Açlık grevi

Açlık grevi

Açlık grevi Sami GünalAçlık grevinin, bir eylem yöntemi olarak uygulanma tarihi pek yeni sayılmaz. Ötelere gitmeden kendi yaşam kapsamımız içinde ele alacak olursak, şahsımızın çocukluk ve ilk gençlik yıllarına sık sık denk gelen açlık...

Sami Günal

Açlık grevinin, bir eylem yöntemi olarak uygulanma tarihi pek yeni sayılmaz. Ötelere gitmeden kendi yaşam kapsamımız içinde ele alacak olursak, şahsımızın çocukluk ve ilk gençlik yıllarına sık sık denk gelen açlık grevleri/ölüm oruçları ajans bültenlerinin baş haberlerindendi.

Hızla geçelim… Tarih yapraklarında biliriz ki ülkesi Hindistan’ın bağımsızlığı için “pasif direniş'' esnasında açlık grevi başlatan bir Gandhi var... Yine tarihsel not düşme babında İrlanda toplumunda açlık grevlerinin uzun bir geçmişinin, hatta alışkanlık haline getirdikleri toplumsal bir yöntem olduğunu vurgulayarak erken gençlik dönemlerimize denk gelen IRA militanlarının dramatik açlık grevlerini de anımsayıp dış tarih yapraklarını kapatalım.

Tarih yaprakları içinde ülkemize de bakacak olursak, Nazım Hikmet’in Türkiye’nin ilk açlık grevi eylemcisi olduğunu görüyoruz.

“Kardeşlerim / size söylemek istediklerimi / Doğru dürüst söyleyemiyorsam eğer / Kusura bakmayın / Sarhoşum, başım dönüyor biraz / Rakıdan değil / Açlıktan hafif tertip''

Daha sonraki açlık grevleri, perdesini 12 Eylül 1980’lerle açar. Siyasi mahkûmların başlattıkları açlık grevleri ve ölüm oruçlarında bugüne kadar yaklaşık yüz elli(?) kişi yaşamlarını yitirmiştir.

Açlık grevleri, İnsan Hakları unsurları içinde görülmekte ve güvence altına alınmış durumdadır. Uluslararası metinlerde, tıpkı bizim anayasamızda da kavramsal olarak koruma altına alınmış olan “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti'' gibi kabul görmüş bir eylem çeşididir. Barışçıl bir eylem olduğu yönünde bir konsensüs vardır.

Bu çerçevede değerlendirecek olursak, yetmiş beş gündür Ankara Yüksel Caddesindeki İnsan Hakları Anıtı önünde açlık grevi sürdüren iki eğitmen ne yapmaktalar? Herhalde kimse keyif için açlığa kalkışır diye düşünülemeyeceğine göre ortada bir amaç olsa gerek. Bu amaç, bir “kanaat ve düşünce'' dile getirmek olabilir mi?.. Nasıl?

Kendilerinin bir suç işlemediklerine inandıklarını (kanaat taşıdıklarını) ve işlerine iade edilmeleri gerektiğini iddia etmekteler. (Düşünmekteler) Görüldüğü gibi ortada bir “kanaat ve düşünme'' edimi/fiili/hakkı vardır.

Hak dedik de gerçekten bu bir hak mıdır?

Peki, düşünce ve Kanaatlar, nasıl dile getirilir?

Tabii ki söz, yazı, müzik, oyun, resim-heykel gibi değişik plastik sanatlar unsurlarıyla… Bunlar birer, düşünceyi yayma unsurlarıdır ve anayasal güvence altındadırlar. E, yukarıda açlık grevinin de bir amaca yani kanaat ve düşünceyi iddia-kabul ve yaymaya yönelik olduğunu söylemedik mi? Evet! O halde, “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti'' haklarına girmekte ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmek kaydıyla gerek yerel gerek uluslararası mevzuat çerçevesinde bir hak sayılmalıdır.

Nereye Kadar?

Mevcut şekli düzenlemelere göre düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün bir hak olarak anayasal güvence altında olduğunu ve açlık grevini de bu hak çerçevesinde bir “ifade'' şekli olarak değerlendirdik.

Buna göre, bedende kalıcı bir zarara yol açacak olan ya da ölüm sonucunu doğuracak bir eylem çeşidini, anayasal güvence altına alınmış olan ifade özgürlüğünün meşru bir yöntemi ve hak olarak kabul edip edemeyeceğimiz, sorusuna geliyoruz.

Bu sorunun analizi bu yazı çerçevesini oldukça aşacaktır. İkinci bir yazının konusu olsa gerek diyerek mevzuat icmalinin (toplamının) verdiği sonucu bir cümleye indirgemekle yetinelim ve öyle devam edelim.

“Kişiler, kendi istekleri ile de olsa temel hak ve hürriyetlerinden vazgeçemezler.''

Kişilerin bir takım haklarının olduğu gibi ödevleri de vardır. Aynı zamanda toplumun birer ortak değerleri olmaları dolayısıyla yaşama zorunlulukları vardır. Sorumludurlar.

Bu icmalin sonucunda anlaşılıyor ki kalıcı sakatlığa ve ölüme yol açacak açlık grevi bir hak olarak görülmemektedir. Sonuç itibariyle Türk yasal düzenlemelerinde tıbbi müdahale şart koşulmaktadır.

İnsanız, insanı kaybetmekten korkarız, ağlarız da… Maalesef, ben de yasa koyucu olsaydım düzenlemem özü itibariyle mevcut düzenleme yolunda olurdu.   

Mademki insani duygularımızı dâhil ettik, şahsi fikrimizin icmalini de bir cümleyle netleştirelim.

Açlık grevinin düşünceyi açıklama ve yaymanın meşru yollarından biri olduğunu söyleyen biziz. Bunu bir hak olarak görüyoruz. Yaşama hakkından da hiçbir şekilde vazgeçilmeyeceğinin bilincinde olarak “sakatlık ve ölüm'' sınırına kadar kullanılmasına engel olunmamalı diyoruz.

Doğru mu, yanlış mı?

Her düşüncenin doğruluğu-yanlışlığı tartışılabilineceği gibi bu eylem de oturup tartışılır/tartışılmalıdır.

Bazı insanlar, haklılığına inandığı kimi davalar(ı) için, en temel olan yaşam haklarının, beslenme gibi biyolojik gereksinimlerini askıya alabilmektedirler. Biraz da ironisini içinde taşıyan bir eylemdir bu. Biyolojik bir eylemi yapmama yöntemiyle sosyal bir eylem gerçekleştirilmektedir.

Ölüm orucuna giden yolda açlık görevi, iki hedefe yönelik tutum şeklinde ortaya çıkmaktadır. Ya bir sorunu protesto ederek dikkat çekmek suretiyle iyileştirilmesini sağlamak veya kendileri için öngördükleri kimi istekleri (iyileştirmeleri) kabul ettirmek.

Yemek yememe şeklinde gelişen eylem türü, daha ziyade siyasi tutuklu ve mahkûmlar ile onların destekçileri tarafından devlete karşı uygulanan bir etkileme yöntemidir. Hiç kuşkusuz özel şahıslara/kurumlara karşı uygulanabilmesi de söz konusudur.

Açlık grevi, çift taraflı bir bıçak sırtıdır. Karşılıklı zemin yoklamayla ölüm kollanmaktadır. Bir taraf, (grevci-ler) gerekirse ölüme kadar vardırma kararlılığını, bir sekteye uğratmadan göstererek hedefine ulaştırmak isterken; diğer taraftan temel hedefi insanı yaşatmak olması gereken devlet, boyun eğmeme/taviz vermiş olmama kararlılığıyla grevcilerin biyolojik ve ruhsal tahammül noktasını kollamaktadır.

Karikatürize etmek gerekirse –teşbihte hata olmasın- tek şeritli asma köprü üzerindeki inatçı keçi modelidir. Bu yersizdir. Nihayetinde insan canından kıymetli ne var ki?

Temel insan haklarını ihlal etmeyen talepler süratle değerlendirmeye tabii tutulmalıdır. Kamu gücünü elinde bulunduran beşer şaşmaz mı? Ölüm, göze alınabildiğine göre -eylemciler açısından- ola ki bir “yanlış'' var olabileceğine inanılmakta olduğu hesaba katılarak göz ucuyla da olsa yeniden değerlendirme hâsıl olmuş demektir.

Bu yeniden değerlendirme mekanizması neden harekete geçmelidir?

Açlık grevlerinin temel güdüsü, bir “çığlık'' atma yoluyla vicdanlara seslenmektir. Ters gibi gözükse de eziyetkâr olsa da barışçıl ve insanidir. Bilinir ki insan vicdanını etkileyen en önemli unsurlardan biri de kendi iç âlemlerinde diğer insanların yaşamlarının korunması-sürdürülmesi arzusudur. İşte insandan insana böyle bir yol olduğu içindir ki onların vicdanlarını etkilemek üzere bu acı yola başvuruluyor zaten.

Bu eylemler sırf, devletin hükmi şahsiliğine karşı yapılıyor olamaz. Anlamsızdır. Çünkü hükmi şahsiyetler ruhsuz ve duygusuzdurlar. E? İşte hükmi şahsiyetlerin eli, kolu, kafası sayılan organları elinde bulunduran gerçek şahısların vicdanlarının var olduğu bilinciyle bu eylemlere kalkışılmaktadır. Açlık grevi, bir anlamda insani bir vasfa iltifattır.

Diğer canlılardan olmayan “vicdana'' seslenmek, ona karşı atılan bir çığlıktır. Açlık grevlerinin toplum vicdanında etki gücü vardır ve yayılmacılık gösterir. Bir süre sonra tüm toplumun vicdanına nüfuz eder. Devlet yetkilileri de bu duygu/vicdan çeperin dışında olmasa gerek.

Bu eylem insani tehlike sınırını çoktan aşmıştır. İnatlaşmanın bir âlemi yoktur. Uzmanların dediklerine göre insan bedeninin açlığa dayanma sınırı yetmiş kusur gün. Tespitlere göre de tarihteki kayıtlı sınır doksan küsur gün.

İnsanlar, kendi şahsi dünyalarında elem duygusu içine sürüklenebilirler. Devlet yurttaşlarının elem duygularına “em'' olmakla yükümlüdür.

"Açlık grevi" haberi, 21 Mayıs 2017 tarihinde yazılmıştır. 21 Mayıs 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Açlık grevi haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Açlık grevi 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 19 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 00:23 Okul Etkinliği Sırasında Tavuk Pilavı Yiyen Öğrenciler Zehirlendi: 48 Öğrenci Hastaneye Kaldırıldı
  2. 00:22 ABD, BM'de Filistin Devleti'nin Tanınmasına "Hayır" Diyor
  3. 00:20 Manisa Selendi'de Okul Servisi ile Kamyonet Çarpıştı: 9 Öğrenci Yaralı
  4. 00:16 UNFPA'nın Raporu: Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Eşitsizlikleri Artıyor
  5. 00:13 1 Mayıs'ın Taksim'de Kutlanması İşçi Sınıfının, Halkın Hakkıdır!
  6. 00:13 İran Cumhurbaşkanı, İsrail ile savaş ortamında sert uyarıda bulundu
  7. 00:10 Bill Gates, ''Milletlerden'' büyülenmiş olduğunu açıkladı
  8. 00:01 İbrahim Tatlıses ve Oğlu Ahmet Tatlıses Arasındaki Mahkeme Süreci Sürüyor: İddialar ve Açıklamalar
  9. 23:57 Netflix'in İlk Çeyrek Geliri Yüzde 15 Arttı: Abone Sayısı 37 Milyon Kişi Arttı
  10. 23:36 UEFA Avrupa'da, Aston Villa ve Fiorentina ilk iki finalist oldu!
  11. 23:26 CHP'li Zeyrek, Manisa'da indirim sözünü yerine getirdi!
  12. 22:58 Bill Gates açıkladı: Yapay zeka işte bu meslekleri yerinden edemiyor!
  13. 22:58 Aston Villa, UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde büyük bir etki yarattı
  14. 22:55 Burdur'da Çöl Tozu Etkisi: Kent Tozla Kaplandı, Yetkililer Uyarıyor!
  15. 22:50 NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, G7 Toplantısında Ukrayna'ya Destek Vurgusu Yaptı
  16. 22:44 Tunceli'de PKK'ya Ait 8 Sığınak Tespit Edildi: 'Şehit Savcı Murat Uzun' Operasyonu
  17. 22:40 Diyadin İlçesinde İmamın Öğrencilere Şiddet İddiası: Gözaltı ve Soruşturma Başladı
  18. 22:36 Türkiye'deki Enflasyon Artışı: Ankara Havalimanı'nda Bir Bardak Çay 100 TL!
  19. 22:27 Kenya'da Helikopter Kazası: Genelkurmay Başkanı Ogolla ve 10 Askeri Personel Hayatını Kaybetti
  20. 22:22 Bahar Geldi, Flamingolar Ankara'nın Gölbaşı İlçesine Misafir Oldu!
ABC Kritik Haberleri