• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Ahmet Çavuşoğlu ve horoz melodili telefonun sırrı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.03.2015, 00:00
Telefonun melodisi horoz sesiydi! İnanılmaz bir adamdı, tanıdığım en sıkı Fenerbahçeliydi... O dönem çalıştığım medya kuruluşunun tematik haber kanalında bir program sunmam söz konusuydu. İç yapım, masrafsız, sade bir sohbet programı olacaktı; insan kaynakları müdürümüz partnerimin Ahmet Çavuşoğlu olacağını söyledi. Aynı binada farklı gazetelerde köşe yazıyorduk, çekindiğim bir adamdı; gelene geçene laf atar, hatta laf sokuştururdu. Kocamandı, koca bir göbeği, koca bir sakalı, koca bir gözlüğü ve sonradan tanıdığım kocaman bir yüreği vardı. Yaz kış kalın giyinir, klasik haki renkli gazeteci yeleğini ve boynundan atkısını üzerinden eksik etmezdi, her zaman üşürdü. Televizyon programı, konuklarla yapacağımız güncel konularla alakalı sohbetten oluşmaktaydı. Pazar sabahları, kahvaltı saatinde evlere misafir olacaktık. Bir toplantıda tanıştık, el sıkıştık, "Çok zayıfsın, zayıf kızları hiç sevmem ama seni sevdim, yazılarını da beğeniyorum" dedi. Bir de "Fenerbahçeliyim" demiştim, gözleri ışıldamıştı.

KONUK DA NE DEMEK?
Çalışmaya başladık, hiç şaka yapmazdı ama inanılmaz komikti. Gayet ciddi bir tavırla, yakın gözlüklerinin üzerinden bana bakar ve "Bu kadar gülecek ne var anlamadım, sana önemli bir hadise naklediyorum" derdi. Robert Kolej mezunuydu, son derece bilgili ve entelektüeldi; şu sonradan uydurulmuş yeni Türkçe kelimelerden hiç hoşlanmazdı, yayında bile tartıştığımızı hatırlıyorum. Programı kapatırken "Konuklarımıza teşekkür ederiz" demiştim bir defasında. "Konuk da ne demek, saçmalama, misafir denir" diye kıyameti koparmıştı. Yayına katılanları hırpalardı ama öyle tatlıydı ki kimse küsemezdi! Program başlamadan poğaçaları bitirdiği için kızardım, "Senin lokmamda gözün var" derdi, hatta beni kızdırmak için yayın süresince simitleri yediğini hatırlıyorum. Gazeteci, köşe yazarı Ahmet Çavuşoğlu... Önceki gün vefat etti...
"Hayatımda karımdan başkasını sevmedim, onun kadar da güzel kadın görmedim" derdi. Her yeni tanıdığı insana karısını anlattı ve karısını seven adamların uzun ve güzel yaşadığını söyledi. Karısı, iki kızı ve Fenerbahçesiyle çok mutluydu. Twitter hesabında kendini şöyle tanıtmış, "73 yaşında gazeteci ve 66 senelik Fenerbahçeli bir adam. İlk gittiğim maçım 1947 de BJK maçı (4-0 kazandık)..."

KÜFRETME SEBEBİ!
Telefonundaki horoz melodisinin sebebini de anlatmıştı. 2006'daki meşhur Denizli-Fenerbahçe maçını, Fenerbahçe 1-0 kaybedince şampiyonluktan olmuştu. Galatasaray'ın şaibeli olarak şampiyon olduğunu düşünen Ahmet Bey, "Bana bu durumu hiç unutturmasın diye horoz sesi seçtim" demişti, "En azından her telefon çaldığında Galatasaray'a şöyle sıkı bir sinkaflı gönderme yapıyorum"... Bir de yurtdışı gezisine katılmıştık birlikte, İngiltere'ye gitmiştik. Katıldığım en keyifli basın gezilerinden biriydi, Birmingham'a gitmiştik. Haber sunucusu ve programcı Seda Akgül de vardı. Seda eski arkadaşım, çok da müthiş bir kızdır, Ahmet Bey'le çok iyi anlaşmışlar ve dört gün boyunca benim kahkaha krizine sokmuşlardı. Yemek yerken üzerine dökmesin diye boynuna mama önlüğü takardı Ahmet Bey, tonton Ahmet Bey, dünya tatlısı Ahmet Bey; nur içinde yatsın. "Senin evlendiğini görmeden ölmek istemiyorum ama o kadar da uzun yaşayamam herhalde. Kariyerine sarılıp ısınamazsın bilmiş ol" derdi... Büyük adamdı, dedim ya kocaman bir yüreği vardı...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA