir. İstihdam açısından da oldukça stratejik öneme sahip otomotiv sektörü dünyada doğrudan ve dolaylı olarak 80 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır. Otomotiv sektöründe istihdam kapasitesindeki 1 kişilik artış, diğer sektörlerde 5 kişilik istihdam artışına yol açmaktadır. Bu nedenle otomotiv sektörü sermaye yoğun sektör olma özelliğinin yanı sıra yüksek miktarda istihdam yaratan sektörler arasında yer almaktadır.

G7 ülkelerinde otomotiv sektörünün toplam ekonomik faaliyetteki hem direkt hem de dolaylı etkileri bir arada ele alındığında, ortalama olarak sektördeki 1 dolarlık katma değer artışının toplam ekonomiye 3 dolarlık katma değer artışı sağladığı hesaplanmaktadır.

TÜRKİYE’DE OTOMOTİV SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Türkiye’nin toplam taşıt araçları üretimi (traktör hariç) 2000 yılındaki 431 bin adet seviyesinden 2015 yılında 1 milyon 359 bin adet seviyesine yükselmiş, söz konusu 16 yıllık dönemdeki ortalama üretim büyüme oranı %12,7 seviyesinde gerçekleşmiştir.

2016’da araç üretimi güçlü ihracat öncülüğünde toplam üretim 1 milyon 486 bin adet,  otomobil üretimi ise 951 bin adet düzeyinde gerçekleşmiştir. 2016’da üretilen araçların %77’si yurtdışına ihraç edilirken %23’ü yurtiçine yönelmiştir. 2016 yılı sonu itibarıyla Türkiye, Avrupa'nın en büyük hafif ticari araç üreticisi olmuştur. İlgili dönem Türk otomotiv ana sanayii için daha yüksek katma değer yaratarak dünya pazarına yönelik tasarım ve üretim için sürdürülebilir küresel rekabet sürecine giriş dönemi olmuştur. Böylelikle Türkiye’de otomotiv sektörü Ar-Ge yoğun bir endüstri olarak son 10 yıldır en fazla ihracat yapan sektör konumuna yükselmiştir. Aynı zamanda 2016 yılında, 645.000 araçla Avrupa’ya en fazla araç ihraç eden ülke Türkiye olmuştur.

Eşsiz bir üretim merkezi olarak kendisini kanıtlayan Türkiye otomotiv endüstrisi, artık Ar-Ge, tasarım ve markalaşma kapasitelerini geliştirmeyi hedeflemektedir.  Otomotiv sektörünün gösterdiği bu önemli büyüme, Türkiye'nin 2016 yılı sonu itibarıyla dünyanın en büyük 14’üncü, Avrupa'nın ise en büyük 5’inci otomotiv üreticisi konumuna yükselmesini sağlamıştır.

Yurt içi otomotiv üretiminde 12 adet ana sanayii firması 18 fabrikada faaliyet göstermektedir. Bu 12 firmanın 4’ü yalnızca otomobil, 6’sı sadece ticari araç (kamyon, kamyonet, minibüs, midibüs, çekici ve otobüs), 2 firma ise hem otomobil hem ticari araç üretimi gerçekleştirmektedir.

Otomotiv sektörü ihracatı, 1996 yılı dış ticaret verilerine göre 22 imalat sanayii sektörü arasında en fazla ihracat yapan 6’ncı sektör iken yıllar itibarıyla büyük bir gelişim göstererek, son 11 yıldır Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren sektörü konumuna yükselmiştir. TİM verilerine göre 2016 yılında 23,9 milyar dolar ihracat gerçekleştiren otomotiv endüstrisi toplam ihracattan %16,8 pay almıştır. Otomotiv Ar-Ge yoğun bir endüstri olarak Türkiye’de ihracat uzmanlığına ulaşabilmiş nadir sektörler arasında yer almaktadır.

Araç sahipliği rakamlarına bakıldığında dünyada ortalama her bin kişiye 180 araç düşerken bu rakam Türkiye’de 189, Batı Avrupa’da 569 ve ABD’de ise 808 seviyesindedir. Araç parkının yüksek büyüme hızı ve kişi başına düşen otomobil sayısı dikkate alındığında Türkiye’de araç talebinin henüz doyum noktasına ulaşmadığı da anlaşılmaktadır.

Otomotiv sektörü demir-çelik, petro-kimya, plastik, cam, tekstil ve elektronik gibi sektörlerin üretmiş olduğu mamullerin alıcısı konumunda olmakla birlikte, tarım, turizm, inşaat, altyapı, ulaştırma ve savunma gibi sektörlerin ihtiyaç duyduğu motorlu kara taşıtlarını tedarik eden önemli ve etkileşimi yüksek bir sektördür.

Otomobil başına kar marjının artırılması adına özellikle iç çelik üreticilerinin otomobil sektörünün ihtiyacı olan çeliklerinin tamamını karşılaması büyük önem arzetmektedir. Şu aşamada ülkemizde yassı çeliğin sadece yüzde 25-35’inin sektöre ürün karşılama potansiyeli mevcuttur. Oranın düşük olmasının sebepleri arasında ülkemizde nitelikli ve yüksek nitelikli çelik üretilememesi gelmektedir. Ülke olarak sektörün ihtiyaç duyduğu yüksek mukavemetli ve ultra yüksek mukavemetli çeliğin üretilmesiyle yüzde 65-75’lik dilimin de aktif hale getirilmesiyle ülke ekonomisine sağlanan fayda ve katma değer arttırılacaktır.

ELEKTRİKLİ YERLİ OTOMOBİL PROJESİ

Türkiye otomotiv sanayiinin, üretim kalitesi, yüksek verimlilik ve düşük maliyetle üretimde rekabet edebilirlik gücünü kanıtladığı görülmektedir. Öte yandan küresel otomotiv endüstrisi bugünlerde dijitalleşme, otonom sürüş ve alternatif enerjilerle çalışan yeni araç teknolojileri konularında büyük bir devrime hazırlanmaktadır. Otomotiv endüstrisindeki bu dönüşüm aslında bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getirmeyi planlayan “Endüstride Dijital Dönüşüm” ile eş zamanlı olarak ortaya çıkmaktadır. Otomotiv endüstrinin gelecek 5-10 yıl içinde yapacağı yeniliklerin geçtiğimiz 50 yılda ortaya koyduğu ilerlemelerden çok daha büyük boyutta olacağı tahmin edilmektedir.

Türkiye'de endüstride dönüşüm, yüksek katma değer ve Ar-Ge faaliyetlerinin arttırılması amacıyla son dönemde yapılanlarla birlikte toplam 83 Ar-Ge merkezi bulunmaktadır. Otomotiv ile ilgili Ar-Ge merkezleri sayısı toplam içerisinde ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’de toplam istihdamın da yaklaşık yüzde 6'sı otomotiv sektöründen gelmektedir. Gelecek planlarında Türkiye’nin otomotiv sanayisinin cirosunu iki katına çıkarmak yer almaktadır. Bu planların gerçekleşebilmesi için otomotiv sektöründe başlayan dönüşümle hayatımıza girmeye başlayan sürücüsüz otomobilden, elektrikle çalışan otomobile varıncaya kadar birçok yenilik için de gerekli çalışmaların ve yatırımların da yapılması gerekmektedir.

Bu yeni dönüşümü ve değişimi yakalayabilmek için Türkiye’de elektrikli yerli otomobil projesi bir konsorsiyum geliştirilmiş ve Kasım 2017’de Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Yerli otomobili yapacak şirketlerin Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu ve Zorlu Holding olduğunu açıklanmış olup ortak girişim grubundan beklenti en geç 2019'da prototipin tamamlaması ve 2021'de de satışa başlanmasıdır.

Söz konusu yatırımın yapılması için; lojistik imkânlara sahip, uygun ölçekte sanayi parseli barındıran, enerji problemi bulunmayan, ana akslara, metropollere ve malzeme tedarikçilerine yakın, deniz kıyısında bir alan seçilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

 

FİLYOS ENDÜSTRİ BÖLGESİNDE YATIRIM İÇİN 8 ÖNEMLİ NEDEN

*      Filyos Endüstri Bölgesi

01.05.2015 tarih ve 2015/7691 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilen Filyos Endüstri Bölgesinin sınırları 18.10.2017 tarih ve 30214 sayılı Resmi Gazete ile değiştirilerek 597 hektar olarak belirlenmiştir. Filyos Endüstri Bölgesi karma endüstri bölgesi olarak faaliyet gösterecektir. Bu alanda yapılabilecek olası otomotiv yatırımı ile otomotiv yan sanayisi için de uygun araziler bulunmaktadır.

Gerekli altyapı hizmetleri ile donatılarak sanayi için tahsis edilen üretim bölgeleri olan endüstri bölgelerinde daha büyük ölçekli entegre yatırımların yer alması hedeflenmektedir. Bilindiği üzere endüstri bölgelerinde yatırım yapacak gerçek ve tüzel kişilerin ÇED izinleri en geç 2,5 ay, diğer gerekli tüm izin ve onaylarını da 15 gün içerisinde alabilmeleri Endüstri Bölgeleri Kanunu ile hüküm altına alınmıştır. Böylelikle endüstri bölgesinde yapılacak yatırımlar hızlı bir şekilde faaliyete geçebilecek ve gerekli sanayi altyapı imkânlarından faydalanabilecektir.

Yatırımcıya tahsis arifesinde olan endüstri bölgesinde kurulacak bir otomotiv fabrikası, yan sanayi yatırımlarının da bölgede konuşlanmasını sağlayabilecek ve bu alanda önemli bir otomotiv kümesi oluşturularak ülkemiz için de bir sinerji yaratılabilecektir. Filyos Endüstri Bölgesinde henüz herhangi bir tahsis işleminin başlamamış olması da sektör kümelenmesi için bir avantaj teşkil etmektedir.

*      Filyos Serbest Bölgesi

Türkiye’de hâlihazırda yirmi civarında Serbest Bölge bulunmakta olup bunlar çoğunlukla uluslararası ticaret yollarına erişimin kolayca sağlanabildiği bölgelerde yer almaktadır. Filyos Serbest Bölgesi 19,3 milyon m2 alana sahip olan, Filyos Endüstri Bölgesinin hemen arkasında yer alan ve Zonguldak Havaalanının yanından geçerek Çaycuma ilçe merkezine doğru uzanan bir bölgedir. Çaycuma ilçesinin hemen güneyinde ise Ankara-Zonguldak yoluna kadar uzanan ve 6,2 milyon m2 büyüklüğünde olan Serbest Bölge Genişleme Alanı bulunmaktadır.

Serbest Bölgeler, ülkenin siyasi sınırları içinde yer almalarına rağmen gümrük bölgelerinin kapsamları dışında konumlandırılan özel alanlardır. Bu bölgeler ihracat odaklı yatırımların sayısını artırmak üzere tasarlanmıştır. Serbest Bölgelerin başlıca avantajı ve sağladığı kolaylıklar bu bölgede yapılacak yatırımlar için önemli bir katma değer yaratmaktadır.

·         Serbest bölgedeki imalatçı firmalar için vergi avantajlarından yararlanılabilir,

·         Orta ve uzun vadeli faaliyet ruhsatı alınabilir,

·         Kar transferi gerçekleştirilebilir,

·         Gümrük vergisi prosedüründen arındırılmış ticari faaliyetler yapılabilir,

·         AB ve Gümrük Birliği kriterlerinin gerektirdiği serbest dolaşım belgeleri temin edilebilir,

·         Zaman kısıtlaması bulunmamaktadır ve eşitlik prensibi ile hareket edilmektedir,

·         Pazar ihtiyaçlarına ve şartlarına göre belirlenecek ticari faaliyetler gerçekleştirilebilir,

·         Yerli ve yabancı tüm pazarlara erişim sağlanabilir,

·         Azaltılmış bürokratik prosedür ve dinamik işletme yönetimi sunulmaktadır,

·         Her türlü ticari ve sınai faaliyete uygun ve ucuz altyapı sağlanmaktadır,

·         Tedarik zinciri imkânlarından yararlanılabilir.

*      Filyos Limanı

Filyos Vadisi Projesinin en önemli parçalarından biri olan Filyos Limanı 25 milyon ton/yıl kapasiteye sahip olacak şekilde altyapı inşaatı sürdürülmektedir. Limanın altyapı inşaatının 2019 yılında tamamlanması beklenmektedir. Başta Karadeniz Havzası ve Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere ülkenin ulusal ve uluslararası ticareti Filyos Limanı ile sağlanacaktır. Bu bakımdan Filyos Limanı, serbest bölge ve endüstri bölgesi yatırımlarıyla birlikte bölgeye gelecek yatırımları tamamlar niteliktedir.

Otomotiv sektöründe karayolu taşımacılığının yüksek taşıma maliyetlerinden dolayı en çok tercih edilen yöntem denizyolu taşımacılığıdır. Ülkemizde otomotiv sektörü yatırımlarının ekonomiye katkısı çoğunlukla ihracatla olmaktadır. Türkiye’de 2016 yılında üretilen araçların %77’si yurtdışına ihraç edilmiştir ve bu ürünlerin hedeflenen pazarlara ekonomik, bütüncül ve hızlı bir şekilde iletilmesi de denizyolu ile sağlanmıştır.

Filyos Limanı bu bölgede kurulacak olası otomotiv yatırımı girdilerinin tedariki ile nihai ürünlerinin hedeflenen pazarlara iletilmesini kolaylaştıracak, limanın yanında endüstri bölgesi ve serbest bölge avantajları da yatırımla sağlanan katma değeri arttıracaktır.

*      Enerji Kaynaklarına Yakınlık

Hâlihazırda ilde kurulu tesisler, planlanan yatırımlar ve enerji kaynaklarına yakınlık noktasında Zonguldak ili enerji sektöründe önemli bir aktördür. Zonguldak ilinde hâlihazırda yenilenebilir ve tükenebilir enerji kaynaklarına dayalı 3.500 MW’lık bir kurulu güç bulunmaktadır. Bölgede yapılacak sanayi yatırımlarında enerjiye yakınlık enerji girdilerinin temininde önemli bir maliyet avantajı sağlayabilecektir.

*      Ana Akslara ve Metropollere Yakınlık ve Tedarik İmkânları

Ülkemizde otomotiv yatırımları ilk zamanlarda İstanbul-Kocaeli-Bursa üçgeninde yoğunlaşırken zaman içinde Sakarya-Düzce aksına doğru yatırımların genişlediği, uygun yatırım alanları ve lojistik imkânların bu aks doğrultusunda zenginleşip çeşitlendiği de görülmektedir.

Batı Karadeniz Bölgesi otomotiv faaliyetlerinin yoğunlaştığı Marmara Bölgesine yakın olması, sanayinin desantralizasyonu kapsamında sanayi faaliyetlerinin İstanbul’dan dışarıya kayma eğilimi, otomotiv sektörüne malzeme tedarik edebilecek Erdemir ve Kardemir gibi güçlü işletmelerin bölgede bulunması, sanayi parselinin ve yatırımların daha uygun maliyetlerle yapılabilmesi ile Filyos Vadisi Projesinin mevcudiyeti bölgeyi otomotiv sektörü için uygun kılmaktadır.

Filyos Endüstri Bölgesi Karadeniz kıyısında yer aldığından ithalat ve ihracat imkânlarından da en üst seviyede faydalanılabilecek bir konuma sahiptir. Ankara-İstanbul otoyoluna 100 km mesafede olan bölgeden 300 km çapında bir alan çizildiğinde bu alanda Türkiye’nin toplam nüfusunun %40’ına (30 milyon nüfus) yakın insan yaşamaktadır. Bu koşullara bağlı olarak bölgede otomotiv ve yan sanayi yatırımları doğru ve etkili sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

*      Ulaşım ve Lojistik İmkanlarının Çeşitliliği

Filyos Bölgesi, gerek Karadeniz’e kıyısının bulunması, gerekse Ankara ve İç Anadolu hinterlandına hitap etmesiyle önemli bir lojistik potansiyeline sahiptir. Rekabet için konum üstünlüğünün yanında ulaşım ağlarının çeşitliliği ve entegrasyonu da büyük önem taşımaktadır.

Filyos bölgesinin en güçlü yönlerinden bir tanesi de tüm ulaşım modlarına sahip ulaşım alt yapısıdır. Uluslararası niteliğe sahip olan ve yurtdışı uçuşların yapıldığı Zonguldak Havaalanı Filyos Endüstri Bölgesine sadece 5 km mesafededir. Filyos Endüstri Bölgesi, Türkiye’nin ana karayolu aksı olan İstanbul-Ankara otoyoluna 110 km. uzaklıkta olup en büyük metropollerden Türkiye’nin finans merkezi İstanbul’a 350 km, Türkiye’nin siyasi merkezi Ankara’ya 250 km. uzaklıktadır.

Yük ve yolcu taşımacılığında kullanılan ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanmak üzere olan Ankara bağlantılı Irmak-Karabük-Zonguldak demiryolu hattı bölgenin güçlü ulaşım alternatifleri arasında yer almaktadır. Bölgede üretilen malların ticari merkezlere dağıtılabilmesi ve bölgeye hammadde sevkiyatının sağlanabilmesi için bölgenin demiryoluyla Marmara Bölgesi’ne bağlantısını gerçekleştirecek Adapazarı-Karasu-Akçakoca-Ereğli-Zonguldak-Bartın arasında yaklaşık uzunluğu 281 km olan bir demiryolu projesi de devam etmektedir. Limanlara da bağlantılı olacak bu yeni hatla birlikte hammadde ve üretilen ürünlerin sevkiyatı kolaylıkla yapılabilecektir.

Filyos Bölgesinde yapımı devam eden 25 milyon ton/yıl kapasiteli Filyos Liman projesinin dışında 4’ü Zonguldak, 2’si Bartın’da olmak üzere toplam 6 adet liman da bölgede mevcuttur.

*      Entegre Demir-Çelik Tesisleri ve Ara Mamul Üreticileri

Türkiye’de yıllık çelik üretimi 34,8 milyon ton mertebesindedir. Otomotiv için gerekli olan yassı çelik üretimi ise bu rakamın yüzde 12’si seviyelerindedir. Erdemir bir aracın yüzde 50’sini yapabilmekte ve bu oranı yüzde 70’e çıkarmak için yatırım ve çalışmalar gerçekleştirmektedir. Geri kalan kısım ise yurtdışından ithal edilmektedir. Erdemir tarafından kurulmakta olan yeni galvaniz hattı, yenilenen haddehane yatırımları ve metalurji Ar-Ge çalışmaları bu sektöre yönelik önemli girişimler arasındadır. Gerçekleştirilen bu yatırımlarla 4-5 yıl içinde sadece Türkiye’deki otomotiv üreticilerine değil Mercedes, BMW, Volvo gibi dünya devlerine de ülkemizden sac ihraç edilmesi planlanmaktadır.

Otomotiv sektöründe soğuk/sıcak haddelenmiş ürünler ile galvanizli ürünler yaygın biçimde kullanılmaktadır. Otomotiv sektörüne girdi sağlayan yassı çelik üreticisi konumundaki Erdemir Galvanizleme Hattı ve diğer yatırımlarıyla otomotiv sektöründeki payını %35’lerden %50’lere çıkarma hedefinde olup, Kardemir’in çubuk ve kangal haddanesi de yine otomotiv sektörüne ciddi bir girdi sağlamaktadır.

Erdemir otomotiv sanayinin çeşitli kollarında faaliyet gösteren firmalara yüksek standartlarda çelik servis merkezi hizmeti de sunmaktadır. Özelikle otomotiv ana ve yan sanayisinin sac şekillendirme simülasyon çalışmalarında yaygın şekilde kullandığı Autoform yazılımının yeni sürümünde, Erdemir otomotiv çelik kalitelerine ait malzeme veri kartları hazırlanarak, sahip olunan metal şekillendirme ekipman/yazılım altyapısı ve bilgi birikimi sayesinde, otomotiv ve beyaz eşya üreticisi müşterilerine teknik destek de sağlayabilmektedir.

Erdemir ve Kardemir’in dışında da bölgede otomotiv yan sanayine yönelik üretim gerçekleştiren çelik servis merkezleri ve işletmeler bulunmaktadır. Bölge son yıllarda otomotiv sektörüne yönelik yatırımların arttığı gözlemlenmekte olup bu alanda sürekli gelişme kaydeden durumdadır. Gelecek otomotiv yatırımı ile bölgedeki mevcut işletmelerdeki dönüşüm de hızlı bir şekilde gerçekleşebilecektir.

