Gündem

Akşener'in danışmanı: Yetsin artık bu kutuplaştırıcı hadsizlik

"Bu şakanın kameralarını nereye gizlediniz?"

23 Ocak 2018 03:46

İyi Parti Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener'in basın danışmanı ve Yeniçağ yazarı Murat İde, Türkiye'nin Afrin'e yönelik olarak başlattığı operasyonu değerlendirdi. İde, "Bu operasyon ne fetih, ne din ne de herhangi bir mezhep tebliğidir" ifadesini kullanarak, "Bu tamamen zorunlu, tepeden tırnağa haklı bir güvenlik operasyonudur" dedi.

Askerler üzerinden kişisel hesap yapanlar için "adalet her zaman tecelli eder" ifadesini kullanan İde, "Yetsin artık bu kutuplaştırıcı hadsizlik" diye yazdı.

İde'nin "Teşekkürler sayın Başbakan..." başlığıyla (23 Ocak 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Dikkat buyrun, ağzını açan, "Askerimiz arazide, operasyonda.. Şimdi susma zamanı" diye başlıyor söze.. Ama bunu diyenleri susturabilene aşk olsun..

Örnek mi? Yukarıdan başlayalım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan..

Milli bir mesele koyuyor adını, doğaldır ki operasyonla ilgili 'Milli Mutabakat' arıyor..

Ancak, "Milli bir meselede, Milli mutabakat" ararken, bütün Milli unsurlara veriyor ayarı.. Ettiği her sözü, attığı her adımı onaylamayana yapıştırıyor yaftayı; gayrı milli ve hain..

Üstelik mesele milli ama konuşma yaptığı yer parti kongresi, arkasındaki fotoğraf parti amblemi..

**

Bir başka örnek..  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.. O da Afrin operasyonunun milli bir mesele olduğunu, herkesin dikkat etmesi gerektiğini söyleyerek başlıyor.. Ki haklı.. Sonra? Sonrasında başlıyor bombalamaya;

-Kemal bey halt etmiş.. İP'liler,(İYİ Parti) yazıklar olsun size..

Devlet bey bunları söylerken, Kemal Kılıçdaroğlu (fikri haklarım saklı) Berlin'deki salonun atmosferine rağmen, tam destek deyip, askerlerimiz için duacı oluyor..

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, evinde askerlerimiz için namaz kılıp, Kur'an okuyor..

**

Bakıyorsunuz Bakanlar da aynı cümlelerle başlıyor konuşmalarına;

-Askerimiz operasyonda.. Şimdi dua zamanı..

Hay hay.. Elbette askerimiz sahaya çıktığında dualarımız eksik olmayacak dilimizde.. Peki ya sonrası;

-Eski Türkiye, eski defterler çoktaaaan kapandı..

Al sana, milli duruş talebinin ardına, parti sloganı.. Sonra da pyd operasyonunda milli mutabakat beklentisi..

**

Bunlar küçük bir bölümü.. Ağzını açan 'Milli mesele' diyor, 'Milli mutabakat' diyor ama mutabakat sağlanamasın diye elinden geleni yapıyor..

E bu tavır da yankısını yaratıyor.. Operasyon konusunda milli mutabakat bekleyenlerin, mevzuyu iç siyasete tahvili, doğal olarak toplumun bir bölümünde tepki yaratıyor..

Bayrak önünde yapılası konuşmalar, parti kongresinde parti amblemi önünde yapılınca..

Hepimizin geleceğini ilgilendiren bir operasyon, kendi siyasi geleceklerine yatırım aracı gibi kullanılınca..

Milli mesele demekten yorulmayanlar, seçim konuşması gibi seslenince..

Ne milliliği kalıyor işin, ne mutabakatı..

Sorun, milli diyenlerin yabancısı olduklarını bildiğimiz 'Millilik' anlayışı, mutabakat arayanların, milletin tamamıyla 'mutabık' olamayışı..

**

İşte bu yüzden 'Teşükkürler sayın Başbakan' diye yazdım başlığa..

Çünkü konuşmasında, muhalefete, verdiği destekten ötürü sadece o teşekkür etti.. Mutabakatın ilk ve tek adımı ondan geldi..

Bu olması gereken.. İşin tuhaf yanı, Başbakan bile muhalefete teşekkür ediyor, bir muhalefet partisi ise muhalefete saydırıyor..

Biri söylesin Allah aşkına;

-Bu şakanın kameralarını nereye gizlediniz?

Herkesin PYD'si var iyi mi...

