“Yabancı hâkim istetmeyin” başlıklı son yazımızda, AİHM’in, Anayasa Mahkemesi eski üyesi Alparslan Altan’ın -ve dolayısıyla diğer üye Erdal Tercan’ın- 15 Temmuz sonrası yargılanması sürecinde insan hakları ihlâlleri yapıldığını tesbit ettiğini yazdık.
Aynı gün, 15 Temmuz sonrasında TBMM tarafından, her ne anlama geliyorsa “Nurculuk uzmanı” olarak dinlenmiş olan iki rektörden biri olan hukukçu bir profesörün Cumhurbaşkanına yazdığı ve sosyal medyadan da yayınladığı bir açık mektuba muttali olduk.
Mektup ilginç. Bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu asrın siyasî müceddidi olarak gördüğünü söylüyor. Öbür taraftan da bu dönemin diğer yanlışlarından ve bilhassa adlî sistemdeki hatalardan ve kasıtlı hak ihlâllerinden bahsediyor. Ve bunlardan cumhurbaşkanını da sorumlu tutarak durumu düzeltecek adımlar atmasını istiyor.
Sonunda da, her halde ümidini kaybetmeye başlamış olacak ki, A’raf Sûresi’nin 164. âyetini hatırlatarak ikazlarını bitiriyor.
Âyet mealini şöyle vermiş:
“Onlardan bir grup dediler ki;
“Ne diye Allah’ın helâk edeceği ya da şiddetle azaplandıracağı bir gruba karşı öğüt vermeye devam ediyorsunuz?
“Dediler ki;
“Rabbinize karşı mazeretimiz olsun diye öğüt veriyoruz. Hem de belki Allah’ın emirlerine uyar ve yasaklarından kaçınırlar.”
Bu âyeti okuyunca aklımıza AİHM hâkimlerinin kendi içinde yaşamış olabileceği bir tartışma geldi.
Muhtemelen, içlerinden bazıları, Altan dâvâsının ve benzeri dâvâların görülmesi sırasında bu âyetin ilk kısmını manen tekrar ederek; “Bu Türk yargısı nasihatle adam olmaz. Boş verelim bu adamları. Allah onları bildiği gibi yapsın.” demiştir.
Buna karşılık diğer bazıları ise: “Hayır, Allah ne derse öyle olur. Biz ikaz vazifemizi yapalım ki yarın kurulacak Hak Divanı’nda mesuliyetten kurtulalım” demiştir.
Ya bizim hâkimler?
Biz yine aynı istek ve duâyla bitirelim.
Muhterem Savcılar ve Hâkimler,
Adalet önce haklıya hakkını vermek ve sonra da suçluya cezasını vermektir. O halde siz de kurunun yanında yaşı yakmayın. İnsan hakkı ihlâli yapmayın. Masumları korumaya öncelik verin. Suçluları cezalandırmak sonra gelsin.
Türk’ün şanlı tarihini canlandırın. İslâm’ın adaletini dünyaya gösterin. Bizi hür ve medeni Dünya ve bilhassa kaderimizi paylaştığımız Avrupa karşısında mahcubiyetten kurtarın.
Allah sizi tam adalete muvaffak kılsın. Amin.