Akıllı rakip

Çok ama çok eski zamanlar… İnsan beyni gelişimini henüz tamamlamadı, ama nesiller boyu dirhem dirhem de olsa büyüyor. Ve binlerce yıl önce beyin şimdiki boyutuna çok yakın bir büyüklüğe eriştiğinde empati yeteneğimiz de gelişmeye başlıyor. Yani kendimizi başkalarının yerine koyabiliyoruz. Onları anlama şansını elde ediyor insan. Zihinlerindekileri okuyabiliyor. Söz konusu insan olunca bu büyük devrimi olumlu olduğu kadar olumsuz alanlarda da kullanıyoruz elbette. Mesela savaşlar, düşmanlıklar, rakipler söz konusu olduğunda çok işe yarıyor bu empati yeteneğimiz. Kendimizi rakip ya da düşmanın yerine koyabiliyoruz artık. Bu durumda da binlerce yıl önce bile olsa, onun asıl amacının ne olduğunu öğrenebiliyoruz. Rakibin ya da düşmanın gücünü, yeteneklerini, stratejisini, taktiklerini, azmini, dayanma kapasitesini, zayıf yanlarını öğrenebilme şansını veriyor bizlere bu yeni yetenek. Yani rakip hakkında maksimum bilgiyle savaşa girme şansı doğdu ta o zamanlar. Ve elbette ki kazanma ihtimali arttı.

İnsanlık bu yeteneği binlerce yıl önce kazandı. Roma imparatorları, İskender, Attila, Hanibal, Pers imparatorları, Mısır firavunları, Hititler, antik uygarlıklar bu yetenekleri sayesinde rakiplerini yere serdi.

Önyargısız bir şekilde düşün. Duygularının ve öfkenin esiri olmadan rakibi çöz ve savaşa ondan bir adım önde başla. Başarı şansın en azından ondan daha yüksek olacaktır. Bu seni akıllı rakip yapar. Bu kadar…

Birkaç gün önce ekranda önemi kendinden menkul bir siyasetçi çıktı karşıma. Sövüp sayıyor rakibine. Tehdit ediyor, küçümsüyor, aşağılıyor, hakaret ediyor… Ancak anlaşılıyor ki, rakibi hakkında elinde bilgi yok. Empati yeteneğini kullanamıyor ve "normal koşullarda" yenilmesi mukadder. Buralarda hayat tuhaf… Binlerce yıl önce insanlığın hallettiği bir meseleden haberi yok, ama "lider" işte…

***

BEYEFENDİ

Balta girmemiş orman

Yaşadığı uzun yıllar ona artık bir yol ayrımında, dahası bir patlamanın eşiğinde olduğunu hissettiriyordu. İçinde heyecanla harmanlanmış belli belirsiz bir tuhaf sıkıntı, endişelerini artırıyordu. Zamanın ruhu diye tekrarlayıp duruyordu gecenin içinde, ona uygun davranmak lazım, pratik hayatın dışına savrulmamak için. Büyük adamlar gibi keşfedeceği yeni bir fikirle, dünyayı değil ama kendini değiştirebilirdi. Bu mümkün diyordu içindeki ses. Kendini değiştirebilirsin. İçine kulak ver. Orada yaşananları, keşfedilmeyi bekleyenleri, hiçbir zaman farkına varamadıklarını anlamaya çalış. Ama nasıl diye acı veren bir soru döküldü dudaklarından hemen sonra. Bundan sonra ne yapmam gerektiğini çözmem için beynimi başka her şeye kapatmam lazım. Tek düşünmem gereken sessiz mi sessiz bir ortamda, bundan sonraki hayatımda bana rehberlik edecek yeni bir düşünce. Ve yine o soru. Ama nasıl olacak bu? Evet, sessiz ortam mümkün dedi. Ama çok zor olmalı bu iş. Zira bizi biz yapan muhtemelen 5 bin kadar karakter özelliği var. Ve bunların çoğu kalıtsal… Kimi yakın, kimi uzak atalardan miras. Bunlar yaşadıklarımızla da harmanlanır, karışır, birbirinin içine girer ve zamanla kişiliğimizi oluşturur. Gerçek bir balta girmemiş orman diye düşündü. Ve doğru yol burada. Tek bir doğru yol… İşte ben bunu bulmak zorundayım diye söylendi Beyefendi.

Gecenin sessizliğini duyularını başka her şeye kapatarak mutlak sessizliğe çevirmesi gerekiyordu. Aklını, zekasını, o ana kadar yaşadığı, deneyimlediği her şeyi deveye sokmalıydı. Ama yine de yetmez bunlar dedi içindeki ses:

İçgüdülerin ve sezgilerini de devreye sokmalısın. Onlar seni içinde bulunduğun bu ormandan açık alana, düzlüğe sağ salim çıkaracaktır.

Ve kapattı gözlerini…

***

İŞTE O KADAR

Belirli bir amaç taşımayan her hayat bir hatadır.

***

OKUYUNUZ

basliksiz-1-070.jpg

"Tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mâni olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir. Atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur."

İlber Ortaylı "Gazi Mustafa Kemal Atatürk" adını verdiği bu ilk biyografisinde, yaşamının tüm yönleriyle büyük lideri anlatıyor…

Yazarın Diğer Yazıları