İklim değişikliği: İnsanlık toplu intihara gidiyor
Dünya devletleri ağırlıklı olarak Birleşmiş Milletler öncülüğünde iklim değişikliğini ele almak üzere bir araya geliyor. Bunlardan sonuncusunu ise Polonya'da gerçekleşen uluslararası iklim değişikliği konferansı oluşturuyor. Bu konferanslarda çeşitli kararlar alınıyor, fakat uygulanamıyor. Böyle olunca, dünyanın insanlık için yaşam alanı olmasının sonuna, tabii bu arada hiç bir kabahati olmayan diğer canlılar için de geçerli, hızla gidiliyor. İklim değişikliğiyle üç türlü mücadele ederek başa çıkmak mümkün, birincisi bireyler, ikincisi uluslar ve üçüncüsü de uluslararası işbirliği. Tek tek bireyler, 'koskoca dünyayı tek başıma ben mi kurtaracağım ?' diyebilirler. Bunun gerçek olduğunu ve koskoca dünyayı bireylerin kurtarabileceğini, devletler, vatandaşlarına ellerindeki tüm medya araçları ile öğretebilir ve onların üzerine düşen görevi yerine getirmesini sağlayabilirler. Bu konuda 22 Kasım 2108 tarihinde Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ,TEMA vakfı, ÇEVKO Vakfı vb gönüllü olarak iklim değişikliği bilincini aşılamaya çalışan kuruluşlardan yararlanabilir ve onlarla ortak çalışmalar yürütülebilir.
Ulus devletler, nelerin iklim değişikliğini yaptığını zaten biliyorlar, onlar kararlılıkla, bu sorunların üstüne gidebilir ve önlem almaya kendilerini, içtenlikle sorumlu görebilirler. Artık çevre kirliliği ve iklim değişikliği etkenleri, sınırları aşan bir niteliğe dönüştü. Bir nehre atılan zehirli atıklar, ya da naylonlar, okyanuslara ve orada yaşayan balıkların midesine giden yolu çoktan keşfettiler. Bu ancak komşu ülkenin, komşu ülkeyle oradan hareketle de uluslararası işbirliği ve alınan kararların yerine getirilmesiyle önlenebilecek.
EGD'nin düzenlediği İklim Değişikliği Kurultayı'nda konuşan EGD Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak, 7'den 70'e herkesi sorumluluk almaya ve yetkilileri de harekete geçmeye çağırırken, gelecek en büyük felaketin insanlığın kapı eşiğinde olduğuna dikkat çekti.
Aynı konferansta konuşan Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Dr. Muhammed Münir ül islam, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen halkın Bangladeş halkı olduğunu vurguladı.
Dr. Münir ül İslam, önümüzdeki yıllarda küresel ısınmada bir santigrat derece ısınmanın ülkesinde deniz seviyesinin metrelerce yükselmesine yol açacağını belirtti. Bu olumsuzluk yaşanırsa, Bangladeş'te ilk aşamada 30 milyon insan topraklarını terk ederek göçmen konumuna düşecek.
Son yıllarda yaşanan iklim değişikliği nedeniyle, bir nehirler ve delta ülkesi olan Bangladeş'te son yıllarda 1000 den fazla nehrin 359'unun kuruduğunu da hatırlatmak gerek.
Tek bir Bangladeş örneği bile gelecekte ne kadar büyük bir tehlike altında olduğumuzu göstermeye yeter.
Tabii, buna bir de kendi anavatanımızda artık gerçek bir çöl olan ve yayılması durmayan Konya Karapınar yöresi ile ardı ardına kuruyan dere ve göllerimizi de eklemem gerek.
Şimdi Türk halkının önünde ve elinde çok iyi bir fırsat var. Yerel seçimler. Bu seçimlerde çevreye önem verecek adayları seçmeliler ya da onlardan çevreye önem vereceklerine dair söz almalılar. Aynı imkanlar, diğer halklar ve ülkeler için de geçerlidir... Yeter ki bu bilinci sağlayalım...
İklim değişikliği dünyayı yok etmez, dünya yine kalır, insanlık ve yaşam ölür...