Tüketici güveni biraz kımıldasa da hala çok zayıf

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye İstatistik Kurumu ile Merkez Bankası’nın ortaklaşa gerçekleştirdikleri tüketici eğilim anketinden oluşturulan tüketici güven endeksi aydan aya küçük dalgalanmalar gösteriyor ve ağustos ayında bir miktar arttı.

Tüketici güven endeksine çok yakından bakar ve yalnızca bir önceki aya göre olan değişime odaklanırsanız, ağustos için durumun iyi olduğunu söyleyebilirsiniz.

Ama değerlendirmeyi daha geniş bir zaman dilimini dikkate alarak yapmakta yarar var.

Ayrıca şu detayı hiç unutmamak gerekiyor. Endeksin bir önceki aya göre artması ya da düşmesinden çok bulunduğu düzey önemli.

Tüketici güven endeksi temmuza göre yüzde 3.1 arttı ve ağustos ayında 58.3 oldu. Aylık performans yönüyle gayet iyi bir gelişme. Ama ya düzey?

Tüketici güven endeksi 0-200 arasında değer alıyor ve 100’ün altındaki değerler kötümserliğe, 100’ün üstü ise iyimserliğe işaret ediyor.

Peki ağustosta o aylık yüzde 3.1 artıştan sonra gelinen düzey ne; 58.3, yalnızca 58.3.

Hani iyimserlik sınırı olan 100 var ya 100, o düzeye ulaşabilmek için ağustos ayındaki endeksi tam yüzde 72 oranında artırmamız gerekiyor.

Bunu gerçekleştirmek hiç mümkün görünmüyor. Bırakınız kısa vadeyi, geçmişe bakarsak bunu uzun vadede gerçekleştirmek bile mümkün görünmüyor.

Tüketici güven endeksi 2004 yılından bu yana hesaplanıyor ve biz hiçbir ay iyimserlik sınırı olan 100’e ulaşamadık ki zaten... 90’ın üstünü bile ancak birkaç ay görebildik. O da 2004 ve 2005 yıllarındaydı.

Dolayısıyla eğilim zaten olumsuzken bizim 100 sınırının üstüne çıkmamız hiç ama hiç mümkün görünmüyor.

En kötü yıl yaşanıyor

Biraz önce de belirttik, tüketici güven endeksi 2004 yılından beri hesaplanıyor. Aylık endekslerin aritmetik ortalamasıyla oluşturulan yıllık endeks şimdiye kadar en yüksek düzeye 93.5 ile 2004 yılın da ulaştı.

İzleyen üç yılda da endeksin 80’in üstünde kaldığını gördük.

2008 ve 2009’daki küresel krizde endeks 65-66 düzeylerine indi. Sonra bir toparlanma ve 2015’ten itibaren yine bir düşüş.

Tüketici güven endeksinde geçen yılı 67 düzeyinde kapattık. Bu yıl ise olumsuzluk rekorunun kırıldığı yıl olarak kayıtlara geçti.

2019’un ilk sekiz ayındaki ortalama endeks 58.3 oldu. (Değerde bir yanlışlık yok, ağustos endeksiyle aynı.)

2004’ten beri hesaplanan tüketici güven endeksi geçen yıl sonuna kadar geçen 15 yıllık dönemde yıl ortalaması bazında hiç 60’ın altına inmemişti. İşte 60’ın altı ilk kez bu yıl yaşandı.

Yılın kalan dört ayında yüksek gerçekleşmeler yaşanır ve takvim yılı bazında 2019’u 60’ın üstüne taşımak mümkün olur mu bilinmez ama bunun pek mümkün görünmediği de ortada.

Tüketici güveni yerlerde sürünürken ne iyi gidebilir ki!

Tüketici ekonomiye güven duymuyor, bu çok somut olarak ortada. Üstelik bu sonucu veren çalışmayı yapan ne özel sektör kuruluşu, ne bir medya organı, ne bir üniversite. TÜİK ile Merkez Bankası’nın yaptığı çalışma söylüyor bunu.

Devletin iki kurumu vatandaşın ekonomiye güven duymadığını ortaya koyuyor. Böyle bir çalışma olmasa bile piyasada bu durum zaten gözleniyor.

Genel olarak tüketim düşük; ev de az satılıyor, otomobil de, beyaz eşya da.

Talep düşük olunca haliyle üretim de ona göre düşük seyrediyor.

Zincirleme bir olumsuzluk işte...

Tüketicinin güveni yerine gelmeden, hadi hiç olmazsa gelir gibi olmadan ekonomiyi canlandırmak mümkün olmayacak, bu da açık.

Dolayısıyla ister faizleri düşürün, ister başka özendirici önlemler almaya çalışın, ekonomideki gidişatı öyle bugünden yarına değiştirmek mümkün değil; özellikle de vatandaşın kafasındaki gelecek kaygılarını dağıtmadan yol almak hiç mümkün değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar