Ahkâm kesmeden önce öğren

A -
A +

“Dün” olsa neyse, “bugün” artık “internet devri”; katılacağın programa gitmeden önce, internette “bir iki tıkla”, konuşacağın konuyu iyice araştır!..

Koca koca adamlar, “unvanları büyük, etiketleri gösterişli, bazılarının karizmaları ve kariyerleri görkemli”, amma velakin ekranlarda zaman zaman “bazı konularda atıp tutarlarken, tutarsızlıklar yapıyorlar ve atıyorlar ki”, inanın TV’nin karşısında şaşkınlık içinde dona kalıyorum!..
Hadi “biri”, o konuyu “iyi” bilmiyor, bilmediği hâlde ahkâm kesiyor, tamam da o masanın etrafında oturan “diğer üç kişi”, müdahale edip de neden “Yooo, o öyle değil, böyle” demiyor, anlamam mümkün değil. Ama “biraz sonra” anlıyorum ki, “onlar da yarım yamalak biliyorlar”, tam bilmedikleri için de ‘bir iki mırıltı cümlesinden sonra itirazlarının sonunu dahi” getiremiyorlar!..
Bugün son örneğini, “hafta” sonu yaşadım. Söz, dönüp dolaşıp “kulüplerin mali durumu” konusuna gelmişti. “Borçlarını yapılandıran kulüpler” faslı açıldı. Sunucu dâhil, hemen her gün karşımıza çıkan “futbol ulemamızdan arkadaşlarımız” konuşmaya başladılar.
El insaf, hemen anlaşıldı ki, “borç yapılanmasının esasını” bile “doğru dürüst okumamışlar, dinlememişler” ya da “okudukları veya dinledikleri hâlde”, herhalde dikkat etmemişler, “eksik bilgi” yüzünden hata üzerine hata yaptılar; önce gülüyordum, sonra üzüldüm!..
Belki “bin defa yazıldı” ve söylendi; “Kulüplerin borç yapılanmasının, uzun yıllardır ‘şirketlerin bankalarla, vergi daireleriyle, sosyal güvenlik kuruluşlarıyla yaptıkları borçların yeniden yapılandırılması’ operasyonundan hiçbir farkı yok!..”
Yani, anlaşılıyordu ki, değerli meslektaşlarım, “sadece kulüplerin değil, şirketlerin borçlarının yeniden yapılandırılması” konusunda da tam bilgi sahibi olamamışlar!..
“Dün” olsa neyse, “bugün” artık “internet devri”; katılacağın programa gitmeden önce, internette “bir iki tıkla”, konuşacağın ya da “konuşman muhtemel” konuyu bul, “esaslarını oku”, sonra otur ekran masasına, “bülbül gibi” şakı. O stüdyoda olanlara da, TV başında oturanlara da “konuşulan konunun esaslarını öğret”; alkış al, takdir al ve de asıl “örnek ol”, ötekiler de, “mahcup duruma düşmemek için”, o stüdyoya “derslerini çalışarak” gelsinler ya da “iyi bilmedikleri konularda” ahkâm kesmesinler, dinlesinler!..
Bir değerli meslektaşımız “Artık yağma yok, borçların yeniden yapılandırılmasından yararlanacaksın, krediyi alacaksın amma velakin eskisi gibi harcayamayacaksın” gibilerden sözler sarf ederken, “Borç yapılanmasının, ‘kredi almak olmadığını’ bile” bilmiyor, konuşuyor. Ötekiler de “itiraz” etmiyor, edemiyor; zira “bu konudaki bilgileri yarım”, itiraz etmeye cesaret edemiyorlar!..
“Benzer” eksikliklere, “spor / futbol talimatları ile doğrudan ilgili” konularda da rastlıyorum. “Talimat maddelerini tam olarak bilmedikleri hâlde ahkâm kesiyorlar”, sonra “tereddütlere düşülüyor”, hatta “Öyle miydi, böyle miydi” tartışmaları başlıyor.
İnsanın “her şeyi bilmesi” mümkün değil. “Bilmemek” de ayıp değil, ama “bir yerde, TV stüdyosunda konuşacaksan ve konuşulacak bir mekâna gidiyorsan” o zaman “öğreneceksin” ve “öyle” gideceksin!..
Tekrarlıyorum, artık internet zamanındayız; “iki / üç tıklama”, işlem tamam, bilgi tamam, “ahkâm kesmek” de tamam; “10 üzerinden 10’luk not” ve alkışlar!..
Artık “Benim adım İhsan, ne söylersem inandırırım, inan” devri geçti.
Ey İhsan; “gencecik” çocuklar bile, “ekranda kesilen ahkâmın doğru olup olmadığını”, artık cep telefonlarından, pardon “akıllı” olanlarından iki üç tıklama ile öğreniveriyorlar; inan!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.