20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP yükselişte olsaydı Afrin ‘seçim’i yapardı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli...

Türkiye’yi 66’ya bağladılar.

Biri “erken” dedi.

Diğeri “hızlandırılmış” istedi.

Sonuç: O an itibariyle 66 gün sonra...

24 Haziran 2018’de sandığa gidiyoruz.

***

İkisi de “erken”e karşıydılar.

En azından öyle söylüyorlardı.

Fakat: 30 dakikada anlaşıverdiler.

Hiç öyle göstermiyorlardı

İkna olma kapasiteleri yüksekmiş.

***

Yok “danışıklı”ydı...

Yok “istişare etmediler”...

Artık bunlar ayrıntı.

***

İktidarlar seçimi niçin erkene alır?

Bir: Kar etmek için.

Yani destekleri yükseliştedir.

İki: Zararı azaltmak için.

Yani oyları erimeye başlamıştır. Özet: Biri beklenti... Diğeri endişedir.

***

Şimdi soru şudur: AKP ve MHP... Beklentiyle mi yola çıktılar... Yoksa endişeyle mi?

***

Elimizde iki ölçü var.

Biri: Siyasi.

Diğeri: Ekonomik.

***

Siyasetle başlayalım.

Savaş: En büyük siyasettir.

TSK bu yılın başında....

Afrin’de bir harekat yürüttü.

20 Ocak 2018’de başladı.

18 Mart’ta tamamladı.

Sonuç: 58 günde...

PKK/PYD kantonlarından en batıdakini tasfiye etti.

Afrin: Aslında Amerikan koridorunun Akdeniz halkasıydı.

Yani: Amerika’nın ileri karakolu dağıtıldı.

***

Özet: TSK harekatı bir başarı hikayesiydi.

Karşılığı vardı elbette.

Askeri olarak TSK’nın siciline....

Siyaseten AKP hükümetinin karnesine yazıldı.

Bütün savaşlarda böyledir.

***

Pek çok çevre düşündü ki...

Tayyip Erdoğan zaten beklenen hamlesini yapacak...

Afrin rüzgarıyla “erken seçim” diyecekti.

***

Öyle olmadı nedense.

Tayyip Bey “erken”i değil ima etmek...

“Zamanında seçim” vurgusu yaptı. Bu yüzden AKP’li bazı yorumcular...

Erdoğan’ın “zamanında seçim” prensibine övgüler dizdiler.

***

İşin gerçeği neydi?

O günlerde kulislerde konuşulan başkaydı.

Evet, Afrin rüzgarı AKP’nin yelkenlerine ulaşmıştı.

Asgari 5 puanlık bir yansımadan söz ediliyordu.

Fakat: Sorun başka yerdeydi.

AKP başka nedenlerle... Hızlı olmasa bile... Oy da kaybediyordu. Yani: Afrin kazancı... AKP’nin diğer kayıplarını zor karşılıyordu.

***

Söylenen: Oy kaybının temel nedeni ekonomiydi.

Son bir yılın büyüme politikası...

Belli toplum kesimlerine yönelik iyileştirme çabaları...

Taşeron işçilerini kadroya almak gibi...

AKP’nin erimeye karşı çare arayışıydı.

***

En önemlisi: 2017 yılı büyümesi.

Resmi rakam: Yüzde 7.4

Son 6 yılın zirvesi. Hem de açık ara.

***

Önceki yılların büyüme rakamları açıkça gösteriyor.

2012: Yüzde 2.1

2013: Yüzde 4.2

2014: Yüzde 2.9

2015: Yüzde 4.0

2016: Yüzde 2.9

2017: Yüzde 7.4

***

Rakamlar niçin önemli?

Şundan dolayı.

Türkiye’nin çok partili siyasi süreci diyor ki...

Seçmenler tercihlerini en çok ekonomi değiştiriyor.

***

Taze örnek: 2001 ekonomik krizi. Krizin yarattığı siyasi deprem...

Hem “Karaoğlan” Bülent Ecevit’i...

Hem de orta sağı bütünüyle tasfiye etti. Türkiye’yi 60 yıldır onlar yönetiyordu.

Yerlerini... Şaşırtıcı bir şekilde İslamcı sağ aldı.

***

Ekonomi-siyaset ilişkisini...

Tayyip Bey de iyi biliyordu elbette. Bu yüzden pastayı büyütmeye abandı.

Fakat “hormonlu” büyüme bile dengeleri bozdu.

Türk ekonomisinin bir başka derdi... Döviz açığı fırladı bu kez.

Ödemeler dengesi ya da cari açıktan söz ediyorum.

***

2015 ve 2016’da 32 milyar dolar olan açık...

2017’de tam 47.1 milyar dolar oldu.

2018’in ilk ayında da yükseliş sürüyor.

Şubat itibariyle 53.3 milyar dolara dayandı.

***

Farkındayım... Yazıyı rakamlara boğdum.

Fakat durumu anlatmak durumundayım.

Erdoğan’ın önündeki tablo şöyle:

Ekonomi büyümezse seçmen küsüyor.

Büyümek için de dış borç alıyor.

Bu da dövizi yükseltiyor.

Yüksek döviz de halka enflasyon olarak geri dönüyor.

Seçmeni enflasyon da küstürüyor. Ekonomi politikası değişmedikçe tam bir çıkmaz.

***

AKP iktidarı ne yapıyor bu durumda?

Eldeki avuçtakini özelleştiriyor.

Böyle böyle...

Cumhuriyet Türkiye’sinin 80 yılda biriktirdiklerini...

Hem de en karlı olanları elden çıkardılar.

60 milyar dolarlık kamu malını sattılar. Bu yüzden: Şimdi de şeker fabrikalarını özelleştiriyorlar.

***

Özet: Tablo öyle gösteriyor ki... AKP-MHP ortaklığının erken değil “hızlandırılmış” seçim kararı... Ekonomiden kaynaklanan... Zararı azaltma operasyonudur.

Ekonomiyi... Krizi patlatmadan iki ay götürebileceklerini düşünüyorlar.

***

Seçime...

Aday belirlemeye...

Doğru dürüst kampanyaya hiç pay bırakmamalarına gelince...

AKP-MHP başarırsa...

Bütünüyle hukuksuz bir döneme gireceğimizi gösteriyor..