AGOS'UN MERCEĞİNDEN/ 29 Nisan'a doğru

Birçok kesim, Başepiskopos Ateşyan’ın süreci kendisinin yürütmek istemesinden endişe duyuyordu. Bu endişelerin yersiz olmadığı anlaşıldı.

Ermeni toplumu için yoğun bir hafta. Bir yandan 1915 Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybedenleri anarken, bir yandan da patriklik seçimine hazırlanıyoruz. Patrik Mutafyan’ın ölümünün ardından ilan edilen 40 günlük yas boyunca Türkiye Ermeni toplumunun aklında seçim sürecinin nasıl geçeceği sorusu vardı. Birçok kesim, Başepiskopos Ateşyan’ın süreci kendisinin yürütmek istemesinden endişe duyuyordu. 
Bu endişelerin yersiz olmadığı anlaşıldı. Başepiskopos Ateşyan geçen hafta yaptığı açıklamada değabah seçimine katılmayacağını, kendisi katılmayınca da değabah seçimi olmayacağını öne sürdü. Ateşyan, süreci devletin önceki yıllarda kendisine bahşettiği ‘Patrik Genel Vekili’ olarak yürütmek istiyor. Ruhani Kurul Başkanı Episkopos Maşalyan ise geçen hafta yaptığı açıklamada, Ruhani Kurul’dan değabah seçimi kararı çıkması için çalışacağını ve aday olacağını söylemişti. 

Olmayan Patriğin vekilliği?
Öncelikle, Ateşyan’ın süreci artık olmayan bir patriğin vekili olarak sürdürmesinin sakıncalarından bahsetmeliyiz. Ermeni Kilisesi geleneklerinde olmayan ‘patrik genel vekilliği’ makamı, Patrik Mutafyan’ın hastalığında icat edildi. Bu makama yönelik itirazlar sürerken ve Başepiskopos Ateşyan katıldığı her etkinlikte protesto edilirken, artık Patrik Mutafyan hayatını kaybettiğine göre, bu makam iyice anlamsız ve geçersiz hale gelmiştir. Ateşyan’ın bu realiteyi dikkate alarak hareket etmesini bekliyoruz. Sadece biz değil; Ermeni toplumunda bu beklenti içinde olan çok geniş bir kesim var. Öte yandan, bu tablo içinde dikkat çeken bir durum da sivil kesimin sessizliğidir. Geçen hafta yapılan VADİP toplantısında vakıf yöneticileri bu konuda sessiz kalmayı tercih etti. Bunun nedenini bilemiyoruz. Hele ki Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu daha önce yaptığı açıklamalarda “Ateşyan’ın Patrik Vekilliği sona ermiştir” demişken. 
Bu gelişmeler ışığında, 29 Nisan’da yapılacak Ruhani Kurul toplantısı büyük önem arz ediyor. Ermeni toplumunu rahatlatacak olan karar, seçim sürecinin geleneklerimizde yer aldığı şekliyle bir değabahla yürütülmesi olacaktır. 
Türkiye Ermeni Patrikliği tarih boyunca çok sıkıntılı dönemlerde bile geleneklerini ve iradesini savunmuştur. Bu adımları atan ruhaniler de tarihteki yerlerini almışlardır. 29 Nisan’da da böyle bir iradenin belirmesini umut ediyoruz. 

Kategoriler

Güncel