Ahmet Şık'ın annesi: Hukuk devleti olsaydı oğlum ve Cumhuriyetçiler dışarıda olurdu, dimdik ayaktayız

"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan ve tutuksuz yargılanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki davanın ilk duruşması sona erdi. 

Gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra sonra başlayan davada mahkeme heyeti, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu,Yayın Danışmanı ve yazar Kadri Gürsel ve  muhabir Ahmet Şık ile Twitter’da "Jeansbiri" adlı hesabı kullandığı iddia edilen Kemal Aydoğdu'nun tutukluluk hâlinin devamına hükmetti. Mahkeme ara kararında Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Bülent Utku, Önder Çelik, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Avukat Mustafa Kemal Güngör, köşe yazarı Hakan Kara, Okur Temsilcisi Güray Öz, Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni  Turhan Günay ve çizer Musa Kart'ın ise tahliyesine karar verdi. Duruşma, 11 Eylül 2017'ye ertelendi. Tahliyelerine karar verilen yedi kişiye yurt dışına çıkış yasağı getirildi.

Tutukluluğunun devamına karar verilenlerden, Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık'ın annesi Fatma Şık, verilen karar sonrasında açıklama yaptı.

"Dimdik ayaktayım. Gıpta ediyorum, öyle bir evlat yetiştirdiğim için. Gerçekler yerini bulacak, oğlumu ve haklıları içeri tıkanlar, kendileri girecek içeriye" diyen Fatma Şık, şunları söyledi: 

"Şu Adalet Sarayı yazılı bina, adaletsizliklerin, çirkinliklerin, çirkefliklerin yeri… Kesinlikle adalet yok. Adalet satılmış. Burası hukuk devleti değil guguk devleti. Eğer burası hukuk devleti olsaydı benim oğlum, diğer Cumhuriyetçiler içerde olmazdı. Haksızlar, hırsızlar dışarıda, benim oğlum içeride. Bu ilk değil. Ama dimdik ayaktayım. Gıpta ediyorum, öyle bir evlat yetiştirdiğim için. Gerçekler yerini bulacak, oğlumu ve haklıları içeri tıkanlar, kendileri girecek içeriye. 2011’de de Zekeriya Öz’ler, diğer kaçanlar… 38 tane şikayet eden hakim, savcı vardı. Bugün 8’i firarda, 30’u FETÖ’culuktan içeride. Hepsi Allah kahretsin. Yaşasın adalet, özgürlük…"