AK Parti'de politikayı kim belirliyor?

İktidar partisinin üç milletvekili var. Biri Bakan, diğer ikisi de etkili milletvekili… İl Başkanı da son yılların en ‘muktedir’ il başkanı. Merkez’de iki de ilçe başkanı var. Başta ‘stat meselesi’ olmak üzere son döneme baktığımızda partinin izleyeceği politikayı ilçe başkanlarından Volkan Doğan’ın belirlediğini söylemek yanlış olmaz. Doğan’ın sosyal medya üzerinden Kurt’a verdiği mesaj, sadece iktidar partisinin politikasını değil kentin gündemini de belirledi. Doğan’ın hamlesi için bu yazımda bir değerlendirme yapmayacağım. Sadece bu durumun ne kadar ‘sağlıklı’ olduğunu sorgulamak istiyorum. Bakan var, güçlü vekiller var, muktedir bir il başkanı var ama politikayı ve gündemi ilçe başkanı belirliyor. Bana biraz ‘enteresan’ geldi.
 
Ahmet Ataç tam istedikleri gibi davranıyor!
Ahmet Ataç önümüzdeki yerel seçimde Büyükşehir’i düşünüyor. Çoğu CHP’li hatta pek çok seçmen gibi ‘hak ettiğini’ de düşünüyor. Ama fakat lakin… Birilerinin öyle düşünmediğini biliyor! Büyükerşen’in Kazım Kurt’u Büyükşehir adayı yapacağını hissediyor! İşte bundan sonra bildiğimiz, tanıdığımız Ataç gidiyor yerine bambaşka bir Ataç geliyor. Yaklaşık iki yıldır işte o Ataç’ı izliyoruz. Ne yapıyor Ataç diye merak eden varsa Büyükerşen ve Kurt ne istiyorsa, neyi hayal ediyorsa, keşke şunu yapsa, bunu konuşsa dediği ne varsa hepsini yaptı, yapıyor. Uzaktan ve tarafsız bir gözle baktığım zaman gördüklerim böyle.
 
Biri Alpay Hoca’yı durdursun
Malatya maçından sonra da yazdım. Eskişehirspor kritik bir sezon geçiriyor. Ne olursa olsun her şeye rağmen ‘mantıklı ve sabırlı’ olmak zorundayız. Camianın çoğunluğu da böyle davranıyor. Alpay Hoca hariç! Futbol bilgisi, teknik adamlığı hakkında ahkâm kesecek değilim ama fakat lakin… Hoca, yerinde duramıyor. Hoca kendine hâkim olamıyor. Hoca çabuk öfkeleniyor. Hoca her maç yüreğimizi ağzımıza getiriyor. Hoca hakemlerle ‘didişmekten’ etmekten maça konsantre olamıyor. Bu durum yavaş yavaş topçulara da yansıyor. Şu an en ciddi sıkıntımız Alpay Hoca’nın fevri hareketleri. Hoca’nın bu stresi kaldıramadığı çok net görülüyor. Halil Ünal bu soruna bir çözüm bulmalı.
 
Özkar’ın yedi hatası

• Sinan Özkar, yaklaşık bir yıldır CHP İl Başkanlığı yapıyor.
• Bu süre zarfında Özkar’ın yedi hata yaptığını düşünüyorum.
• 29 Ekim’de STK’lardan ayrı yürüyüş düzenlemesi
• Ahmet Ataç’a karşı ‘tarafsız’ olamaması
• Dursun Çiçek’i çağırıp salonu dolduramaması
• Özeleştirileri kamuoyu önünde yapması
• Eskişehir’in özel durumunu ‘unutup’ Kılıçdaroğlu’nun “Belediye başkanım da örgüt işlerine karışmayacak” cümlesini paylaşması
• Seçimi bir oy kazandığını çoğu zaman unutması
• Şehit cenazesi gibi duyguların yoğun yaşandığı bir ortamda neler olacağını düşünmeden siyaset yapmak istemesi

Not: Bu yazıyı 9 Kasım’da “Özkar’ın altı hatası” başlığıyla okumuştunuz.  
 
CHP’liler sınıfı ‘yıldızlı pekiyi’ ile geçti
İl Başkanı partilileri şehit cenazesine çağırırken olmadık laf etti. Kendisine, partisine, kentimize yakışmadı. Sinan Özkar işin nereye gideceğini hesap etmeden konuştu. Özkar “Katil PKK, işbirlikçi AKP” diyebilir. Böyle slogan atılabilir ama şehit cenazesinde değil. Aklı başındaki CHP’lilerin sağduyulu açıklamalarıyla herhangi bir üzücü olay yaşamadan meseleyi atlattık. Özkar’a ilk tepki CHP’lerden geldi. CHP’liler çok büyük oranda ‘korumacı’ davranmadı, ‘benim il başkanım’ demedi. Büyükerşen hemen açıklama yaptı, ardından İbrahim Arslan, Ahmet Ataç, Kazım Kurt… Arka arkaya tansiyonu düşüren açıklamalar yapıldı. Bir CHP’linin yarattığı kriz yine CHP’liler sayesinde büyümeden önlendi. Partiyi değil önce insanları, memleketi düşünen CHP’lilere teşekkürler.
 
