Ahmet Dindar

Sizi orada bırakıp dönmek koyuyor be ustalar

25 Mart 2017 Cumartesi

Merhaba,

Fakülte sıralarından başlayan, neredeyse 35 yıldır güçlenerek devam eden dostluğundan güç aldığım, zekâsına ve sağduyusuna her zaman güvendiğim, toplantılarda herkesi dikkatle dinleyip final cümlesini söylemekten büyük keyif alan sevgili dostum, yol arkadaşım, kardeşim Akın,

Merhaba,

Sakin, mütevazı ve pozitif duruşuyla en zor zamanlarda bile güven veren, tanıyıp da sevmeyen, hakkında olumsuz tek bir cümle kurabilecek bir kişinin bile olabileceğini sanmadığım, her pazartesi sırf kulaklarını çınlatmak, masada yanımızda olduğunu hissetmek için kızarmış tahıllı ekmek ve söğüş salata isteyip, “kızartmanın üstüne yoğurt mu yoksa sos mu önce konur?” tartışması yaptığımız kadim dostum, yol arkadaşım sevgili Mıstık,

Merhaba,

Yine uzun yılların dostu, yol arkadaşı, belkemiği hep sapasağlam kalan, yıllar önceden oğlumun ismine esin kaynağı olacak kadar sevdiğim dostum Bülent Utku,

Merhaba,

Ya bir duruşma kapısında, ya bir toplantıda ya da bir yemekte yolumuzun kesiştiği, hukuksuz bir şekilde sabaha karşı evinden alınıp Silivri zindanında iskâna mecbur tutulan Cumhuriyet ailesinin gurur kaynağı sevgili dostlar...

Siz içerde, biz dışarda zor zamanlardan geçiyoruz. Bodrumlarda insanların neredeyse canlı yayında yakılmasına tanıklık ettik içimiz parçalanarak ve bir şey yapamamanın aczi ve utancı içinde. Genç yaşlı yüzlerce insanımızın artık sayısını unuttuğumuz patlamalarda katledilmesini izledik yine çaresiz. Her gün hukuk skandalı yeni bir mahkeme kararı veya savcılık uygulaması ile karşılaşmaktan yorulduk.

Sizin tutuklanıp dört aydır adeta rehin tutulmanız da “yok artık”, “dibe vurduk”, “daha kötüsü olmaz” dediğimiz vakalardan birisi maalesef. Laf aramızda, bazen “hakikaten vurup yükseleceğimiz bir dip var mı? Yoksa altımız hepten boşluk mu?” diye düşündüğüm anlar olmuyor değil.

Neyse, enseyi karartmak yok. Biliyorum klasik olacak ama gecenin en karanlık anı sabaha en yakın olan zamandır. Buna hâlâ yürekten inanıyorum.

Yine hep birlikte kadehlerimizi dostluğa ve güzel günlere kaldıracağız, yine Bahri Abi’nin veya Ergin’in komik hikâyelerine patlayacak kahkahalarımız.

Özetle “Ahmet çıkacak yine yazacak”.

Yanlış anlamayın, bunları size moral vermek için yazacak kadar cahil değilim. Zira, başka bir hukuk garabeti nedeniyle haftada bir saatle sınırlı, sadece “merhaba” deyip sımsıkı kucaklaşabilmek için kuyruğa girilen cezaevi görüşlerinde, sizlerin dik duruşundan moral bulduğumuz aşikâr. Hele bıyık altından gülerek “asıl siz dışarda kendinize dikkat edin” demeniz ayrı bir ironi.

Ama yine de, sizi orada bırakıp dönmek çok koyuyor be ustalar.

Sevgiyle, dostlukla...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları