Akademisyenlikte vesayet sistemi kırıldı  Öğretim üyelerine yeni dönem başladı

Akademisyenlikte vesayet sistemi kırıldı Öğretim üyelerine yeni dönem başladı

‘Yardımcı doçentlik’ kadrosu yerine ‘Doktor öğretim üyesi’ kadrosunun yasalaşmasının ardından yeni dönemi, Eğitim Bir-Sen Konya 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin ve NEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu, gazetemize anlattı

‘Yardımcı doçentlik’ kadrosu yerine ‘Doktor öğretim üyesi’ kadrosunun yasalaşmasının ardından yeni dönemi gazetemize anlatan Eğitim Bir-Sen Konya 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin ve NEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu, yeni yasada bazı eksiklikler olsa da memnun olduklarını söylediler

 

‘Yardımcı doçentlik’ kadrosu yerine ‘Doktor öğretim üyesi’ kadrosunun ihdas edilmesini öngören, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek kanunlaştı. Kanuna göre, "yardımcı doçentlik" kadrosu yerine, ‘Doktor öğretim üyesi’ kadrosu ihdas edilecek.

yardinci.jpg

YENİ SİSTEM SEVİNDİRİCİ

‘Doktor öğretim üyesi’ kadrosunun ihdas edilmesini gazetemize değerlendiren Eğitim Bir-Sen Konya 2 Nolu Başkanı Şenol Metin, “1980 Askeri cuntasının kurduğu bir vesayet sistemi daha tasfiye oluyor” dedi.

senol-metin--(2).jpg

Yeni düzenlemenin tüm detaylarını anlatan Metin, “TBMM’de kabul edilen tasarı ile yardımcı doçentlik kaldırılarak yerine “doktor öğretim üyesi” unvanı getirilmektedir. Olması gereken yardımcı Doçentler için herhangi bir düzenleme yapılmasına gerek yoktu. Bu alandaki sıkıntı Doçentlik sürecindeki sıkıntılar idi. Cumhurbaşkanımızın talimatı Doçentlik sürecinin önündeki engelleri kaldırın idi. Ancak ne yazık ki Yükseköğretim sistemimizdeki çok başlılık ve koordinasyon sorunlarına birde bürokrasinin klasik kriz üretme kapasitesi eklenince çok basit bir talep, kriz haline geldi. Buna rağmen Yardımcı doçentlik için bir düzenleme zorunluluğu var ise mevcut yardımcı doçentler için 5-6 yıllık bir geçiş süreci öngörülmeli idi. Yine de dünyada örneği olmayan doktor öğretim görevlisi gibi garabet bir akademik kadrodan doktor öğretim üyeliği gibi nispeten daha makul bir çözüm bulunmuş olması sevindiricidir” dedi.

VESAYET SİSTEMİ SONA ERİYOR

Bu son değişikliğin en önemli etkisi doçentlik sözlü sınavının kaldırılmış olması olduğunu söyleyen Şenol Metin,  “Eser incelemesinden geçen Bilim İnsanlarının doçent unvanını almasıdır. İlk tasarıda icat edilen Doçentlik Yeterlilik Belgesi gibi ucube bir belgeden vazgeçilmesi de olumludur. Bununla birlikte doçentlik kadrolarına atanmada üniversitelerin sözlü sınav dahil yeni kriterler getirme yetkisi önemli bir sorundur. Üniversitelerimizin bu hataya düşmeyeceklerini ümid ediyoruz. Sendika olarak nesnel olmayan, yeni vesayet odağı üretecek olan düzenlemelere kayıtsız kalmayacağımızı ve sürecin takipçisi olacağımızı ifade etmek istiyorum. Ayrıca eser incelemesi sürecinde tesis edilmeye çalışılacak yeni tür vesayetle, idari yargı dahil her türlü araçla mücadele edilecek ve nesnel bir çerçeveye oturtulması için çaba göstereceğiz. Yükseköğretim Kurulu bir yönetmelikle bu düzenlemeyi yapabilir ve bekliyoruz” diye konuştu.

GEÇİCİ MADDE EKLENMELİ

Yeni uygulamanın detaylarını anlatmaya devam eden Şenol Metin şöyle konuştu, “Akademik yükselme süreci içinde akademik yeterliliğin ortaya konulduğu unvanın alınması ile akademik kadroya atanma sürecinin prosedurel hale getirilmesidir. Her bir kadro için ayrı bir başvuru sürecinin tesisi gereksizdir. Bu çerçevede, bir üniversitede çalışan bir yardımcı doçent/doktor öğretim üyesi, doçentlik unvanı aldıktan sonra, başka bir işleme gerek kalmaksızın bulunduğu üniversitede doçent olarak atanabilmelidir. Benzer şekilde doçent, profesörlük şartlarını taşıdığında otomatik olarak profesör kadrolarına atanabilmelidir. Doçentlik sınavı kalkacağı için eser aşamasından geçen herkesin doçentlik unvanını alacağı ifade edilmiş olsa da farklı yorumlar nedeniyle uygulamada sorun yaşanmaması için 2547 sayılı Kanun’a bu hususta bir geçici madde eklenmelidir”