Fırat'ın doğusundaki PYD'nin sahibi ABD ile papaz olduk.. Yıllardır bölgede pkk, pyd, peşmergeyi eğitiyor.. Gıkı çıkmadı AKP iktidarının.. Hatta 'Stratejik ortak'tık ABD ile..

Ne zaman ki, Zarrab davası sıktı canlarını, ABD oldu sana terörist destekçisi..

Küstük ABD'yle.. (Ki bana göre çoktaaaan küsmeliydik ve terör ilişkileri yüzünden küsmeliydik)

Küstük ve onu bölgede gıcık eden Rusya'yla kanka olduk..

Sorarım size, sebebimiz pyd-pkk ilişkisi olsaydı, ABD ile küsen iktidarımızın, pyd'ye Moskova'da büro açan Rusya ile de küsmesi gerekmez miydi?

Yok.. Rusya'yla hâlâ kankayız.. Bakmayın siz Türkiye'yi yanlarında tutarak bölgedeki nüfuzlarını genişletmeyi hedeflemeseler, Afrin'deki unsurlarını da çekmezlerdi.. Hem Türkiye'yi kazanıyor hem ABD'yi sıkıştırıyorlar..

**

Sonuç? Sonuç şu, pyd'nin Fırat'ın doğusundaki hamisi ABD ile gırtlak gırtlağayız.. Aynı pyd'nın Fırat'ın batısındaki hamisi Rusya ile koyun koyuna..

Aklımda deli sorular;

1-Sebep pyd ise neden doğudaki hamisiyle küsüyoruz da batıdaki hamisiyle müttefikiz?

2-Neden, operasyonu batıda Rusya'nın pyd'sine yaparken, doğudaki hami ABD'ye atıp tutuyoruz?

3-kürdistan projesini düşündüğünüzde, Suriye'nin toprak bütünlüğünü isteyen, istemesi gerekenler kimler?

-Türkiye ve Suriye..

Peki, Afrin operasyonu konusunda, kürdistan peşindeki pyd-pkk'ya ofis açan Rusya'yla, silah veren ABD'yle mutabıkız da, toprak bütünlüğünü korumak isteyen Suriye ile niye düşmanız? (Suriye'den kasıt devlettir..)

Ve 4- 'Afrin benim operasyon alanım değil' diyerek, adeta Rusya ve Türkiye'ye nanik yapan ABD, bu sürecin sonunda, pyd'nin tamamını kontrol altına alarak, nüfuzunu kıran Rusya'yı bu alanda devre dışı bırakmayı hedefliyor olabilir mi?

**

Heyo meyo, vurduk girdiklerin arasında belki de,  üzerinde düşünmemiz gereken gün ve adımlardayız..

Bölge Ortadoğu ve dengeler çok karışık..

Dün, Esad'a gıcık olup ABD'nin oyununa geldik.. Sonra Rusya'ya kızıp ABD'yle kolkola girdik.. Şimdi ABD'ye kızıp, geciken bir işi yapıyoruz ama sonrasını iyi hesaplamamız gerekiyor..

Stratejik derinlikte boğulmak üzere olan bir millet olarak haklı bir kaygımız var çünkü..

Bu kıymetli operasyonun sonunda da çırak çıkmayalım da..

**

Varol Ülkü Sincar..

Sosyal medyada yorumlar, kavgalar havada uçuşuyor..

Bu kakafoni arasında Nobel ödüllü ailenin bir evladından, Ülkü Sincar hanımefendiden ferahlatan ve 'Ortak akıl' nedir sorusunun cevabı bir yorum okudum.. İzniyle bazı başlıkları paylaşayım..

Diyor ki Ülkü hanım;

-Vatansızlara, kimliksizlere söyleyecek sözüm yok..  Bu can pazarından, canını ortaya koyanlar haricinde kimseye kahramanlık çıkmaz.

-Vatanın varlık sorunu, sınır korunacak noktaya gelinmesi, bunun için evlatlarımızdan can siperi kurmak dahi, başarısızlık kelimesinin başlı başına yaşayan halidir.

-15 yılın siyaset sahnesi, bugünün kahramanı değil,sorumlusudur, asil bir duruş olan susmayı denemelidir.

-Bu operasyon ne fetih, ne din ne de herhangi bir mezhep tebliğidir.. Bu tamamen zorunlu, tepeden tırnağa haklı bir güvenlik operasyonudur.

-Ön siperdeki Mehmet üzerinden kişisel hesap yapmaya tevessül edenler unutmasın ki; dün beddua ettikleri insanlara bugün dua ettiren İlahi Adalet şüphesiz her zaman tecelli edecektir. Yetsin artık bu kutuplaştırıcı hadsizlik..

**

Altına imza atmayan var mı?