Abdullah Gül: Nereden nereye?

27 Nisan 2018 Cuma

24 Haziran seçimleri nedeniyle “çatı adayı” olarak Abdullah Gül’ün adı tartışılmaya başlanınca eski defterleri karıştırdım. 2012 yılında Çorlu’da Milli Türk Talebe Birliği Tekirdağ Şubesi’nin etkinliğine katılan TBMM Başkanı İsmail Kahraman o yıllardan övgüyle söz ediyordu. “Şu an Türkiye’yi yöneten kadro Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Akademisi’nden yetişti. Bizim dönemimizden iki dönem sonra Tayyip Erdoğan, Milli Türk Talebe Birliği kültür müdürüydü. Abdullah Gül, MTTB İcra Konseyi Genel Sekreteriydi. Sami Güçlü, Beşir Atalay, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin. Bugün ülkeyi yönetirken gördüğünüz şu kadro Milli Türk Talebe Birliği Akademisi’nden mezun olmuştur.”
MTTB’den yolu geçenler arasında Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Abdülkadir Aksu, Ali Coşkun, Hüseyin Çelik, Kadir Topbaş, Taner Yıldız, Cemil Çiçek, Osman Pepe, Abdurrahman Dilipak, Necati Çetinkaya da bulunuyordu.

***

MTTB, emperyalizm yandaşı, İslamcı bir gençlik örgütüydü. 1969 yılında İstanbul’u ziyaret eden 6. Filoya karşı solcu öğrenciler tarafından başlatılan protesto eylemlerinde MTTB’lileri kışkırtmış, 16 Şubat günü Taksim’de solcu öğrencilere saldıran emperyalist-İslamcı gençler iki devrimciyi, Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ı öldürmüşler, 200 kişiyi yaralamışlardı.
MTTB’nin yanı sıra yine solculara karşı örgütlenen bir de yarı gizli ‘Kırklar Meclisi’ vardı. Abdullah Gül, bu örgütün de üyesiydi.
Yazar Erol Bilbilik’e göre bu örgüt “üniversite ve üniversite dışında dincilerin güvenliğinin sağlanması ve eylemlerin daha etkinleştirilmesi için, başkanlığını Osman Yamukoğulları’nın yaptığı, yönetiminde İsmail Kahraman vb. militanların yer aldığı, 40 kişiden oluşan gizli bir İnzibat (Asayiş) Komitesi” idi. (Doruk Yayınları, İstanbul 2008)
Henry Kissinger’in dışişleri bakanlığı döneminde CIA bünyesinde kurulan, ABD adına başka ülkelerde girişilen gizli operasyonlara, darbe ve silahlı müdahalelere karar veren birimin adı da ‘Kırklar Komitesi’ idi. CIA başkanlarından William Colby’nin daha sonra itiraf ettiği gibi başkanlığını Kissinger’in yaptığı Komite’nin en ünlü eylemi, Şili’de Salvador Allende’ye karşı 1970 yılında yapılan darbeydi. Darbecileri yönlendiren CIA elemanlarına Washington’dan yağdırılan talimatlar, istikrarsızlaştırma eylemleriyle ilgili belgeler ortaya dökülmüştü.

***

Yeniden Abdullah Gül’e dönecek olursak…
1968’de Kayseri Lisesi’ni bitiren Abdullah Gül aynı yıl İstanbul’a gelip önce Hukuk Fakültesine, 2 ay sonra da yatay geçişle kaydını İktisat Fakültesine yaptırıyor. Hocaları üçü de Amerikancı-İslamcı olarak bilinen Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Prof. Dr. Amiran Kurtkan ve Prof. Dr. Sabahattin Zaimoğlu’dur.
Gül, 1969 yılında girdiği fakülteden 1974 yılında mezun oluyor. 1976-1978 yılları arasında Milli Kültür Vakfı bursuyla Londra’da Exeter Üniversitesi’nde eğitim görüyor. Bu üniversitenin özelliği, İngiliz istihbarat servislerinin yurtdışı görevlere gönderilecek ajanlarının burada eğitim görüyor olmasıdır. Bu üniversitenin bir başka özelliği de buradan mezun olan veya doktorasını burada yapan kişilerin daha sonra özellikle İslam ülkelerinde önemli ekonomik ve siyasal kuruluşların başına geçme veya devlet görevlerine yükseliyor olmalarıdır.
1978 yılında Türkiye’ye dönen Gül, Sakarya Üniversitesi’nde Prof. Zaimoğlu’nun kurduğu Endüstri Mühendisliği bölümünde ders vermeye başlıyor.
Son olarak, hep izinden gittiği, adı İstanbul’da bir üniversiteye verilmiş olan, 2007 yılında ölen hocası Prof. Dr. Sabahattin Zaimoğlu’nun ölümünden sonra yayımlanan “Bir Ömür Böyle Geçti” adlı biyografisinde “Amerikan derin devletinin” Türkiye’deki adamlarından biri olduğunu, ABD’ye nasıl hizmet ettiğini övünerek ve ayrıntılarıyla itiraf ettiğini anımsayalım. (İşaret Yayınları, İstanbul, S. 203-222)
İktidara muhalif partilerin ittifak olarak Abdullah Gül’ü çatı adayı olarak belirlemelerine olumlu bakmak mı?
Aman ha!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları