Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2496.96
BIST 100
9623.32
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 May 2021

Ailemiz

Konuyla ilgili konuşan herkesin her fırsatta dile getirdiği konu ailenin önemidir. Kimimiz aile yuvasının kuruluşu esnasında yapılması gerekenleri, kimimiz yuvanın ayakta kalabilmesi için dikkat edilmesi lazım gelenleri vurgular. Hepsinin çok önemli olduğunu kabul etmekle beraber ailemizi tehdit eden tehlikelerle yeterince mücadele etmeden sağlıklı bir aile kuramayacağımız da bir hakikattir. Bizi bir arada ve ayakta tutan en önemli birimimiz/kurumumuz aile olduğu için herhalde, içeriden ve dışarıdan gelen saldırılarda aile hep hedefte olmuştur.

Ramazan ayına veda etmek üzereyken dikkatimizi yeniden kendimize/ailemize yoğunlaştırmamız gerekiyor. Çünkü ihmalin bedeli ve faturası ağır oluyor. Ailesinde ilgisiz ve sevgisiz kalan her birey başka arayışlar içerisine girebiliyor.

İçeriden ve dışarıdan gelen tehditlere karşı savunmasız kalan aile kurumu sendeliyor. Kavgalar evlerden taşıyor, sokağa yansıyor. Köşe başlarında birbirlerine şiddet uygulayan eşlere rastlanıyor. Cinnet geçiren baba ya da annenin aile fertlerini katlettiğine dair haberler maalesef eksik olmuyor. Bütün bunlar bize aileyi koruma gayretimizin hiçbir zaman azalmaması gerektiğini hatırlatıyor.

Prof. Dr. Ahmet AKIN, aile yapısını tehdit eden tehlikeleri 3M ile anlatır: “Medya, moda, mantalite.” Toplumda binde bir bile rastlanmayan sıra dışı, edebe ve ahlaka ters davranışlar insanlara filmlerle, dizilerle, değişik programlarla gösterildikçe-izletildikçe söz konusu yanlışlar yaygınlık kazanıyor, alenileşiyor, sıradanlaşıyor. Dini terbiyenin insana, günah işlese bile açığa vurmamasını tembihlemesinin hikmetini anlamak gerekiyor.

Toplumda olumsuz karşılığıyla caydırıcı etkisi olan kelime ve kavramlar “sevimli” sıcak ve olumlu olanlarla değiştirilince onların ihtiva ettiği anlamlardaki çirkinlikler de normal karşılanmaya başlıyor.

Gayrimeşru ilişki “seviyeli birliktelik”; “aldatmak” dost hayatı yaşamak; “zina etmek” kaçamak ya da çapkınlık yapmak olunca, aynı haram ve fiiller sevimli kelimelerle aynı olumsuz etkiyi yapmıyor. Kavramların genetiğiyle oynanarak basitleştirilen haramların Allah Teâla katındaki hükmü değişmiyor hâlbuki.

“Zina eden, mümin olarak zina edemez” buyurur Hz. Peygamber (s.a.v.). Bizim ona çapkınlık dememiz, kaçamak dememiz bu hakikati değiştirmez.

Günahlara alışmak en büyük tehlikelerden biridir. İnsan yavaş yavaş manen ölür ama farkına varamaz. Kurbağa ile ilgili bir deney anlatılır. Acımasız bir deney: Sıcak suya atılan kurbağa sıçrayarak bir hamlede sıcak sudan çıkar. Ancak soğuk su dolu tencereye koyulup da yavaş yavaş ısıtılınca kaynayan su ile beraber haşlanıp ölür.

Gençler hassastır, görünüşlerine daha çok önem verirler. Bir gence büyük paralar verseniz giydiremeyeceğiniz yırtık pantolonu “moda” diyerek giydirebilirsiniz.

Kendimize, ailemize yönelmemiz gerekiyor.

Çocuklarımızı medya ve modanın yönlendirmemesi için gönüllerine giden bir yol bulmak, tasavvurlarının İslam'la şekillenmesine çaba göstermek gerekiyor.

Kalpler Allah'ın elindedir.

Bize düşen gayret etmektir.