Kazım Kurt’un yükselişi

• Daha öncesi de var elbette ama son dönemi ele alırsak 30 Mart 2014’te aday olduğu zaman başladı savaşmaya
• Başta CHP’liler olmak üzere pek çok kesimle mücadele etti
• İçeriden esaslı bir muhalefete rağmen seçilmeyi başardı
• Başta Caferoğlu olmak üzere ekibiyle çok uğraşıldı
• Tüm icraatları didik didik edildi, attığı adım eleştirildi
• AK Parti’nin en şahin ismi onun bölgesinde ilçe başkanıydı
• Bürokrasi sabah kalkınca yüzünü bile yıkamadan ‘Kazım Kurt’u nasıl engelleriz’ dedi
• Pati içi tartışmalara çekilmek istendi
• CHP’liler tarafından “aşırı CHP’li” olmakla bile suçlandı
• Büyük projelere el attı, istisnasız hepsinde ‘çelme ‘ takıldı
• Daha neler neler yaşadı ama kazım Kurt ayakta, yaşıyor, savaşıyor
• Neden? Çünkü ‘politika’ yapmayı biliyor, kaliteli ‘siyaset’ yapıyor
• Kim ne derse desin Kurt, bu şehirde ‘politikayı’ en iyi bilen isim
• Hatta ‘boynuz kulağı geçti’ bile denebilir

 
Geçmiş olsun Tevfik arkadaş
ESGROUP’un çalışkan isimlerinden Tevfik, bir süre önce rahatsızlandı. Tıp Fakültesi’nde başarılı bir operasyon geçiren arkadaşımız yakında taburcu olacak. İnşallah en kısa zamanda da aramıza yeniden dönecek. Çalışmayı seven arkadaşımız zaten uzun süre evde kalamaz! Başarılı çalışmalarıyla herkesin takdirini kazanan Tevfik’e Anadolu Gazetesi çalışanları olarak ‘geçmiş olsun’ diyoruz. Bekliyoruz Tevfik, dinlenme işini fazla uzatma!
 
Dijital durak dönemi başlıyor
Şehir içi ulaşımda otobüsleri kullanan pek çok arkadaşımızın yakındığı bir konuydu. Otobüslerin ne zaman gelip ne zaman gittiği belli değil. 10 geçe de gelebiliyor, 10 kala da gelebiliyor! Durakta otobüs beklemek çoğu zaman işkenceye dönüyor. Üstelik duraklar alabildiğine ‘açık’ olunca… Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Engin Çakmak, geçtiğimiz günlerde ‘dijital durak’ döneminin başlayacağı söyledi. Vatandaş beklediği otobüsün ne zaman durağa geleceğini bilecek. Geç de olsa bu hizmeti getiren Çakmak’a teşekkürler. Heyecanla bekliyoruz…
 
DP'liler gereğini yapsın
Önce İl Başkanı Nazım Dölekçekiç ardından da İlçe Başkanı Hüseyin Özcan iddiayı gündeme getirdi. Odunpazarı Belediyesi’nin HDP’nin ‘yasaklı’ eylemine otobüs tahsis ettiğini iddia ettiler. Kurt, rest çekti. Kim ne biliyorsa açıklasın dedi, yetmez savcılığa versinler dedi. Kurt cevabı Salı akşamı verdi. DP cephesinden ses çıkmadı. Dün Pazar toplantıları vardı. Konuyu hiç açmamışlar. Belli ki geçiştirmeye çalışıyorlar. DP’li başkanlar gereğini yapmalı. Ya herkesin duyacağı şekilde özür dilemeli ya da belge, bilgi ne varsa açıklamalı.
 
Montlar elimizde kaldı diyen Ataç’a
Şehir’den Özdemir Uçak’a konuşan Ahmet Ataç, “Bizi okullara sokmuyorlar! Montlar, botlar elimizde kaldı. Bir babayiğit çözüm bulsun” demiş. Bir Yozgatlı olarak ‘babayiğit’ kısmını sizlerin takdirine bırakarak şöyle diyorum…

• Muhtarlıklara gönderebilir
• Yasin Özkaya’ya arayıp SYDV’ye bağışlayabilir
• Alpu’ya gidip mevsimlik işçilerin çocuklarına dağıtabilir
• Kızılay’a verebilir
• Doğu ve Güneydoğu’daki ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilir
• Kimsesiz çocukları sevindirebilir
• Liste böyle uzayıp gidiyor. İstenirse 1001 yolu bulunabilir. Ataç, ‘depoda çürüyor, ne yapalım’ demesin. İlla okullara girip dağıtması gerekmiyor, çocukları sevindirsin…