*      Yetişmiş ve Nitelikli İşgücü

Köklü demir çelik sanayii geçmişi nedeniyle bölgede çok sayıda kalifiye eleman bulunmaktadır. Zonguldak ve çevresinde sanayi faaliyetleri günümüz itibariyle hala ağırlıklı olarak madencilik ve demir-çelik endüstrisine dayanmaktadır. Entegre demir-çelik tesislerinin, çelik servis merkezlerinin ve makine imalat sektörünün gelişmesine bağlı olarak bölge demir-çelik sektörünün en önemli noktalarından biri haline gelmiştir.

Demir-çelik sektörü ve buradaki işgücüne bağlı olarak bölgede tersanecilik sektörü de oldukça gelişmiştir. Yan sanayi ürünleri kapsamında yüksek katma değere sahip olan makine imalatı ve oto yan sanayi üretiminin bir kısmının bölgede yapılıyor olması bölge insanının sanayi sektöründeki bilgi ve tecrübe birikimini göstermektedir. Bölgedeki mevcut işgücü otomotiv sektörünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikleri bünyesinde barındırmaktadır.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Elektrikli otomobiller çevreyi kirletmeyen ve sessiz çalışan bir teknolojiye sahiptir. Elektrik motorlu bir otomobilin motor ve yürüyen aksamlarında 320 parça varken içten yanmalı motorlu araçta aynı bölgelerde 4 binin üzerinde parça bulunabilmektedir. Dolayısıyla 4 bin parçanın arıza yapma sıklığı ile 300 parçanın arıza yapma sıklığı arasında ciddi bir fark bulunmaktadır. 320 parçayı 1 işçi 1 günde toplarken, 4 bin parçayı 7 işçi bir günde toplayabilmektedir. Buna bağlı olarak işçilik maliyetleri geleneksek araçların %15’i mertebesine, arıza yapma sıklığı ise %10’u mertebesine düşmektedir.

Her yönden kârlı olan bu sektörde otomobilin önemli bir kısmını oluşturan sac ve batarya sistemi en önemli kısımlar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla otomotiv sektöründe ana tedarikçi bu nitelikte sac üreten üreticiler olmaktadır. Bir otomobilin ağırlığının jant hariç yüzde 70’ini sac oluşturmaktadır. Yani bir aracın yaklaşık 800-900 kilogramını sadece çelik oluşturmaktadır. Bu durum hammaddeye bir başka deyişle yassı çeliğe yakınlığı oldukça önemli kılmaktadır.

Bölgemizde yer alan entegre yassı çelik üreticisi Erdemir’in otomotiv sektöründe pazar payı yüzde 36’lar seviyesindedir. Ayrıca işletme yüksek mukavemetli ve aşınmaya karşı dirençli çelikleri ürün gamına dâhil etmek için yatırımlar yapmaktadır. Yapılacak tesis Erdemir’de bulunan Türkiye'nin ilk ve tek levha haddehanesinin tamamlayıcısı konumunda olacaktır. Bu alanda yapılan yatırımlar, 2’inci galvanizleme hattı ve otomotiv Ar-Ge çalışmalarıyla sadece iç pazara değil dünya devlerine de otomotiv çeliği satabilmek için çalışmalar gerçekleştirilmektedir.

Otomotiv sektörü yatırımları genellikle dış ticarete konu yatırımlardır. Gerek ithal edilen girdi malzemelerinin tedariği gerekse nihai ürün satışı için limanlara yakınlık bu sektör yatırımları için vazgeçilmez unsurlar arasında yer almaktadır. Filyos Limanının hemen arkasında yer Filyos Endüstri Bölgesinde yapılacak yatırımlar, liman avantajlarının yanında serbest bölge imkânları, sanayi parseli ve sanayi altyapısı anlamında da yatırımcıya ciddi imkânlar sunacaktır. Uzun vadede devletin endüstri bölgelerine yönelik özel yatırım teşvik imkânları da mümkün olabilecektir.

Bilindiği üzere Ankara savunma sanayi ve havacılık ile yazılım sektöründe önemli kümeleri, girişim ve yatırımları bünyesinde barındırmaktadır. Söz konusu sektörlerdeki bilgi ve altyapı Ankara’ya oldukça yakın bir konumda olan Zonguldak için de bir avantaj teşkil edecek, bölgeler arası entegrasyon ve sorunsuz ulaşım bağlantılarıyla buradaki birikim hızlı bir şekilde Batı Karadeniz Bölgesinde yapılacak yatırımlara da aktarılabilecektir.