GÖÇEN BEYİNLER GERİ ÇAĞIRILMALI

Metin yeni dönemde ÖYP programı kapsamında ülkeden giden beyinlerin de tekrar çağrılması konusunda şunları söyledi; “Devletin sözünü yere düşüren bir uygulama da OYP; önerilerimize rağmen Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında Türkiye’nin en nitelikli insan kaynağı olan, beyin gücünü ifade eden bu akademisyenlerin daimi kadrolara atanmaları sağlanmalıdır. Araştırma görevlileri dahil doktoralarını tamamlamış öğretim elemanlarının doktor öğretim görevlisi kadrolarına atanmaları sağlanmalıdır. Her şeye rağmen doçentlik sözlü sınavı üzerinden tesis edilen bir vesayet odağını tasfiye etmesi nedeni ile bu düzenleme olumludur”

 

onder-kutlu.png

KUTLU; AKADEMİSYENLİK SAYGI KAZANACAK

"Yardımcı doçentlik" kadrosu yerine "doktor öğretim üyesi" kadrosunun ihdas edilmesini olumlu yönde değerlendiren Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu, ‘Cumhurbaşkanımızı öncülüğünde talimat verilen ve YÖK’ün girişimleriyle TBMM tarafından kanunlaşan  "doktor öğretim üyesi” tasarısı saygıyla karşılıyoruz’ dedi.

CUMHURBAŞKANIMIZ HER ZAMAN SÖYLEDİ

Yardımcı Doçentlik uygulamasının uzun süreden beri tartışıldığını söyleyen Kutlu, “Bu konuda sonuca ulaşmada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı etkili oldu. Bu uygulamanın baştan bu yana yanlış olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini söylüyordu. Yıllarca yardımcı doçentlik kadrosunda bulunup üretim yapmayan, araştırmalarda bulunmayan akademisyenler bulunuyordu. Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi de Firari Adil Öksüz’de görmemiz mümkündür” diye konuştu. 

GERÇEK AKADEMİSYENLİK BAŞLIYOR

Yeni düzenlemede çok fazla değişiklik olmamasına rağmen Sözlü doçentlik sınavının kaldırılması sevindirici olduğunu belirten Prof. Dr. Kutlu, doçent olabilmenin ise daha hızlı gerçekleşeceğini söyledi. Akademisyenlikte hiyerarşinin önemine değinen Kutlu, “Bundan sonra "doktor öğretim üyesi’ uygulamasıyla artık daha güzel ve verimli çalışmalar yapılarak doçentlik unvanı alınacak. Burada önemli olan objektifliğin sağlanması gerekiyordu. Bu da zaten son dönemlerde adaletsizlikler ortadan kaldırıldı. Özellikle genç akademisyenler "doktor öğretim üyesi’ olarak geniş çalışmalar yapacaklar. Bu uygulama doçentliği kolaylaştırdığı için teşvikler de artmış olacak. Bazı çevreler "doktor öğretim üyesi’ ile akademisyen olmanın kolaylaşacağını söylüyor. Bu tamamen yanıltıcı bilgidir. Tam aksine "doktor öğretim üyesi’ ile büyük ve verimli çalışmalar yapılarak tam bir akademisyen olunması sağlanacak. Eğer akademisyenlik kolaylaşırsa bu akademisyenlere olan saygınlığı kaybeder. Bunun için bu program daha geniş kapsamlı bir akademisyen yetiştirmesine vesile olacaktır.  İlim camiası bozulduğu zaman arkasından toplum bozulması başlar. Yeni kanunda bunlara da çok dikkat edildiğini görüyoruz. ‘Doktor öğretim üyesi’ kanunuyla akademisyenlerin  daha donanımlı olunması esas alınmış olduğunu görmekteyiz. Bundan sonra akademisyenler daha çok çalışarak daha hızlı doçentlik olacaklar. Bu uygulamayla birlikte Doçentlik artacağı için dünya akademisyenler arasında Türkiye’nin saygınlığı artacaktır” dedi.

UYGULAMADA DEĞİŞİKLİKLER OLABİLİR

‘Doktor öğretim üyesi’ kadrosunun ihtisas edilmesinin ardından eksik olan yerlerin önümüzdeki yıllarda görülmesi halinde değişiklikler olabileceğini söyleyen Kutlu, “"doktor öğretim üyesi’ uygulamasıyla eksiklikler veya değişmesi gereken yerler olursa bunu hep birlikte göreceğiz. Bu uygulamayla ortaya çıkan eksikliklerin düzenlemesi ise herkes için daha iyi olacağını düşünüyoruz. Çünkü 1982 yasasından günümüze kadar değişiklik olmuyordu. Bundan sonra daha güzel ve verimli akademisyenlikle karşılaşacağız” şeklinde konuştu. Servet R. Çolak – Memleket 

 

 

‘Doktor öğretim üyesi’ kadrosunun ihdas edilmesiyle birlikte; Doktor öğretim üyesi; doktora çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanı veya Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlilik kazanmış olan, akademik unvana sahip kişi olarak tanımlanacak.